tup-bebek-tedavisinde-en-uygun-yas-araligi-1200x800.jpg

Tüp bebek tedavileri son dönemde normal yolla bebek sahibi olamayan pek çok kişinin bebek sahibi olup hayallerine kavuşmasını sağlamaktadır. Fakat tüp bebek tedavisiyle alakalı akıllarda pek çok soru vardır ve hala bilgi eksikliği ya da hatalı bilgi bulunmaktadır.

Yaş, tüp bebek tedavilerinde en çok gündeme gelen mevzulardan birisidir ve birçok kişi tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı sorusunun cevabını merak etmektedir. Öncelikle bir tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen farklı etmenler vardır. Bunlar yumurta sayısı, yumurtanın kalitesi, sperm sayısı, sperm kalitesi, transfer edilen embriyo sayısı, tercih edilen tüp bebek merkezi gibi sıralanabilir. Fakat bunlardan birçoğu kadının yaşı ile alakalıdır.

Kadının yaşı ilerledikçe hem yumurta sayısı hem de yumurta kalitesi düşmektedir. Yumurta sayısının ve kalitesinin düşmesi iyi kalitede bir embriyo elde edilme ihtimalini de düşürmektedir. Kadınların yaşı ilerledikçe yumurtalardaki genetik anormallikler artmaktadır. Buna bağlı olarak da embriyolarda genetik anormallik görülme riski çoğalmaktadır. Embriyolarda görülen genetik anormallikler tü bebek tedavilerinde başarı oranının düşmesindeki en temel etmenlerden birisidir. Bu yüzden bebek isteyen çiftlerin normal yolla gebelik oluşmuyorsa zaman kaybetmeden tüp bebeği düşünmesi, bunun için tedaviye başvurmaktan kaçınılmaması gerekmektedir.

Tüp Bebek Tedavilerinde Yaş Aralığına Göre Başarı Oranı

Tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı sorusuna karşılık bugüne kadar pek çok araştırma yapılmıştır. Araştırmalar hem tüp bebek gereksinimlerinin nedenleri üzerinde hem de başarı oranlarını arttırmak üzerinedir.

Araştırmalara göre tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı sorusunun cevabı büyük oranda evet şeklinde ortaya çıkmaktadır. Tüp bebek tedavileri için 23 ve 40 yaş aralığı en ideal yaş aralığı kabul edilmektedir. Fakat 40 yaşından sonra da tüp bebek tedavisine başvurulabilmektedir. Yaşa göre tüp bebek tedavilerinin başarı şansı ise şöyledir:

35 yaşından küçük kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 60 – 70 oranında,
35 – 37 yaşları arasındaki kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 40 – 45 oranında,
38 – 40 yaş arasındaki kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 30 oranında,
43 yaşından büyük kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 5 oranındadır.

Tüp Bebek Tedavisi Kaç Yaşına Kadar Uygulanabilir?

Tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı ve kaç yaşına kadar tüp bebek tedavisi uygulanabilir? Tüp bebek tedavisinin uygulanabileceği bir üst yaş sınırı yoktur. Anne adayının yumurtaları bitip menopoz dönemine geçene kadar tüp bebek tedavisi uygulanabilmektedir. Fakat yaş ilerledikçe başarı oranı düşmektedir.

Novaart Tüp Bebek Merkezi olarak gerekli muayeneler soncunda tedavi sürecini belirliyor, aklınıza takılan bütün soruları cevaplıyor ve uzman hekim kadromuzla mutluluğunuzda pay sahibi olmaya çalışıyoruz.


tup-bebek-icin-kilo-siniri-var-mi-1200x800.jpg

Bebek sahibi olmak inanılmaz bir deneyimdir ve birçok çift tüp bebek (IVF) hayallerinin cevabıdır. Peki ya aşırı kilolu veya obez olanlar? Bu yazıda, kilonuzun IVF ile başarı şansınızı nasıl etkileyebileceğini keşfedecek ve süreçle ilgili sorularınızı yanıtlayacağız. Kilonuz ne olursa olsun IVF ile başarı şansınızı nasıl en üst düzeye çıkaracağınız hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.

IVF İçin İdeal Vücut Ağırlığı Nedir?

Tüp bebek (IVF), çiftlerin hamile kalmasına yardımcı olmak için kullanılan bir yardımcı üreme teknolojisi türüdür. Başarılı sonuçlar için, tedaviye başlamadan önce vücudunuzun sağlıklı ve ideal kiloda olması önemlidir.

IVF için ideal vücut ağırlığının tipik olarak 18,5-25 vücut kitle indeksi (BMI) aralığında olduğu kabul edilir. VKİ’si 25’in üzerinde veya 18,5’in altında olan kişilerin gebe kalması daha zor olabilir ve hamilelik ve doğum sırasında komplikasyon gelişme şansı daha yüksektir.
İdeal aralığın dışında bir VKİ’ye sahip olmanın IVF ile hamile kalamayacağınız anlamına gelmediğini unutmamak önemlidir. VKİ’si 25’in üzerinde veya 18,5’in altında olan kişiler için IVF’nin hala başarılı olabileceğini gösteren birkaç çalışma vardır. Bununla birlikte, IVF ile başarı şansınızı artırmak istiyorsanız, ideal aralıkta sağlıklı bir kiloyu korumanız önerilir.

IVF düşünüyorsanız, doktorunuz veya doğurganlık uzmanınız BMI’nizi hesaplamanıza yardımcı olabilir ve gerekirse IVF için ideal vücut ağırlığına nasıl ulaşacağınız konusunda size ipuçları verebilir. Tedaviye başlamadan önce hedef kilonuza güvenli ve etkili bir şekilde ulaşmanıza yardımcı olabilecek diyet ve egzersiz planları da vardır.

Aşırı Kilolu veya Obez Olmak Doğurganlığı Nasıl Etkiler?

Doğurganlık söz konusu olduğunda, çok fazla kilo taşımak gebe kalmayı zorlaştırabilir. Aşırı kilolu veya obez kadınlar daha yüksek infertilite riskinin yanı sıra tüp bebek (IVF) tedavisi sırasında daha yüksek komplikasyon riskine sahiptir. Araştırmalar, aşırı kilolu olmanın hormonal dengesizliklere yol açabileceğini, bunun da yumurtlamayı bozarak gebe kalmayı zorlaştırabileceğini göstermektedir. Aşırı kilolu veya obez olmak, IVF tedavisi sırasında kullanılan ilaçlara verilen yanıtı da etkileyerek başarılı bir sonuç elde etme şansını azaltabilir. Buna ek olarak, obezite ile ilişkili metabolik değişiklikler, gebelik diyabeti ve erken doğum gibi gebelikle ilgili bazı komplikasyonların riskini artırabilir.

Hamilelik Sırasında ve Sonrasında Sağlıklı Kilonuzu Korumak İçin Bazı İpuçları

Meyve, sebze, yağsız protein ve tam tahıl içeren dengeli bir diyet uygulayın. İşlenmiş ve şekerli gıdalardan mümkün olduğunca kaçının.
Hem aerobik hem de kuvvet antrenmanı egzersizleri dâhil olmak üzere düzenli olarak egzersiz yapın. Bu, kilonuzu kontrol altında tutmanıza ve genel sağlığınızı iyileştirmenize yardımcı olacaktır.
Kilonuzu düzenli olarak izleyin. Kilonuzu takip etmek, tüp bebek (IVF) tedavisi içinönerilen aralıkta kalmanıza yardımcı olabilir.
Susuz kalmamak ve aşırı yemekten kaçınmak için bol su için.
Rahatlamak ve stresten arınmak için zaman ayırın. Stres hormonlarınızı etkileyebilir ve kilo alımına yol açabilir.

Bu ipuçlarını takip etmek, hamilelik sırasında ve sonrasında sağlıklı kilonuzu korumanıza yardımcı olacaktır. Bu, sağlığınızı ve bebeğinizin sağlığını korumanıza yardımcı olacaktır.


tup-bebek-tedavisi-sonucu-dogan-bebeklerde-gelisim-riski-olur-mu-1200x800.jpg

Bebek sahibi olmak pek çok çiftin en büyük hayallerinden birisidir. Bunun için doğal yollar denenerek bebek sahibi olunmaya çalışılır. Fakat doğal yollarla birçok kişi bebek sahibi olamayabilir. Bu durumda farklı tedavilere başvurulmaktadır ve tüp bebek tedavisi son dönemde normal yollarla bebek sahibi olamayanların en büyük umududur.

Tüp bebek alanında ilk günden bu yana gelişmeler sürekli devam etmektedir ve yeni yöntem ve araştırma sonuçlarıyla hem tedavilerin başarı oranı arttırılmakta hem de tedavi süreci daha kolay hale getirilmektedir. Ancak bazı sorular çiftlerin akıllarında fazlasıyla yer etmektedir. Bunlardan birisi de tüp bebek tedavisi sonucu oluşan bebekler normal gebeliklere göre anomali ve gelişim açısından daha fazla risk taşır mı olmaktadır ve tüp bebek ve normal bebek arasındaki anomali oranlarındaki fark merak edilmektedir. Bunu şöyle detaylandırabiliriz:

  • Tüp bebek ve normal bebek arasında anomali oranı açısından önemli bir değişiklik olmamaktadır. Ancak şiddetli erkek faktörü olan ve mikroenjeksiyon uygulanan kişilerde cinsiyet kromozomu bozukluklarında minimal seviyede bir artış gözlemlenebilmektedir.
  • Kimi çalışmalarda kalp anomalileri, nöral tüp defektleri ve hipospadias gibi anomalilerde hafif bir artışa rastlanabilmektedir. Genel olaraksa tüp bebek ve normal bebek arasında herhangi bir değişiklik olmamaktadır.
  • Dünya genelinde yapılan araştırmalarda ve merkezimizdeki deneyimlerimizde anomali açısından normal gebelikle tip bebek gebeliklerinde herhangi bir risk artışı söz konusu olmamaktadır. Bu bebeklerin yaşamları boyunca zekâ ve davranış gibi gelişimlerinde de herhangi bir farklılık gözlemlenmiş değildir.

Tüp Bebek ve Normal Bebek Arasındaki Farklar Nelerdir?

Tüp bebek ve normal bebek arasındaki farklar fazlaca merak edilmektedir. Her iki bebeğin doğumdan sonraki sürecinde herhangi bir fark yoktur. Temel fark yumurtalıkların döllenmesine yönelik ilk aşamadadır. Bu esnada anne adayının yumurtalıklarının geliştirilmesi için ilaçlar kullanılmaktadır. Bu sayede anne adayının adet döngüsünde birden çok yumurta elde edilebilmektedir. Elde edilen yumurtalar seçilen en kaliteli spermlerle döllendirilmektedir. Gebelik oluştuktan sonra hamilelik belirtileri ve hamilelik süreçlerinde, bebeklerin fonksiyonlarında herhangi bir fark yoktur.

Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan Hormonların Etkisi Nedir?

Tüp bebek ve normal bebek arasındaki farklarda özellikle tüp bebek tedavilerinde kullanılan hormonların sağlık açısından bir zararı olup olmadığı, kanser yapıcı etkisi bulunup bulunmadığı da merak edilmektedir. Tüp bebek tedavilerinde kullanılan hormonların ciddi olmayan yan etkileri olabilmektedir. Fakat bunlar geçici yan etkilerdir. Kalıcı yan etkiler gözlemlenmiş değildir.

Dünya genelinde tüp bebeklerde yapılan araştırmalarda kanserojenik etki de gösterilmemiştir. Tedavilerde kullanılan hormonlar dünyada çok yaygın biçimde tüketilmekte ve her çıkan preparat sıkı şekilde kontrol edilmektedir. Bütün tedavi sürecinde en önemli detay ise uzman doktorlardan hizmet almaktır ve merkezimizde en gelişmiş yöntemlerle kişiye özel tedavi süreci yürütülmektedir.


tup-bebek-tedavisinin-basarili-olmasi-icin-1200x800.jpg

Tüp bebek tedavilerinde kullanılan teknolojiler Türkiye’de Avrupa ve ABD standartlarındadır. Bu nedenle de tedavilerde başarı oranı oldukça yüksektir. Son zamanlarda yenilenen genetik testler, embriyo, yumurta ve sperm dondurma işlemlerindeki gelişmeler, serum tedavisi, mikro akışkanlı çip uygulaması gibi çalışmalar maksimum gebelik şansı elde etmeye yardımcı olmaktadır. Yine de tüp bebek tedavisinin başarılı olması için ne yapmalı sorusunun cevabı önemini hala korumaktadır.

Tüp Bebek Tedavisinin Başarılı Olması İçin Beslenme Önerileri

Tüp bebek tedavilerinde başarıyı etkileyen çeşitli etmenler vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

  • Anne Adayının Yaşı: Tüp bebek tedavilerinde anne adayının yaşı ilerledikçe başarı oranı düşmektedir. Çünkü yaş ilerledikçe yumurtalıklar yaşlanmakta, döllenme oranı azalmakta, rahim içi zarının döllenen yumurtayı tutma yeteneği azalmakta, doğurganlığı etkileyecek cerrahi müdahaleler artmaktadır.
  • Kilo: Aşırı kilo doğurganlığı olumsuz etkilemektedir. Yine çok zayıf olmak da anne adayları için istenmeyen bir durumdur ve aşırı zayıflık da engel oluşturabilmektedir.
  • Sigara: Sigara sağlıklı bir yaşam için uzak durulması gereken bir maddedir. Fakat anne adayı için sigara bağımlılığından kurtulmak çok daha önemlidir. Sigara gebe kalmayı engellemekte, gebelik sürecini olumsuz etkilemekte ve bebek sağlığını tehlikeye atmaktadır.
  • Stres: Anne adaylarının yaşadıkları stres gebe kalma sürecini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle sosyal yaşam ve çalışma koşulları kaynaklı stres kontrolüne önem verilmelidir.
  • Enfeksiyon: Vajinal enfeksiyonlar, mantarlar, bakteriler ve bazı parazitler aynı zamanda sperm canlılığını da etkilemektedir. Anne adayında enfeksiyon varsa önce bunlar tedavi edilmelidir.
  • Hormonal Bozukluklar: Süt hormonu, tiroit bezi hastalıkları polikistik over hastalığı, doğuştan gelen ya da sonradan gelişen bağışıklık sistemine dair problemler de tüp bebek tedavisini olumsuz etkileyebilmektedir. Bunlar tespit ve tedavi edilmelidir.
  • Yumurta Rezervi: Yumurtanın yaşlanması hamileliği zorlaştırır. Bu nedenle bugün özellikle 35 yaşından sonra döllenmiş yumurtaların dondurularak saklanması gibi çözümler düşünülebilmektedir.
  • Sperm: Sperm sayısı ve kalitesi de tedavide önemlidir. Bunun için spermiyogram testi yapılmalı, gerekirse tedaviye başlanmalıdır.

Tüp bebek tedavisinin başarılı olması için ne yapmalı sorusuna karşılık beslenme çok önemli olup ideal kilo yakalanmaya çalışılmalıdır. Bol sıvı alınmalı, vitamin ve mineral ağırlıklı beslenilmelidir. Sigara ve alkol alınmamalı, alınan ortamlardan uzak durulmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisinde Tıbbi Faktörler

Tüp bebek tedavisinin başarılı olması için ne yapmalı kadar tüp bebek tedavisinin başarısını etkileyen tıbbi faktörler de önemlidir. Tıbbi faktörlerden birisi yaş olup 35 yaştan sonra canlı doğum oranları düşmeye başlamakta, 40’tan sonra önemli ölçüde azalmaktadır.

Ayrıca kadının boy, kilo oranı, azalmış yumurta rezervi, erkek faktörü, polikistik over sendromu, rahim içinde miyom ya da yapışık embriyonun tutunmasını engelleyen faktörlerin olup olmaması da önemlidir. Yine çikolata kisti varlığı, daha önce canlı doğum yapmış olma, genetik hastalıklar, kanser ya da kronik hastalık varlığı da tıbbi faktörlerdendir.

Merkezimize başvuran çiftlerimizde gerekli bütün değerlendirmeler yapılmakta ve tüp bebek tedavisinin başarılı olması için ne yapmalı sorusunun cevabı detaylıca uzmanlarımızca paylaşılmaktadır.


gebelik-asisi-nedir-1200x800.jpg

Tüp bebek tedavileri normal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerin günümüzde en büyük umududur. Tüp bebek tedavilerinde ilk günden bu yana büyük değişim ve gelişim kaydedilmiş, her geçen gün de yeni teknolojiler, yeni uygulamalar ile hem tüp bebek tedavilerinin başarı oranı arttırılmaya hem de süreç daha kolay yönetilmeye çalışılmaktadır. Bu noktada karşımıza çıkanlardan birisi de gebelik aşısı olmaktadır.

Gebelik aşısı tüp bebek tedavilerinde son gelişen teknolojilerden birisidir. Aşı ile anne rahminin gebeliği daha rahat kabul etmesine yardımcı olunmaktadır. Bu işlemle embriyonun transferinden önce rahim canlandırılmakta, gebeliğe hazır hale getirilmektedir. Embriyonun tutunma şansı yükseltilmektedir.

Tüp bebek tedavilerinde en önemli bölüm yumurtayla spermin en iyi şartlarda döllenebilmesine yardımcı olmaktır. Oluşan embriyolar bazen çok kaliteli de olsa hamilelik meydana gelmeyebilir. Nedeni embriyonun rahmin içine yerleşirken rahim içi zarda yaşadığı bir sorundur. Rahim içi zarının embriyonun yerleşmesine ve gelişmesine destek olabilecek faktörler eksik olabilmektedir. Mesela yapışıklıklar, kanlanmalar, iltihaplar embriyo kaliteli de olsa gebe kalmayı engelleyebilmektedir. Bütün bunlar da hamilelik oluşmamasına ya da oluşan hamileliğin düşükle sonlanmasına neden olabilmektedir. Gebelik aşısı ile bunun üstesinden gelinmeye çalışılmaktadır.

Gebelik Aşısı Kimlere Uygulanır?

Gebelik aşısı uygulanabilecek kişilerin çeşitli özelliklere sahip olması gerekir. Uzman doktor kontrolünde ve muayenesi sonucunda gebelik aşısı uygulanacak kişiler belirlenir. Bu aşı günümüzde şu kişilere uygulanabilmektedir:

  • 37 yaş ve üzerinde gebe kalmak isteyen kadınlarda,
  • Polikistik over sendromu olan hastalarda,
  • Endometriozis (çikolata kisti) olan hastalarda,
  • Rahim içi zarında kan dolaşımı az olan, pıhtılaşma sorunu yaşayan hastalarda,
  • İki ve daha fazla embriyo transferi yapılmasına rağmen gebelik oluşmamış hastalarda,
  • Daha önce tekrarlayan başarısız gebelik yaşamış hastalarda.

Bütün bu durumlarda gebelik aşısı uygulanarak gebelik oranı arttırılabilir.

Gebelik Aşısı Nasıl Uygulanır?

Gebelik aşısı için ilk olarak rahim içi tabakası incelenir. Çeşitli testlerle gebelikle alakalı bir sorun olup olmadığı araştırılır. Normal tüp bebek tedavisine kadın adet gördükten sonra geçilir. Gebelik aşısına karar verildikten sonra tüp bebek tedavisi aşamalarından olan yumurta toplama gününde kadından kan alımı gerçekleştirilir.

Kadından alınan kan laboratuvara gönderilerek özel işlem uygulanır. Bu esnada kanda yer alan monosit adı verilen hücreler ayrılır. Kültür vasatlarına alınıp çoğaltılır. Kültür ortamına ayrıca beyinden salgılanan Kortikotropin Saldırıcı Hormon yani CRH ilavesi yapılır. Bu sayede hormon yardımıyla gelişmekte olan hücreler uyarılarak rahim içindeki zarın gömülgenliğini arttıran hormonların üretilmesine yardımcı olunmaya çalışılır. Hormonları barındıran sıvılar embriyo transferinden önce rahime verilir ve rahim ağzı embriyo transferine uygun hale getirilir.

Araştırmalarda gebelik aşısı geçmişte tekrarlanan kaliteli embriyo transferlerinde gebelik oranını yüzde 40 arttırmaktadır. Düşük oranını da yüzde 30 azaltmaktadır. Hangi vakalarda uygulanacağına ise uzman hekimler karar vermelidir. Merkezimizde gerekli bütün tedaviler başarıyla gerçekleştirilmektedir.


laparoskopik-tup-ligasyonu.jpg

Endometriozist Hastalığında İlaç ve Cerrahi Tedaviler

Endometriozist hastalığı hem dünyada hem de ülkemizdeki kadınlarda çok sık rastlanmaktadır. Teşhis edilmesi de oldukça zor bir hastalıktır. Aynı zamanda çikolata kisti olarak adlandırılan endometriozist, her 10 kadından 1’inde görülmekte ve yaygınlığı artmaktadır.

Bazı hastalarda endometriozist hiçbir belirti vermeden ilerleyebildiği gibi bazı hastalarda şiddetli şikayetlere neden olabilmektedir. Hastanın rutin bazı kontrollerinde yumurtalıklarda çikolata kisti olarak veya bağırsağı döşeyen zarlar üzerinde ya da rahmin arka tarafındaki bağırsaklarda nodüler lezyon olarak endometrioziste rastlanabilmektedir.

Hastalıklı dokular çoğunlukla yumurtalıklarda bulunmaktadır. Fakat şu noktalar üzerinde de yer alabilmektedir:

  • Fallopian tüpleri
  • Mesane
  • Vajina
  • Vajina ve rektum arasındaki iç alan
  • Rahmin dış çevresi
  • Rahmi destekleyen bağlar
  • Bağırsaklar
  • Kasık boşluğun çevreleyen sınırlar
  • Karın ameliyatından kalma skarlar

Endometriozist hastalığı yakalanmış kişilerin hayatını büyük oranda zorlaştırabilmektedir. Ayrıca hastalığın neden olduğu şikayetler diğer jinekolojik rahatsızlıklarla benzerlik gösterdiğinden doğru teşhisin konulması ve tedavi uygulama süreci de uzayabilmektedir. Kişide endometriozist varlığı beklenmeyen belirtiler gösterebilmekte, aşırı yorgunluk, yapılan işe odaklanamama bunlardan bazılarıdır.

Endometriozist Hastalığının Tedavisi

Endometriozist hastalığının tedavisi hastalığın yaygınlığına, seviyesine, bulgularına, gebelik düşünülüp düşünülmesine göre farklılık arz etmektedir. İlaç tedavisi, ameliyat ya da her ikisi birlikte uygulanabilmektedir. Eğer gebelik planı varsa yaş ve yumurtalık kapasitesi değerlendirildikten sonra tedavi planı yapılmaktadır. Kim, hangi tedavinin, ne kadar süreyle uygulanacağı hastaya göre değişmektedir.

Bazı endometriozist durumlarında cerrahi yönteme tedavi edilmektedir. Süreklilik gösteren ve ilaç tedavisine cevap vermeyen ağrı yakınması olması halinde, mevcut hayat fonksiyonları kısıtlanan, ağır bulguları olan hastalarda cerrahi yöntemler kullanılmaktadır. Ayrıca endometriozis doku tanısının gerekli görüldüğü durumlarda, bağırsak ya da idrar yolları tıkanıklığının olduğu durumlarda cerrahi tedaviye başvurulabilmektedir.

Endometriozist tedavisinde ameliyat yapılacaksa ilk tercih kapalı yöntem, yani laparoskopi olmaktadır. Laparoskopide ameliyat göbek deliğinden girilen bir kamera ile 0,3 – 1 santimetrelik kesi alanlarından yapılmaktadır. Ciltte daha küçük kesiler olması hastanın daha hızlı iyileşmesine, ameliyattan sonra daha az ağrı hissetmesine, daha az ilaç kullanımı gerekmesine, hastanede kalış süresinin kısalmasına olanak sağlamaktadır. Bu nedenle de kapalı cerrahi ameliyat açık ameliyata nazaran daha çok tercih edilmektedir.

İlaç tedavisine dirençli ağrıları olan endometriozist hastalarında kapalı ameliyat esnasında karın zarı tutulumu olabilmektedir. Bu durumda karın zarı üzerindeki odaklar çıkarılarak ya da yakılarak tedavi uygulanmaktadır.

Endometriozist Hormon Tedavisi

Endometriozist tedavisi sırasında hormon takviyesi ile endometrial doku kalınlaşması yavaşlatılabilir ve yeni endometrial doku oluşumunun önüne geçilebilir. Kalıcı bir çözüm olmayan hormon tedavisinde tedavi bırakıldıktan sonra belirtiler geri gelir.

Eğer çocuk isteği varsa kadınlarda hormon tedavisi uygulanmaz. Cerrahi tedavi tercih edilir. Ayrıca endometriozist belirtilerini kontrol altına almada yaşam tarzının ve beslenmenin de etkisi vardır. Merkezimizde hastalarımız için en ideal tedavi süreci hayata geçirilmektedir.


63355fdbb57f1525d8158b50.jpeg

Tüp Bebek Sürecinde Erkeğin Test ve Değerlendirmeleri

Tüp bebek sürecine başlamadan önce erkekler için belirli testlerin yapılması zorunlu olmaktadır. Tüp bebek sürecinde erkeğin test ve değerlendirmeleri sonucunda tüp bebek tedavisinin başarısını arttıracak tedaviler yapılmaya başlanmaktadır.

Erkeğin infertilite olması durumunda yapılacak ilk test sperm analizi olmaktadır. Baba olmak isteyen kişilerden alınacak spermin şekli, hareketi ve sayısı titizlikle incelenmektedir. 90 günlük sperm döngüsü süresi içerisinde çift kuyruk ve çift başlı olan spermler bozuk durumda bulunmaktadır. Böyle bir durumda normal yollar ile çocuk sahibi olmak ya gecikmekte ya da engellenmektedir. Bunun nedeni, yumurta içine girme aşamasında ideal kuyruk ve kafa yapısının bulunmaması olmaktadır.

İdeal sperm hareketliliği değerinin en az yüzde 32’lik kısmının ileri yönlü olması gerekmektedir.  Hareketsiz durumda bulunan spermlerin döllenme ihtimali bulunmamaktadır. Şekillerinde herhangi bir sorun bulunmayan spermlerin morfolojik açıdan yüzde 4 ve üzeri bir seviyede bulunması gerekmektedir. Yapılması gereken testlerin tüm aşamalarında uzman kadromuz ve verimliliğimizi artıran ekipmanlarımızdan istediğiniz zaman destek alabilirsiniz.

Erkekler İçin Test Aşamaları

Tüp bebek sürecinde erkeğin test ve değerlendirmeleri aşamasında hormon testleri önemli bir pozisyonda bulunmaktadır.

  • Erkeğin sahip olduğu testosteron seviyesi ve diğer erkek hormonlarının hassasiyet içerisinde incelenebilmesi için hormon testi yapılmaktadır. Hormon testi bir kan testi olmaktadır.
  • Yapılacak genel bir muayene ile jenital organların durumuna bakılmaktadır. Bununla birlikte önceden geçirilmiş rahatsızlıklar ve erkeğin kullandığı ilaçların belirlenmektedir.
  • Ultrason tüp bebek sürecinde erkeğin test ve değerlendirmeleri arasında yer almaktadır. Ultrason ile boşalma sorunlarının tespiti adına, testis torbası ve rektum ultrasonu uzmanlar tarafından talep edilebilmektedir.
  • Kromozom tahlili, istenen bir diğer test olmaktadır. 1 milimetre meni içerisindeki sperm sayısının 5 milyon değerinden az olduğu durumlarda bu test istenmektedir.
  • Yapılan testler haricinde gerekmesi halinde erkeklerin; kan grubu testi, Anti-HCV, HIV, Hbs Ag, LH, FSH, T-Testosteron ve PRL gibi testleri yaptırması gerekmektedir.

Tüm test ve uygulama aşamalarında endişelerinizi ortadan kaldırmak ve en iyi sonuca ulaşmak adına isteklerinizi çok iyi bilerek işlemlerimizi sürdürüyoruz.

Sperm Üretimindeki Sorunların Nedenleri

Tüp bebek sürecinde erkeğin test ve değerlendirmeleri çok önemli bir konumda bulunmaktadır. Erkeğin sperm kalitesinin düşük olmasına belli başlı durumlar sebep olmaktadır. Bu sebepler;

  • Radyoterapi ve kemoterapi gibi ağır tedaviler görmüş olunması
  • Damarlar veya testislere alınan darbelerle birlikte vasküler travma meydana gelmesi
  • İnmemiş testis veya kriptorşidizm şeklinde adlandırılan torbalara testislerin ulaşamaması
  • Varikosel durumu yani testisteki damarların fazla genişlemesi
  • Kromozom rahatsızlıklarının olması
  • Alkol ve maddeye bağımlı olunması şeklinde sıralanmaktadır.

İhtiyaç duyacağınız tüm tedavi destekleri için görevimizin başında bulunuyoruz. Yapılacak testlerin en doğru şekilde değerlendirilmesi ve uygun olan tedavi yöntemine başlanması noktasında sizlere her zaman destek oluyoruz. Dilediğiniz zaman bizimle irtibat kurabilirsiniz.


gynecologist-talking-to-patient-at-office-2022-09-01-02-10-49-utc-1200x800.jpg

Yumurta toplama işleminde komplikasyonlar son derece düşüktür. Hatta gelişen teknoloji ve bilimsel çalışmalarla sıfıra yakındır. Bununa birlikte yumurta toplama işlemi sırasında ve sonrasında karşılaşılan birtakım komplikasyonlar da olabilmektedir.

En sık rastlanılan komplikasyon vajen duvarında iğnenin girdiği yerde yaşanabilecek kanamadır. Bu kanama her zaman basit tamponaj ile kontrol edilebilmektedir. Enfeksiyon oranı da ihmal edilebilecek seviyededir. Çikolata kistleri endometriozis) olan olgularda yumurta toplanırken çikolata kistlerinden uzak durulmaya çalışılsa da bazen folikülün yerleşiminden kaynaklı çikolata kistlerine maruz kalınabilmektedir. Bu da nadiren enfeksiyon riskini yükseltebilmektedir.

Enfeksiyon oluşması, OHSS, karın ağrısı, kanama ve anesteziye bağlı oluşabilecek yumurta toplama işleminde komplikasyonlar işlemi gerçekleştiren doktorun mesleki yeterliliği ve verdiği antibiyotik benzeri ilaçlarla en aza indirilmektedir.

Yumurta Toplama İşleminden Sonra Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yumurta toplama işleminde komplikasyonlar işlem sırasında yapılanlar kadar işlem sonrası ile de alakalıdır. Yumurta toplama sonrasında hastada herhangi bir ağrı, sızı gibi anormal durumlar yoksa bir saat kadar sonra hasta taburcu edilebilir. O gün evde istirahat etmelidir ve başlıca şunlara dikkat edilmelidir:

  • Hasta işlemden sonra 24 saat araba kullanmamalı, işe başlamamalıdır.
  • Hasta evde istirahat etmeli, ilk gün kendisine bakacak birileri yanında olmalıdır.
  • Sigara ve alkol kullanılmamalıdır. Yiyecek ve içecekte ise herhangi bir sınırlama yoktur.
  • 24 saatten sonra duş ve banyo alınabilir. Parol, Vermidon benzeri ağrı kesiciler kullanılabilir.
  • Yumurta toplama sonrasında tüp bebek destek ilaçlarına 1 gün sonra başlanır. Hastaya uygun ilaçlar hemşireler tarafından anlatılarak hangilerini, ne zaman kullanacağı bilgisi verilir. Anlatılan ilaçlar gebelik testi yaptırılacak güne kadar devam ettirilir. Gebelik testi sonucuna göre kesilmesi ya da devam ettirilmesi hususunda doktor bilgilendirmede bulunur. Gebelik oluşursa ilaç kullanımı 10-12. haftaya kadar sürdürülür.

Yumurta Toplama İşlemi Sonrasında Kanama ve Cinsellik

Yumurta toplama işleminde komplikasyonlar kadar işlem sonrası kanama ve cinsellik de merak edilmektedir. Yumurta toplama işleminden sonra âdet kanamasından daha az yoğunlukta, koyu renkte kanama görülebilir. Eğer kanama artar veya açık kırmızı renge geçerse doktora başvurulmalıdır. Eğer hemen embriyo transferi yapılmayacaksa veya işlem yumurta dondurma kapsamında yapılmış ise hastaların işlemden 7-14 gün sonra adet görmesi gerekir. İlk adet her zamankinden daha yoğun veya sancılı geçebilir.

Yumurta toplama işleminden sonra muhtemelen kasık ağrısı olacaktır. Bu nedenle hastalar cinsel birliktelik yaşamamalıdır. Her hastanın hikayesi farklı olduğundan ne zaman cinsel birliktelik yaşanılabileceği konusunda doktora danışılmalıdır. İşlem, tüp bebek tedavisi dahilinde yapıldıysa sonraki aşama embriyo transferi olacaktır. Bu da cinsel perhiz süresinin uzatılması, gebeliğe kadar devam ettirilmesini gerektirir. Novaart Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi olarak uzman ekibimizle, en modern teknolojiler eşliğinde işlemlerimizi yapıyor, merak ettiğiniz her soruyu cevaplıyoruz.


doctor-giving-directions-to-pregnant-woman-2022-07-06-00-15-24-utc-1200x800.jpg

Tüp bebek tedavilerinde en önemli adımlardan birisi yumurta toplama işlemi olmaktadır. Yumurta toplama işlemleri geçmişten günümüze daha modern, daha kaliteli hale gelmeye devam etmektedir. Artık daima vajinal ultrasonografi eşliğinde yapılmaktadır. Hasta jinekolojik muayene pozisyonunda yatırılır ve üzeri steril örtülerle kapatılır. Spekulum uygulamasının ardından vajinal lokal saha temizliğine geçilir.

Hafif genel anestezi altında yapılan yumurta toplama işlemi tamamen ağrısız olmaktadır ve başlıca şu aşamalarda yapılmaktadır:

  • Vajenden vajinal ultrasonografi eşliğinde girilir ve ilerletilen iğneyle yumurtalıklarda gelişmiş bulunan her bir yumurta kesesine girilir. İçlerinden sıvı alınır.
  • Vajinal ultrasonografi üzerinde yer alan kılavuz içinden iğne geçirilir ve yumurtalığa ulaşılır.
  • Her bir yumurta kesesine tek tek girilerek içeriği özel aspiratörle ısıtılmış steril bir tüpe boşaltılır.
  • Tüp içeriği hemen laboratuvara geçirilir. Burada yumurta içerip içermediği mikroskop altında detaylı incelenir.
  • Kimi zaman yumurta kesesinden ilk çekmede yumurta elde edilemeyebilir. Bu durumda yumurta kesesi için özel bir sıvıyla yıkanarak kalmış olabilecek yumurtaları almak için işlem yapılır.
  • Bu şekilde bütün yumurta keslerinin içinden yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir.

Yumurta Toplama İşlemi Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yumurta toplama işlemi öncesi birtakım hususlara dikkat etmek gerekir. Doktorunuz bu konuda detaylı bilgilendirmeyi yapmalıdır. İşlem, hasta aç ve susuzken yapılır. Bu yüzden işlem öncesi 6-8 saat bir şey yenilip içilmemelidir. Bir gece önceden de gaz yapıcı özellikte yiyecekler tüketilmemelidir.

İşlem öncesinde duş alınmış olabilir. Fakat kozmetik ürünler kullanılmamalıdır. Mesane boşken daha rahat işlem yapılacağından yumurta toplama işlemi öncesinde hastanın mesanesi boş olmalıdır. Yumurta toplama işleminden önce cinsel birliktelik yasaklanmalıdır. Fakat tüp bebek tedavisi kapsamında yumurta toplanıyorsa aynı gün içinde baba adayından da sperm örneği alınacaktır. Sperm kalitesinin düşmemesi için en az 3 gün önceden cinsel ilişki kesilmelidir. Yumurta toplama İşleminin yapılacağı merkez tarafından işlem öncesinde yakın tarihli HIV ve Hepatit testlerinin ibraz edilmesi istenir.

Yumurta toplama işleminden sonra hasta 2 saat müşahedede tutulur. İdrara çıkmışsa ve herhangi bir ağrı, bulantı yoksa gerekli bilgilendirme yapılarak ve ilaçları anlatılarak taburcu edilir. Hekim tarafından verilen ilaçlar düzenli kullanılmalıdır.

Yumurta Toplama İşlemi Ne Kadar Sürer?

Yumurta toplama işlemi süresi gelişen follikül sayısına bağlı olarak değişir. Yaklaşık 15-30 dakikada işlem tamamlanır. Yumurta toplama işleminden sonra hastada âdet kanamasından daha az yoğunlukta, koyu renkli kanama görülmesi doğaldır. Kanama artar veya açık kırmızı renge dönerse doktora başvurulmalıdır. Eğer embriyo transferi hemen yapılmayacaksa veya işlem yumurta dondurma kapsamında gerçekleştirilmişse hastanın 7-14 gün sonra adet olması beklenir. Bu süre hastaya göre değişebilir ve ilk adet geçmişe nazaran daha sancılı olabilir. Novaart Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’mizde bütün süreç uzmanlarımızda yönetilmektedir.


hands-of-a-scientist-in-the-laboratory-with-a-test-2022-01-12-08-13-55-utc-1200x645.jpg

Özellikle tüp bebek tedavisinde; yumurta dondurma ve tüp bebek sürecinin başında gelen işlemlerden bir tanesi de yumurta toplama işlemidir. Bu noktada; Tüp Bebekte Yumurta Toplama (OPU) tedavisi için dikkat edilmesi gerekli olan birçok çeşitli hususlar da mevcuttur. Özellikle hormon içerikli ilaçlar kullanımı ile büyütülen yumurtaların, uygun boyuta ulaşıp ulaşmadığı da ultrason ve çeşitli kan testileri ile ölçülür.

İlaç kullanımının başlanmasının ardından geçen 10’uncu veya 12’nci günde ise, hCG veya GnRH Agonist (Çatlatma İğnesi) verilir. OPU, oosit toplama veya yumurta toplamı işlemi, büyümekte olan yumurtaların Çatlatma İğnesi veya diğer bir ismi ile ovulasyon tetiklenmesi sonrasında toplanmasıdır. Genel olarak; Çatlatma İğnesinden 34 ila 36 saat sonra gerçekleştirilmektedir. Bu noktada da zamanlamada hassas olunmalıdır. Zira; Tüp Bebekte Yumurta Toplama (OPU) işleminin erken veya geç yapılması durumunda ise birtakım riskler ile karşılaşılabilmektedir.

Yumurta Toplama İşlemi Nasıl Yapılır?

İlk olarak uygulandığı yıllarda, yaklaşık olarak 40 yıl önce, Laparoskopi metodu ile yapılmakta olan OPU, günümüzde transvajinal ultrason kullanılarak yapılır. Buna karşın; yumurtalıkların pelvis dışında olması gibi tehlikeli durumlarda doktor, işlemi transabdominal ultrasonografiyle yapması da uygun görebilir. Söz konusu işlem, ameliyathane koşullarında ve anestezi altında yapılır. İşlem yaygın olarak kullanılmakta olan transvajinal ultrasonla yapılıyorsa;

  • Önce spekulum uygulaması ve sonra da steril bir solüsyon ile rahim ağzından vajinal bölge temizliği yapılır.
  • Daha sonra yumurtalıklar, vajinaya yerleştirilmiş ultrason probu ile görüntülenir.
  • Üstüne jel sürülmüş ve steril bir kılıf içerisinde bulunan ultrason probuna steril iğne kılavuzu da takılıdır.
  • Söz konusu OPU işlemi, yaklaşık olarak 15 ila 30 dakika arasında tamamlanır.

Yumurta Toplama İşleminde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Temel olarak; Tüp Bebekte Yumurta Toplama (OPU) tedavisi sürecinde dikkat edilmesi gerekli olan pek çok çeşitli nokta mevcuttur.

  • Yumurta toplama işlemi, hasta aç ve susuzken gerçekleştirilmelidir. Bu sebeple hastanın, işlem öncesi en az 6 ila 8 saat süresince herhangi bir şey yiyip içmemiş olması gerekir. Ayrıca; bir gece önce tüketilen besinlerin de gaz yapıcı özellikte olmamasına dikkat edilmelidir.
  • İşlemin yapılacağı merkeze; 30 ila 60 dakika öncesinde gelinmelidir.
  • İşlem öncesi duş alınabilir, fakat herhangi bir kozmetik ürün kullanılmamış olmalıdır.
  • İşlem transvajinal ultrason ile yapılıyorsa, yumurtalıklara daha kolay ulaşılabilmesi ve mesanenin göreceği zararın indirgenmesi amacıyla; işleme mesane boşken başlanır. Dolayısıyla hastaların, işlem öncesinde mesaneler boşaltılmış olmalıdır.
  • Tüp Bebekte Yumurta Toplama (OPU) işlemi öncesinde cinsellikten uzak durulması elzem değildir. Fakat OPU, tüp bebek tedavisi kapsamında uygulanıyorsa sperm kalitesinin düşmemesi için en az 3 gün cinsellikten uzak durulmalıdır.
  • Söz konusu işlemin yapılacağı merkez tarafından, işlem öncesinde yakın tarihli Hepatit ve HIV testlerinin ibraz edilmesinin isteneceği de unutulmamalıdır.

novaart-logo-disi

NOVAART TÜP BEBEK MERKEZİ olarak, ”yeni bir hayat” sloganıyla yola çıktık. Mesleki hayatlarını infertilite-tüp bebek konusuna adamış olan uzman hekim kadromuzla, sizleri en büyük hayalinize kavuşturmak için, en son teknolojik gelişmeleri kullanarak, size özel tedavi programlarını uygulamak ve mutluluğunuzu paylaşmak istiyoruz.

NovaArt Tüp Bebek © 2021 Tüm Hakları Saklıdır