+90 312 220 40 20+90 544 220 40 24Çukurambar Mh. 1425. Caddesi (41. Cd.) No:26/B Çankaya/Ankara


Blog

BLOG / YAZILAR

kadin-dogum-uzmanlari-ankara-1200x800.jpg

27 Aralık 2023 BlogKadın Doğum

Stres, kadınların günlük yaşamlarında kaçınılmaz olarak karşılaştığı bir durumdur ve kadın doğum doktorları, stresin özellikle kadın sağlığı üzerindeki etkilerine dair benzersiz bir anlayışa sahiptir. Menstrüel düzensizliklerden fertilite sorunlarına kadar pek çok sağlık durumunun altında yatan faktörler arasında stres kritik bir yer tutar. Kadın doğum doktorları, stresin hormonlar üzerindeki etkisini anlamak ve bu etkiyi azaltmanın yollarını bulmak için kritik öneme sahip bilgiler sunar. Stresin, kadın üreme sağlığını nasıl etkileyebileceğini ve günlük hayatımızdaki stres etkenlerinin nasıl yönetilebileceğini anlamak, her kadının sağlık yolculuğunda vazgeçilmez bir bileşendir.

Stres yönetimi, kadın doğum pratiğinde sadece reaktif bir yaklaşım değil, aynı zamanda proaktif bir sağlık stratejisi olarak da ele alınır. Günlük hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkarken, stresin fiziksel sağlık üzerindeki doğrudan etkilerini düşürmek, kadın doğum doktorlarının önerdiği bir yaklaşımdır. Sağlıklı stres yönetimi teknikleri, adet döngüsünden libido ve hamilelik şansına kadar birçok alanda olumlu etkiler yaratabilir. Bu nedenle, kadın doğum doktorlarının önerileri, sadece acil durumlarda değil, günlük yaşamın içinde sürekli bir sağlık ve esenlik kaynağı olarak değerlendirilmelidir.

Hormonlar ve Stres Arasındaki İlişkiyi Anlamak

Kadın sağlığında hormonlar, adeta bir orkestra şefi gibi vücudun birçok önemli işlevini düzenler. Stres ise bu hassas dengenin bozulmasına sebep olabilir, çünkü stres tepkisi olarak bilinen kortizol ve adrenalin gibi hormonların aşırı salgılanmasına yol açar. Bu hormonlar, uzun süre yüksek seviyelerde kaldıklarında, menstrüel döngünün düzenini bozabilir, ovulasyonu engelleyebilir ve hatta fertilite üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Kadın doğum doktorları bu nedenle stresin hormonlar üzerindeki etkilerine özellikle dikkat eder ve bu konuda hastalarını bilinçlendirir.

Hormon dengesinin sağlanması, sağlıklı bir üreme sistemi için elzemdir. Bu nedenle, kadınlar stres altında olduklarında, düzenli olarak kadın doğum doktorlarıyla görüşmelidir. Doktorlar, stres seviyesini değerlendirebilir ve bu seviyeyi azaltmaya yönelik stratejiler önerirler. Bu stratejiler arasında yeterli uyku, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri bulunur. Ayrıca, doktorlar gerekli gördüklerinde, psikolojik danışmanlık veya diğer stres azaltma teknikleri önerebilirler.

Stres Azaltma Teknikleri

Stres azaltma, günlük yaşamın getirdiği baskıları yönetmek ve kadın sağlığını korumak için kritiktir. Kadın doğum doktorları, stresle başa çıkma yöntemlerinin, sadece anlık rahatlama sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda uzun vadeli sağlık yararları da sunduğunu belirtirler. Derin nefes alma egzersizleri ve meditasyon, stres hormonlarının seviyesini düşürebilir ve vücudu rahatlatır. Örneğin, düzenli meditasyon veya yoga pratiği, adet döngüsü düzensizliklerini azaltmaya ve hatta PMS semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Duygusal olarak rahatlatıcı etkinliklere katılım göstermek, stresi azaltma konusunda da etkilidir. Hobiler, sosyal etkinlikler veya yürüyüş gibi dış mekan aktiviteleri, zihni meşgul ederek stresin vücut üzerindeki etkisini azaltabilir. Bu tür aktiviteler, ayrıca sosyal destek ağını güçlendirir ve yalnızlık hissini azaltır ki bu da genel stres seviyesini düşürmede önemlidir. Kadın doğum doktorları, hastalarına kişisel ilgi alanlarına ve yaşam tarzlarına uygun stres azaltma yöntemleri önerirler.

Üreme Sağlığına Yönelik Yaklaşımlar

Üreme sağlığı ve stres arasındaki ilişki, kadın doğum doktorları için özel bir ilgi alanıdır. Stres, üreme fonksiyonlarını doğrudan etkileyebilir ve bu yüzden doktorlar, stres yönetimi tekniklerinin üreme sağlığına pozitif katkılarını vurgular. Düzenli egzersiz, yeterli ve kaliteli uyku, sağlıklı beslenme ve gerektiğinde profesyonel destek almak gibi yaşam tarzı değişiklikleri, stresin üreme sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilir.

Üreme sağlığını korumak için özellikle stresin yoğun olduğu dönemlerde kadın doğum doktoru ile düzenli görüşmeler yapmak, olası sorunları erkenden tespit etmek ve müdahale etmek açısından kritik önem taşır. Stres yönetimi, üreme sağlığını korumanın yanı sıra genel sağlık ve esenliğin de önemli bir parçasıdır. Doktorlar, bireysel ihtiyaçlara uygun stres yönetimi planları oluşturabilir ve bu planların uygulanmasında rehberlik edebilirler.


tup-bebek-tedavisi-ankara-3-1200x814.jpg

20 Aralık 2023 BlogTüp Bebek

Tüp bebek tedavisi, çiftlerin fiziksel ve duygusal kapasitelerini zorlayabilen bir süreçtir. Bu süreçte vücut, hormonal değişiklikler ve çeşitli tıbbi prosedürlerle baş etmek zorundadır, bu nedenle sağlıklı bir yaşam tarzı ve düzenli egzersiz programı, tedaviye olumlu katkılarda bulunabilir. Egzersiz, kan dolaşımını artırarak vücudun genel sağlığını iyileştirebilir ve potansiyel olarak embriyo implantasyonu için daha elverişli bir uterin ortam sağlayabilir. Ayrıca, egzersizin stres azaltıcı etkileri, tüp bebek tedavisinin duygusal zorluklarına karşı koyarken büyük bir yardımcı olabilir. Ancak, tüm egzersizlerin tüp bebek tedavisi sırasında uygun olmayabileceğini unutmamak önemlidir.

Spor ve egzersiz, tedavi sürecinde birçok şekilde fayda sağlayabilir. Yüksek yoğunluklu antrenmanlar yerine, düşük yoğunluklu ve sürdürülebilir egzersizler, tedavi öncesinde ve sırasında vücudu güçlendirebilir ve esnek tutabilir. Yoga, yüzme ve hafif kardiyo gibi aktiviteler, hem bedensel hem de zihinsel sağlığın korunmasına yardımcı olurken, aynı zamanda tedavi için gerekli olan ruh hali dengesini de destekler. Bütün bunların yanı sıra, egzersizin duygusal refah üzerindeki pozitif etkileri de göz ardı edilemez. Tüp bebek tedavisi, doğası gereği stresli bir süreçtir ve egzersiz, bu süreçte karşılaşılan duygusal yükü hafifletmek için mükemmel bir doğal çözüm sunar. Egzersiz, endorfin salgılamayı teşvik eder ve bu “mutluluk hormonları”, tedavinin getirdiği kaygı ve stresi azaltmada etkili olabilir. Egzersizin sağladığı bu mental rahatlama, çiftlerin tedavi boyunca daha olumlu bir zihinsel durumda kalmasına olanak tanır.

Tedavi Öncesi Egzersiz Planlaması

Tüp bebek tedavisine başlamadan önce, vücudu fiziksel olarak hazırlamak için düzenli bir egzersiz programı uygulamak önemlidir. Bu dönemde yapılacak egzersizler, özellikle vücut ağırlığını yönetmek, kan dolaşımını artırmak ve genel beden sağlığını iyileştirmek için etkili olabilir. Aerobik aktiviteler, hafif kardiyo egzersizleri ve kas güçlendirme egzersizleri, vücuttaki oksijen akışını ve kan dolaşımını iyileştirerek, tedavi sırasında kullanılacak ilaçlara vücudun daha iyi yanıt vermesine yardımcı olabilir. Ancak, egzersiz yoğunluğu ve türünün, tedaviye engel olmayacak şekilde ayarlanması gerektiğini unutmamak önemlidir. Yüksek yoğunluklu egzersizlerden kaçınmak ve vücudu aşırı yormamak, bu dönemde göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu süreçte, egzersiz programınızı bir sağlık profesyoneli veya bir fizyoterapist ile danışarak oluşturmak, vücudunuzu tedaviye en uygun şekilde hazırlamanıza yardımcı olur. Özellikle, tedavi sürecinde karşılaşabileceğiniz hormonl değişiklikler göz önünde bulundurulduğunda, kişiye özel bir spor programı belirlemenin faydaları büyüktür. Pilates, yoga gibi esneklik ve güçlendirme odaklı egzersizler veya düşük tempolu yürüyüşler, tedaviye başlamadan önceki aylarda vücudu güçlendirmek ve stresi azaltmak için idealdir. Bu tür egzersizler aynı zamanda rahatlamayı teşvik eder ve tedavi öncesi dönemde zihinsel olarak da sakin ve hazır olmanıza yardımcı olabilir.

Tedavi Sırasında Egzersiz Yapmanın Önemi

Tüp bebek tedavisinin aktif evreleri sırasında egzersiz yapmanın önemi, vücudun ve zihnin sağlıklı kalmasında göz ardı edilemez. Bu dönemde, egzersiz rutinlerinizi, tedavinin gereksinimlerine uygun bir şekilde düzenlemeniz gerekecektir. Örneğin, yumurta toplama işlemi öncesinde ve sonrasında, vücudu zorlayacak egzersizlerden kaçınmak önemlidir. Bunun yerine, tedaviye ve vücudunuzun tepkilerine göre ayarlanmış hafif egzersizler, enerji seviyenizi korumanıza ve iyilik halinizi artırmaya yardımcı olabilir. Egzersizin yoğunluğunu düşürmek, vücudunuzu tedavinin belirli aşamalarına daha iyi hazırlayabilir ve potansiyel komplikasyon risklerini azaltabilir.

Tedavi sırasında, özellikle embriyo transferi öncesinde ve sonrasında, vücudun rahatlamasına yardımcı olan aktivitelere yönelmek faydalıdır. Hafif yürüyüşler, esneme hareketleri ve meditasyon, hem fiziksel hem de zihinsel olarak rahatlamayı teşvik eder. Bu aktiviteler, aynı zamanda tedavi sürecinde karşılaşılan anksiyete ve stres seviyelerini azaltmada da etkilidir. Her zaman olduğu gibi, bu dönemde de tüm egzersizlerinizi doktorunuzun tavsiyeleri doğrultusunda yapmanız önemlidir.

Egzersiz ve Duygusal İyilik Halinin Korunması

Tüp bebek tedavisi sırasında egzersiz, duygusal sağlığı koruma ve stres yönetimi açısından hayati bir rol oynar. Düzenli fiziksel aktivite, endorfin salınımını tetikleyerek doğal bir rahatlamaya ve mutluluk hissine katkıda bulunur. Bu “mutluluk hormonları”, tedavi sürecinde karşılaşılan duygusal yükleri hafifletebilir ve genel bir iyi hissetme hali sağlayabilir. Egzersiz, aynı zamanda daha iyi uyku kalitesi, artan enerji seviyeleri ve genel bir rahatlama hissi ile de bağlantılıdır. Bu faktörlerin hepsi, tedavi sürecindeki duygusal dengenin korunmasına yardımcı olabilir.

Egzersiz, ayrıca, tedavi sürecinin getirdiği stresin ve endişenin üzerinden gelmek için bir çıkış yolu sunar. Yoga ve meditasyon gibi dikkat odaklı pratikler, zihinsel bir sakinlik hali yaratarak, duygusal dalgalanmalarla başa çıkmak için mükemmel yöntemlerdir. Bu tür pratikler, kendinizi daha merkezlenmiş ve yerinde hissetmenize yardımcı olur, bu da tedavi sürecinde karşılaşabileceğiniz zorluklara daha sağlam bir zihinle yaklaşmanıza olanak tanır. Egzersizin duygusal faydalarını maksimize etmek için, düzenli aktiviteler planlamak ve bu aktiviteleri tedavinin diğer yönleriyle uyumlu hale getirmek önemlidir. Böylece, tüp bebek tedavisine başlarken spor ve egzersizin rehberliğinde, hem bedenen hem de ruhen sağlıklı bir temel oluşturabilirsiniz.


tup-bebek-tedavisi-ankara-2-1200x797.jpg

13 Aralık 2023 BlogTüp Bebek

Tüp bebek tedavisi, çocuk sahibi olma hayali kuran çiftler için büyük bir umut kaynağı olabilir. Ancak bu tedavi, sadece fiziksel bir yolculuk değil, aynı zamanda sosyal yaşamlarını da etkileyen karmaşık bir süreçtir. Tüp bebek tedavisi, çiftlerin hayatlarında büyük bir değişiklik getirebilir. Tedavi süreci boyunca, çiftlerin fiziksel ve duygusal zorluklarla başa çıkmaları gerekecektir. Ancak sadece kendi iç dünyaları değil, aynı zamanda aileleri, arkadaşları ve sosyal çevreleri de bu süreçten etkilenebilir. Tedavi, çiftlerin sosyal ilişkilerini ve etkileşimlerini yeni bir ışık altında değerlendirmelerine neden olabilir.

Bu süreçte, kişisel bilgilerin ne kadar ve ne zaman paylaşılacağı konusu önemli bir rol oynar. Çiftler, aileleri ve arkadaşları ile bu deneyimi nasıl paylaşacakları konusunda hassas bir denge kurmalıdır. Tedavi süreci, çiftlerin aileleri ve arkadaşlarından destek almasını gerektirebilir, ancak aynı zamanda mahremiyetin korunması da önemlidir. Sonuç olarak, tüp bebek tedavisi çiftler için derinlemesine bir yolculuktur ve sosyal yaşamları üzerinde önemli etkilere sahip olabilir.

Ne Zaman ve Nasıl Paylaşmalı?

Tüp bebek tedavisine başladığınızda, bu kişisel yolculuğu arkadaşlarınız ve ailenizle ne kadar paylaşacağınıza dair kararlar vermek zorunda kalabilirsiniz. Bazı çiftler, tedavi detaylarını sadece en yakın çevreleriyle paylaşmayı tercih ederken, diğerleri daha geniş bir destek ortamına sahip olmanın rahatlığını yaşayabilir. Açık iletişim, bu süreçte kilit bir faktördür, fakat aynı zamanda mahremiyetinizin korunması ve duygusal sınırlarınızın belirlenmesi de önemlidir. Kimlerle ve ne zaman konuşulacağı, çiftin rahatlığı ve paylaşımın olası sonuçları göz önünde bulundurularak kararlaştırılmalıdır.

İletişimde zamanlama ve içerik, çiftlerin kontrolünde olan faktörlerdir. Çiftler, tedavi sürecinde karşılaşabilecekleri duygusal dalgalanmaları göz önünde bulundurarak, kendilerini en rahat hissettikleri anları paylaşım için belirleyebilirler. Bazen sadece tedavi sürecinin başlangıcını ve sonucunu paylaşmak yeterli olabilirken, bazen süreç hakkında daha detaylı bilgi vermek çiftler için daha rahatlatıcı olabilir. Burada önemli olan, çiftlerin kendilerini destekleyecek kişilerle çevrelenmesi ve paylaşım yaparken de kendi duygusal sınırlarını gözetmesidir.

Sosyal Çevrenizden Nasıl Destek Alabilirsiniz?

Tüp bebek tedavisi sırasında, etkili bir destek sistemi oluşturmak, yolculuğun daha katlanılır hale gelmesine yardımcı olabilir. Ancak, her bireyin bu süreç hakkında bilgi sahibi olması gerekmez. Çiftler, kendilerini en iyi anlayan ve destekleyen kişileri seçmeli ve sadece bu kişilerle bilgi paylaşmalıdır. Duygusal destek sunabilecek, sürecin zorluklarını anlayabilecek ve gerekli olduğunda pratik yardım sağlayabilecek kişilerin seçilmesi önemlidir. Ayrıca, tüp bebek tedavisi gören diğer çiftlerle iletişim kurmak da, benzersiz deneyimleri paylaşabileceğiniz ve karşılıklı anlayış görebileceğiniz bir ortam yaratabilir.

Destek almak için sosyal medya grupları, yerel destek grupları ve çeşitli infertilite ile ilgili yardım kuruluşları gibi kaynaklar da vardır. Bunlar, tedavi sürecinin getirdiği duygusal ve fiziksel zorlukları anlayan bir topluluk sağlayabilir. Ayrıca, danışmanlık veya terapi, tedavi sürecinin getirebileceği stresle başa çıkmak için bireysel veya çift olarak alınabilecek profesyonel destek şekillerindendir. Böyle bir destek ortamı, zor zamanlarda büyük bir yardımcı olabilir ve çiftlerin daha dirençli ve pozitif kalmasına yardımcı olabilir.

Sosyal Etkinlikler ve Tüp Bebek Tedavisi

Tüp bebek tedavisi sırasında sosyal etkinliklere katılım gösterip göstermemek, çiftler için karmaşık bir konu olabilir. Tedavi sırasında hormon düzeylerindeki değişiklikler, duygusal dalgalanmalar ve tedavi takviminin getirdiği zaman kısıtlamaları, sosyal etkinliklere katılımı zorlaştırabilir. Ancak sosyal etkinlikler, çiftlere normal rutinlerine devam etme ve tedavi sürecinin dışında kalan konularla ilgilenme fırsatı verebilir. Çiftler, kendilerini rahat ve desteklenmiş hissedecekleri etkinlikleri seçerek, sosyal yaşamlarını tedavi sürecine uyumlu hale getirebilirler.

Sosyal etkinliklere katılırken çiftler, belirli sorularla veya yorumlarla karşı karşıya kalabilirler. Bu durumlarda, önceden hazırlanmış basit ve net cevaplar, istenmeyen merakı yatıştırabilir. Örneğin, çocuk sahibi olma planları hakkında sorulara, tedavi sürecinin özel bir konu olduğu ve şu anda bu konuda konuşmak istemedikleri bir yanıt vermek yeterli olabilir. Öte yandan, çiftler, kendi deneyimlerini paylaşmaktan rahatsızlık duymuyorlarsa, bu tür etkinlikleri farkındalık yaratmak ve destek bulmak için bir fırsat olarak da kullanabilirler. Her durumda, çiftlerin kendi rahatlıklarını ve duygusal ihtiyaçlarını gözetmeleri ve sosyal etkinliklere katılımlarını buna göre ayarlamaları önemlidir.


tup-bebek-tedavisi-ankara-1200x800.jpg

1 Aralık 2023 BlogTüp Bebek

Tüp bebek tedavisi, günümüzde infertilite sorunu yaşayan çiftler için en umut vadeden opsiyonlardan biri olarak öne çıkıyor. Geleneksel tedavi yöntemlerinin ötesine geçen tıbbi ilerlemeler, tüp bebek tedavilerini hem daha başarılı hem de daha erişilebilir kılmaktadır. Her geçen gün, bu alanda yapılan bilimsel çalışmalar, yeni tedavi yöntemlerinin kapısını aralamakta ve çiftlerin çocuk sahibi olma hayallerini gerçekleştirmede büyük adımlar atılmaktadır. Yenilikçi teknolojiler ve gelişmiş embriyolojik teknikler, tüp bebek tedavisinin sadece etkinliğini değil, aynı zamanda güvenliğini de artırmaktadır.

Bu alandaki ilerlemeler, bireysel sağlık durumlarına göre uyarlanmış tedavi planları oluşturulmasını mümkün kılmıştır. Artık her çift için özelleştirilmiş protokoller geliştirilebiliyor, bu da onların kendi özel gereksinimlerine en uygun tedaviyi almasını sağlıyor. Tüp bebek tedavisindeki kişiselleştirme, çiftlerin sadece fiziksel sağlıklarını değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarını da gözeterek bir bütünsel yaklaşım sunmaktadır. Bu duyarlılık, tedavi sürecinin her adımında çiftlerin yanında olmayı gerektirir ve bu sürecin sadece tıbbi bir işlem değil, aynı zamanda bir yaşam deneyimi olduğunu vurgular.

Teknolojinin sağladığı faydalarla, embriyo kalitesinin değerlendirilmesinden implantasyon şansının artırılmasına kadar her evrede büyük ilerlemeler kaydedilmektedir. Genetik tarama teknikleri, embriyoların sağlık durumunu daha dikkatli bir şekilde inceleme olanağı sunarken, mikroskobik işlemler ve lazer destekli teknikler embriyonun rahim duvarına tutunma ihtimalini yükseltmektedir. Tüm bu yenilikler, tüp bebek tedavisinde başarı oranlarının artmasında önemli bir rol oynar ve her bir yenilik, çiftlerin kucaklarına sağlıklı bir bebek alma şansını biraz daha artırır. Bu gelişmelerin ışığında, tüp bebek tedavisi sürekli evrilmekte ve infertilite ile mücadele eden çiftler için yeni kapılar aralamaktadır.

Kişiye Özel Tedavi Protokolleri

Tüp bebek tedavisi boyunca, her bireyin benzersiz fizyolojik yapısı göz önünde bulundurulduğunda, kişiye özel tedavi protokollerinin önemi daha da artmaktadır. Hormon seviyeleri, yaş, yaşam tarzı ve hatta önceki sağlık geçmişi gibi birçok faktör, tedavinin başarı oranını etkileyebilir. Bu sebeple, tüp bebek tedavilerinde başarı şansını artırmak için her çiftin özel durumuna uygun, detaylı ve özenle hazırlanmış tedavi planları oluşturulur. Kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımları, çiftin tedaviye verdiği yanıtları izleyerek, en uygun ilaç dozajını ve tedavi zamanlamasını belirlemeye yardımcı olur.

Bu süreçte, çiftlerle yakından çalışan doktorlar ve embriyologlar, her adımda bireysel etkenleri değerlendirir ve tedaviyi bu doğrultuda şekillendirirler. Örneğin, ovulasyon indüksiyonunun zamanlaması veya hangi embriyo transfer yönteminin kullanılacağı gibi kararlar, her çiftin özgül durumuna göre belirlenir. Böylece, tüp bebek tedavisinde, standart protokollerin ötesine geçilerek, her bireyin en yüksek başarı şansına sahip olması amaçlanır. Kişiye özel protokollerin uygulanması, tedavi sürecinin hem daha etkili hem de daha az stresli olmasını sağlar ve çiftler için tedavi sürecini daha anlamlı bir deneyime dönüştürür.

Yardımcı Üreme Teknolojilerindeki İlerlemeler

Yardımcı üreme teknolojileri (ART), tüp bebek tedavilerinde devrim yaratan ilerlemelerle doludur. Mikroçip teknolojisi, sperm seçimi sürecini iyileştirerek, en sağlıklı spermlerin seçilmesine olanak sağlar. Bu, döllenme şansını ve dolayısıyla gebelik şansını yükseltir. Lazer destekli hatching ise, embriyonun dış kabuğunun inceltilmesi işlemidir ve bu yöntem, embriyonun rahim duvarına tutunmasını kolaylaştırarak implantasyon şansını yükseltir. Ayrıca, gelişmiş kültür ortamları ve geliştirilmiş inkübatörler, embriyoların laboratuvar ortamında daha sağlıklı gelişim göstermesine imkan tanır.

İlerlemeler, aynı zamanda embriyo gözlemleme tekniklerini de içine alır. Gelişmiş görüntüleme yöntemleri ile embriyoların gelişimi daha yakından takip edilebilir ve en sağlıklı olanların seçimi yapılabilir. Bu teknolojik gelişmeler, tüp bebek tedavisinin başarı oranlarını önemli ölçüde artırmanın yanı sıra, çiftlere tedavi sürecinde daha fazla şeffaflık ve kontrol hissi sağlar. Her bir yenilik, çiftlerin yaşam yolculuğunda onlara eşlik eden değerli bir araçtır ve bu araçlarla dolu tedavi çantası, onların hayalini kurdukları aileye kavuşmalarına yardımcı olur.


novaart-logo-disi

NOVAART TÜP BEBEK MERKEZİ olarak, ”yeni bir hayat” sloganıyla yola çıktık. Mesleki hayatlarını infertilite-tüp bebek konusuna adamış olan uzman hekim kadromuzla, sizleri en büyük hayalinize kavuşturmak için, en son teknolojik gelişmeleri kullanarak, size özel tedavi programlarını uygulamak ve mutluluğunuzu paylaşmak istiyoruz.

NovaArt Tüp Bebek © 2021 Tüm Hakları Saklıdır