novaartta-tecrubeli-kadin-doktorlari-1200x800.jpg

Sektördeki en iyi kadın doğum doktoru arıyorsanız, Nova Art’tan başkasına bakmayın. Yüksek eğitimli ve deneyimli profesyonellerden oluşan bir ekiple Nova Art, yıllardır anne adaylarına ve ailelerine üstün sağlık hizmetleri sunmaktadır. Nova Art’ın kadın doğum doktorları, hamilelik öncesi danışmanlıktan doğum sonrası bakıma kadar her adımda kaliteli bakım sağlamaktadır.

Nova Art’taki Jinekologlar Kimlerdir?

Nova Art’ta hizmet veren kadın doğum doktorları, hamile kadınlara kaliteli bakım sağlama konusunda son derece nitelikli ve deneyimlidir. Ekibimiz, gebe kalmadan doğuma kadar doğum öncesi bakımın tüm yönlerinde uzmanlaşmış kurul sertifikalı kadın doğum doktorları ve sertifikalı hemşire ebelerden oluşmaktadır. Doktorlarımız, hamile kadınların ve doğmamış bebeklerinin bakımı konusunda kapsamlı deneyime ve eğitime sahiptir. Kendilerini her hasta için güvenli ve rahat bir hamilelik deneyimi sağlamaya adamışlardır. Tüm hastaların mümkün olan en iyi bakımı almasını sağlamak için çalışıyoruz. Kadın doğum doktorlarımız, her hastanın ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş bir bakım planı geliştirmek için her hastayla yakın bir şekilde çalışmaktadır. Kadın doğum doktorlarımız bilgili, şefkatli ve her hastanın kendine özgü ihtiyaçlarına karşı özenlidir. Her hastanın hamileliği boyunca kapsamlı bakım almasını sağlamak için çalışıyoruz.

Kadın Doğum Doktorları Hangi Hizmetleri Sağlıyorlar?

Nova Art’taki kadın doğum doktorları kendilerini kadınlara hamilelikleri boyunca en yüksek kalitede bakım sağlamaya adamıştır. Aşağıdakiler de dâhil olmak üzere geniş bir hizmet yelpazesi sunarlar

Doğum öncesi bakım: Nova Art kadın doğum doktoru, sizin ve bebeğinizin sağlıklı olmasını sağlamak için hamileliğiniz boyunca sizinle birlikte çalışacaktır. Sağlığınızı izlemek için düzenli muayeneler ve testler yapacak, danışmanlık sağlayacak ve hamileliğinizle ilgili sorularınızı yanıtlayacaklardır.
Doğum Eylemi ve Doğum: Nova Art kadın doğum doktorları doğum eylemi ve doğum konusunda deneyimlidir. Doğumunuzun güvenli ve başarılı geçmesini sağlamak için gerekli tıbbi yardımı sağlayabilirler.
Doğum Sonrası Bakım: Nova Art kadın doğum doktorları doğum sonrası bakım ile anneliğe geçiş yapmanıza yardımcı olabilir. Bu, fiziksel muayeneleri, danışmanlığı ve yeni doğan bebeğinizin bakımına ilişkin tavsiyeleri içerir.
Üreme Sağlığı Hizmetleri: Nova Art kadın doğum doktorları ayrıca doğum kontrolü, STD testi, doğurganlık tedavileri ve daha fazlası dâhil olmak üzere çok çeşitli üreme sağlığı hizmetleri sunmaktadır.

Nova Art’taki kadın doğum doktorları bu kapsamlı hizmetleri sunarak hastalarının hamilelikleri sırasında ve sonrasında mümkün olan en iyi bakımı almalarını sağlamaya kararlıdır.

Nova Art’taki Kadın Doğum Doktorlarının Nitelikleri Nelerdir?

Tüm kadın doğum doktorları en az tıp diplomasına sahiptir ve birçoğu kadın doğum ve jinekoloji alanında ek uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. Ayrıca, hepsi Amerikan Kadın Doğum Uzmanı ve Jinekologlar Koleji (ACOG) tarafından sertifikalandırılmıştır. Ayrıca, hastalarının mevcut en iyi bakımı almalarını sağlamak için en son teknolojiler, ilaçlar ve tedaviler konusunda güncel kalırlar. Tıbbi uzmanlıklarına ek olarak, kadın doğum doktorlarımızın her biri anne ve fetüs tıbbının yanı sıra yeni doğan resüsitasyonu konusunda da uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. Sahip oldukları kolektif deneyim, kadınlara hamileliklerinin her aşamasında kapsamlı, şefkatli ve kaliteli bakım sunma konusundaki kararlılıklarının bir kanıtıdır.


kadin-dogum-doktorlari-neden-test-ister-1200x800.jpg

2 Mayıs 2023 BlogGebelik ve Doğum

Kadın doğum doktorlarına gitmenin önemi çok büyüktür. Bu doktorlar sayesinde siz müşterilerimizin tüm kadınsal kontrolleri yapılmakta, gerekli testleri yapılmakta ve bu sayede varsa bir hastalığınız tespit edilerek erkenden tedavi aşamasına geçilmektedir. Eğer hastalığınız yoksa da düzenli olarak kontrol yapmanızda fayda olduğunu düşünmekteyiz. Kadın doğum doktorlarının istedikleri testler çok önemlidir. Bu testler sayesinde tespit ettiğimiz birçok önemli nokta vardır. Bu noktalar;

Hastalıklarınız
Düşük olan değerleriniz
Vücudunuz ihtiyaç duyduğu vitaminler

Öğrendiğimiz bu özellikler sayesinde erken teşhis koymak suretiyle gerekli olan tedavilere erkenden başlanmakta ve sizleri sağlınıza kavuşturmaktayız. Eğer bir hastalık söz konusu değilse bile yapılan testler sonucunda psikolojik olarak rahatlama sağlanmaktadır.

Kadın Doğumda Yapılan Test Sonuçları

Kadın doğum doktorlarının istedikleri testler kaliteli cihazlarımız sayesinde laboratuvar ortamında çok detaylı ve hassas bir şekilde incelenmekte ve en doğru ve net sonuçlar elde edilmektedir. Bu test sonuçları doktorlarımız tarafından detaylı bir şekilde incelendikten sonra sizlere sonuçları aktarılmaktadır. Bu sonuçlar doğrultusunda gerekli ise ilaçlarınız yazılmakta ve tedavileriniz yapılmaktadır. Sizlere yaptığımız test sonuçları kesinlikle doğru sonuçlardır ve yanılma payları çok çok düşüktür. Bu test sonuçların doğru bir şekilde çıkarılabilmesi için kaliteli ve yeni cihazların kullanılması çok önemlidir. Mesleklerinde tecrübeli ve profesyonel olan laboratuvar çalışanlarımız ve bu cihazlarımızın kalitesi sayesinde en kısa sürede ve en doğru şekilde test sonuçlarınız çıkmaktadır.

Kadın Doğumda Düşük Değerler Sonrası

Kadın doğum doktorlarımızın istedikleri testlerin yapılması sonucu çıkan sonuçlar neticesinde tüm değerleriniz ortaya çıkmaktadır. Bu ortaya çıkan değerler arasında düşük olanlar bulunabilmektedir. Bu düşük değerlerin normal seviyelerine gelebilmesi için doktorlarımız tarafından sizlere tavsiyeler verilmekte ve gerekli ilaçlar yazılmaktadır. İlaçların yetersiz kalacağı konuda iğneler yapılmakta ve değerleriniz normal seviyelerine dönmektedir. Bu değerlerin düşük olması vücudunuz da birçok hastalığa sebebiyet verebilir ve sizleri kadın hastalıkları konusunda sıkıntıya sokabilir. Bu sebepten dolayı kadın doğum doktorlarına danışmak suretiyle düzenli olarak testlerinizi yaptırmanız ve sonuçlarını takip etmeniz gerekmektedir. Bu testler sağlığınız için çok önemli bir noktada yer almaktadır.

Kadın Doğum Doktorlarının Gebelik Öncesi Rolü ve İpuçları

Kadın doğum doktorları, gebelik öncesi dönemde anne adaylarına önemli bir rehberlik sağlar. Bu dönemde doktorlar, ilk muayene ve sağlık geçmişi değerlendirmesi yaparak anne adayının genel sağlık durumunu ve gebelik potansiyel risklerini belirler. Aynı zamanda beslenme önerileri ve takviyeler hakkında bilgilendirme yapar, sağlıklı bir beslenme planı oluşturulmasına yardımcı olur. İlaçlar ve mevcut sağlık durumu hakkında danışmanlık sağlar, gerektiğinde ilaç tedavisini düzenler. Sağlıklı bir yaşam tarzı için ipuçları vererek, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıkların bırakılmasını teşvik eder, düzenli egzersiz yapmayı önerir. Anne adayının gebelik öncesindeki sağlığının korunması ve sağlıklı bir gebelik sürecinin desteklenmesi, kadın doğum doktorlarının önemli rolüdür. Bu süreçte düzenli iletişim ve doktorunuzla yapacağınız periyodik kontroller büyük önem taşır.


tub-bebek-tedavisinde-en-yeni-teknolojiler-1200x761.jpg

Tüp bebek, kısırlık sorunu yaşayan çiftlerin çocuk sahibi olabilmek için başvurdukları bir yöntemdir. Tüp bebek tedavi sürecini özetle ifade edecek olursak anne adayının yumurtalıklarından toplanan yumurtaların laboratuvar ortamına getirilip bu ortamda sperm ile döllenmesinin sağlanmasıdır. Sonra da döllenme sonucu oluşan embriyonun anne adayının rahmine transfer edilmesidir.

Bu aşamalar her biri potansiyel riskler barındırır. Hiperstimülasyon sendromu olabilir, enfeksiyon riski olabilir. Tüp bebek tedavisi ile hamile kalan anne adaylarının yaşanabilecek bazı risklere karşı doktorların tavsiyelerine uymaları önemlidir. Tüp bebek bekleyen anneler normal doğumu seçebilir, ama doğum öncesi dönemde düzenli olarak doktor kontrollerine gitmeleri ve sürecin düzenli takibini yapmaları gerekir. Süreç içerisinde klinik uzmanlarımızla beraber anne adayı en doğru kararı verecektir.

Tüp Bebek Bekleyen Anneler Normal Doğumu Riske Sokan Durumlara Dikkat

Tüp bebek normal gebelik sürecine göre daha risklidir. Bunun sebebi, tüp bebek tedavisi sırasında ve gebelikte bazı ilaçlar kullanılır. Bu kullanılan ilaçların yan etkileri vardır. Her gebeliğin kendine özgü riskleri vardır. Her tüp bebek gebeliği aynı şekilde riskli diyemeyiz.Ama yüksek risk içeren bazı durumlar vardır:

Anne adayının yaşı
Birden fazla fetüs olması
Önceden var olan diyabet, hipertansiyon gibi rahatsızlıklar
Hamilelik esnasında çıkan komplikasyonlar

Tüp bebek bekleyen anneler normal doğumu düşünüyorsa normal gebelikler gibi düzenli takip edilmelidirler. Bu takip süreci tüp bebek tedavisini uygulayan klinik uzmanlarımız tarafından yapılmaktadır. Düzenli olarak anne adayı ultrason muayenesinden geçer. Kan testleri yapılır ve gereken diğer tıbbî testler de gözden geçirilerek gebelik süreci yakından izlenir.

Tüp bebek bekleyen anneler normal doğumu istiyorsa bu gebeliklerin normal gebeliklere göre biraz daha yüksek risk içerdiğini bilmelidir. Ama uygun bakım ve sağlıklı bir izleme süreci ile doktorlarımızın yapacağı muayene ve değerlendirmeler sonucu zorunlu bir sezaryen gerekip gerekmediği belirlenir.

Tüp Bebek Bekleyen Anneler Normal Doğumu Değil De Sezaryeni Tercih Eder Mi?

Tüp bebek gebelikleri, normal gebeliklere göre biraz daha yüksek risk taşır. Bu sebeple tüp bebek bekleyen anneler normal doğumu değil de sezaryeni tercih edebilir. Ama bu durum, anne adayının durumuna ve baştan beri tedavi süreciyle ilgilenen klinik uzmanlarımızın tavsiyelerine göre değişir.

Birden fazla fetüsün olduğu tüp bebek gebelikleri, normal doğumda zorluklar yaşayabilir. Bu durumda sezaryen tercih edilebilir. Fakat tek gebelikler normal ve sağlıklı bir şekilde devam ediyorsa hem annenin sağlığına hem de bebekle ilgili yaşanabilecek herhangi bir risk yoksa normal doğum yapılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Bu konuyla ilgili doğru kararın verilmesi anne adayının doktoruyla istişaresi sonucunda olacaktır.

Gebeliğin başında erken doğum riski taşıyan ve preeklampsi gibi tıbbî sorunları olan anneler sezaryen olabilirler. Zaten sezaryen normal doğumun anne veya bebeğin sağlığı için riskli olduğu durumlarda yapılan bir cerrahi müdahaledir. Doğal yollarla olan gebeliklerde de zorunlu sezaryen gerektiren durumlar vardır.


tup-bebek-tedavisi-sonucu-dogan-bebeklerde-gelisim-riski-olur-mu-1200x800.jpg

Bebek sahibi olmak pek çok çiftin en büyük hayallerinden birisidir. Bunun için doğal yollar denenerek bebek sahibi olunmaya çalışılır. Fakat doğal yollarla birçok kişi bebek sahibi olamayabilir. Bu durumda farklı tedavilere başvurulmaktadır ve tüp bebek tedavisi son dönemde normal yollarla bebek sahibi olamayanların en büyük umududur.

Tüp bebek alanında ilk günden bu yana gelişmeler sürekli devam etmektedir ve yeni yöntem ve araştırma sonuçlarıyla hem tedavilerin başarı oranı arttırılmakta hem de tedavi süreci daha kolay hale getirilmektedir. Ancak bazı sorular çiftlerin akıllarında fazlasıyla yer etmektedir. Bunlardan birisi de tüp bebek tedavisi sonucu oluşan bebekler normal gebeliklere göre anomali ve gelişim açısından daha fazla risk taşır mı olmaktadır ve tüp bebek ve normal bebek arasındaki anomali oranlarındaki fark merak edilmektedir. Bunu şöyle detaylandırabiliriz:

  • Tüp bebek ve normal bebek arasında anomali oranı açısından önemli bir değişiklik olmamaktadır. Ancak şiddetli erkek faktörü olan ve mikroenjeksiyon uygulanan kişilerde cinsiyet kromozomu bozukluklarında minimal seviyede bir artış gözlemlenebilmektedir.
  • Kimi çalışmalarda kalp anomalileri, nöral tüp defektleri ve hipospadias gibi anomalilerde hafif bir artışa rastlanabilmektedir. Genel olaraksa tüp bebek ve normal bebek arasında herhangi bir değişiklik olmamaktadır.
  • Dünya genelinde yapılan araştırmalarda ve merkezimizdeki deneyimlerimizde anomali açısından normal gebelikle tip bebek gebeliklerinde herhangi bir risk artışı söz konusu olmamaktadır. Bu bebeklerin yaşamları boyunca zekâ ve davranış gibi gelişimlerinde de herhangi bir farklılık gözlemlenmiş değildir.

Tüp Bebek ve Normal Bebek Arasındaki Farklar Nelerdir?

Tüp bebek ve normal bebek arasındaki farklar fazlaca merak edilmektedir. Her iki bebeğin doğumdan sonraki sürecinde herhangi bir fark yoktur. Temel fark yumurtalıkların döllenmesine yönelik ilk aşamadadır. Bu esnada anne adayının yumurtalıklarının geliştirilmesi için ilaçlar kullanılmaktadır. Bu sayede anne adayının adet döngüsünde birden çok yumurta elde edilebilmektedir. Elde edilen yumurtalar seçilen en kaliteli spermlerle döllendirilmektedir. Gebelik oluştuktan sonra hamilelik belirtileri ve hamilelik süreçlerinde, bebeklerin fonksiyonlarında herhangi bir fark yoktur.

Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan Hormonların Etkisi Nedir?

Tüp bebek ve normal bebek arasındaki farklarda özellikle tüp bebek tedavilerinde kullanılan hormonların sağlık açısından bir zararı olup olmadığı, kanser yapıcı etkisi bulunup bulunmadığı da merak edilmektedir. Tüp bebek tedavilerinde kullanılan hormonların ciddi olmayan yan etkileri olabilmektedir. Fakat bunlar geçici yan etkilerdir. Kalıcı yan etkiler gözlemlenmiş değildir.

Dünya genelinde tüp bebeklerde yapılan araştırmalarda kanserojenik etki de gösterilmemiştir. Tedavilerde kullanılan hormonlar dünyada çok yaygın biçimde tüketilmekte ve her çıkan preparat sıkı şekilde kontrol edilmektedir. Bütün tedavi sürecinde en önemli detay ise uzman doktorlardan hizmet almaktır ve merkezimizde en gelişmiş yöntemlerle kişiye özel tedavi süreci yürütülmektedir.


yumurtaliklarin-hormon-tedavisi-ile-uyarilmasi-erken-menapoza-neden-olur-mu-1200x802.jpg

Tüp bebek tedavileri uzun süredir normal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerin hayallerinin gerçekleşmesine yardımcı olmaktadır. Tıp alanında kaydedilen gelişmelerle günümüzde tüp bebek tedavileri oldukça ilerlemiş ve başarı şansı çok daha artmıştır.

Tüp bebek tedavileri ilk günden bu yana sürekli gelişmekte ve yeni çalışmalarla hem tüp bebek tedavilerinin başarı oranı hem de sürecin kolaylığı arttırılmaya çalışılmaktadır. Bununla birlikte tüp bebek tedavisi sırasında uygulanan çeşitli yöntemlerle ve tedavilerle alakalı akıllara gelen sorular da olmaktadır. Bunlardan birisi de yumurtalıkların hormon tedavisi ile uyarılması yumurtalıkları harap ederek erken menopoza neden olur mu olmakta, erken menopoz riski akıllara gelmektedir.

Ergenlik çağı başında normal bir kadında yaklaşık 400 bin küçük yumurta yer almaktadır. Yıllar içinde bu yumurtalar hızla tükenmektedir. Normal adet döngüsünde çoğu yumurta daha gelişmeden kaybolmakta, bunların sadece bir tanesinde yumurtlama gerçekleşmektedir.

Tüp bebek tedavisiyle birlikte yumurta geliştirici iğneler uygulanmakta ve bu iğnelerle 10 ya da daha fazla folikülün gelişmesi sağlanmaktadır. Bunlar zaten doğal olarak kaybolacak foliküllerdir. Bu yüzden de tüp bebek tedavisinin yumurtalıklara herhangi bir zararı bulunmamakta, bu da erken menopoz gibi bir riski doğurmamaktadır.

Erken Menopozun Belirtileri ve Nedenleri

Erken menopoz yumurtalıklara zarar veren veya östrojen hormonunun üretimini durduran etkenlerden kaynaklanmaktadır. Diğer sağlık durumları gibi erken menopoz da birtakım belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Erken menopozun belirtileri normal menopozun belirtileriyle benzerlik göstermektedir ve bu belirtiler şöyle sıralanabilir:

  • Bir haftandan uzun regl
  • Sık adet görme ya da iki regl arasındaki sürenin uzaması
  • Gece terlemesi ve ateş basması
  • Mesane kontrolünde zorluk çekme
  • Yorgunluk ve uykusuzluk
  • Ruh hallerinde değişiklik, sinirli ve endişeli hissetme halleri
  • Konsantrasyonun düşmesi, unutkanlığın artması ve dikkatsizlik hali
  • İştah artışı
  • Baş dönmesi ve baş ağrısı.

Geçmişten günümüze erken menopoz nedenleri tam olarak aydınlatılabilmiş değildir. Bununla birlikte bazı durumların erken menopoza neden olabildiği düşünülmektedir. Hiç doğum yapmamış olmak, sosyoekonomik düzeyin düşük olması, sigara içmek gibi durumlar bunlardan bazılarıdır. Özellikle sigara içen kadınlarda diğerlerine nazaran 1 yıl daha erken menopoza girme riski bulunmaktadır.

Erken menopoz genetik kaynaklı da olabilir. Ebeveyninin erken menopoza girdiği yaş, kişinin de yaklaşık menopoza gireceği yaştır. Yine de tiroit, eklem romatizması gibi hastalıklar da erken menopoza neden olabilir.

Erken Menopozda Tüp Bebek Tedavisi

Erken menopoz döneminde farklı tedaviler uygulanabilmektedir. Erken menopoz döneminde tüp bebek tedavisine başvurulabilmektedir.  Erken menopozda tüp bebek tedavisi uygulanabilmesi için kadında yumurta hücreleri bulunmalıdır.

Yumurta hücreleri tamamen tükenirse bu tedavi uygulanamamaktadır. Yumurta hücresi olan; fakat kuvvetsiz kadınlarda tüp bebek tedavisi ile başarıya ulaşılabilmektedir. Merkezimizde en gelişmiş tedavi yöntemleriyle en uygun tedaviler gerçekleştirilmektedir


tup-bebek-tedavisi-ile-ikiz-ucuz-gebelik-artar-mi-1200x803.jpg

Bebek sahibi olmak isteyen çiftler için son dönemde tüp bebek tedavileri büyük umut olmaktadır. Tüp bebek tedavisinde sperm ve yumurta yapay yollarla döllenerek tüp bebek meydana gelmektedir. Bu tedaviye sperm morfolojisi ve aktivitesi döllenme için uygun olmadığı durumlarda başvurulmaktadır. Sperm sayısının az olduğu durumlarda döllenmenin gerçekleşmesi zordur. Aynı zamanda kadınların üreme organlarının morfolojisinin döllenmeye uygun olmaması da hamilelik olasılığını azaltmaktadır. Gerekli tetkik ve muayeneler sonrasında çeşitli tedavi planlamaları yapılabilmektedir.

Tüp bebek tedavisiyle alakalı en çok akla gelen sorulardan birisi tüp bebek tedavisi ile ikiz, üçüz gebelik şansı artar mı olmaktadır. En basit haliyle bu soruya evet cevabı verilebilir. Tüp bebek tedavilerinde ikiz bebek olasılığı normal gebeliğe göre 20 kat, üçüz, dördüz olasılığı 400 kat artmış bulunmaktadır.

Tüp Bebek Tedavisi ile İkiz, Üçüz Gebeliğin Nedenleri

Tüp bebek tedavisi ile ikiz, üçüz gebelik şansı embriyo transferinden dolayı artmaktadır. Tüp bebek işlemlerinde çoğul gebeliği azaltmak için transfer edilen embriyo sayısının azaltılması planlanır. Kimi ülkelerde bu konuda kısıtlama mevcut olup en çok 2 embriyo transfer edilebilmektedir. Ülkemizdeki tüp bebek tedavi yönetmeliğine göre de en çok 2 embriyo transferi yapılabilmektedir.

Tedavide transfer edilen embriyo sayısı 3-4 olduğundan çoğul gebelik oranı artmaktadır. Özellikle de beş ve üzeri embriyo transferi yapıldığında çoğul gebelik şansı çok daha artmaktadır. Gebelik oranları 3-4 embriyo transferinde yüzde 40’lardayken 1-2 embriyo transferinde yaklaşık yüzde 18-20’lere düşmektedir. Bu nedenle gebelik elde etmek için 3-4 embriyo transferi en yaygın uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kendiliğinden oluşan gebeliklerde ikiz gebelik tek yumurtanın bir spermle döllenmesiyle ve daha sonra embriyonun ikiye bölünmesiyle oluşur. Embriyonun ikiye bölünmesi ve tek yumurta ikizine sebep olması veya aynı yumurtlama ayında yumurtlanan iki ayrı yumurtanın iki ayrı spermle döllenmesiyle gerçekleşir. Tüp bebek tedavisindeyse tüp bebek tedavisi ile ikiz, üçüz gebelik şansı için iki, üç embriyo transferi yapılmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisi ile İkiz, Üçüz Gebelik Riskli Midir?

Tüp bebek tedavisi ile ikiz, üçüz gebelik şansı oldukça fazladır. 35 yaş altı kadınlarda 2 embriyo transferinde ikiz gebelik şansı yüzde 25-30 oranında artabilmektedir. Bu ise pek arzu ettiğimiz bir durum değildir. Bu yüzden tüp bebe uygulamalarının esaslarının belirlendiği yönetmelik çerçevesinde 35 yaş altı kadınlarda ilk iki tüp bebek uygulamasında tek embriyo nakledilmektedir. Üçüncü denemeden itibaren ve kadın yaşı 35 üstü ise çiftlerde 2 embriyo nakline izin verilmektedir.

İkiz, üçüz gebelik varlığında gebelik sürecinde çeşitli riskler olabilir:

  • İkizlerden birinin gelişiminin devam etmeyip kaybedilebilmesi ve gebeliğin tekiz olarak devamı,
  • Her iki bebeğin de düşükte kaybedilmesi,
  • Gebelik seyri boyunca annede gebelik şekeri, gebelik tansiyonu gibi riskler,
  • Erken doğum riskleri.

sigara-ve-alkolu-birakmanin-hamilelige-faydalari-1200x800.jpg

Birçok kişinin bildiği gibi sigara içmek ve düzenli yüksek miktarda alkol tüketimi kalp, damar, akciğer hastalıkları ve karaciğer yetmezliği risklerini arttırmaktadır. Ancak, bu ikilinin sürekli tüketilmesi ölümcül hastalıkların oluşma risklerinin dışında hem erkeklerde hem de kadınlarda doğurganlık sorunlarına yol açabilmesi ile de çocuk sahibi olmak isteyen kadın ve erkeklerin uzak durması gerekenlerin başında gelmektedir.

Hamilelik öncesinde, hamilelik süresince veya doğum sonrası emzirirken sigara ve alkol tüketimi hem bebeğin hem de annelerin sağlığını yakından etkilemektedir. Hamile kalmaya çalışan, hamile olan veya emziren kadınlara, sigara ve alkolü bırakması tavsiye edilmektedir.

Gebelik ve Öncesinde Alkol Tüketimi

Hamileyseniz ya da hamile kalmayı planlıyorsanız, bebeğiniz ve sizin için riskleri minimumda tutmanın en güvenli yolu hiç alkol almamaktır.

Hamilelikte içki içmek bebeğe uzun süreli zarar verebilir ve alkol tüketimi be kadar çok olursa, risk o kadar artacaktır.

Hamile kalmaya çalışan kadınların, alkolü bırakmasının faydaları;

  • Doğurganlık ve hamile kalma yeteneğinde artış,
  • Erken evrelerde görülebilen düşük oranında azalma ve
  • Gebelik öncesi ve gebelik esnasında vücudun gereksinim duyduğu tüm doğal vitamin ve minerallerin en iyi şekilde özümsenmesinin sağlanması olarak sıralanabilir.

Hamile bir kadın alkol aldığında, alkol plasentadan geçerek bebeğin gelişimini etkileyebilir. Bu sadece ilk birkaç haftada değil, hamilelik boyunca devam eder.

Çok fazla alkol tüketimi;

  • Erken doğum,
  • Düşür riski,
  • Düşük doğum ağırlığı ve
  • Çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini etkileyen, Fetal Alkol Sendromu’nun oluşmasına sebep olabilir.

Gebelik ve Öncesinde Sigara Tüketimi

Herkes, sigara içmenin sağlığa verdiği zararın farkında ancak gebelik öncesi ve gebelik esnasında sigaradan uzak durmak çok daha önemli hale gelmektedir. Anne adaylarının gebe kalmaya karar verdiği andan itibaren sigara içmeyi bırakmaları, doğuma kadar sağlıklı bir gebelik geçirmeleri açısından önem arz etmektedir.

Sigarayı bırakmanın gebeliğe faydaları incelendiğinde;

  • Gebelik esnasında oluşabilecek komplikasyon riskini azalttığı,
  • Doğum sırasında anne vücudunda oluşabilecek olumsuzluklarda azalma sağladığı,
  • Sağlıklı doğum kilosu ile doğum oranında artış sağladığı,
  • Ölü doğum, düşük ve erken doğum risklerini azalttığı ve
  • Doğum sonrasında bebekte meydana gelebilecek, akciğer ve solunum yolları sorunlarının minimum düzeyde kaldığı görülmüştür.

Dünya üzerinde birçok uzman ve sağlık kuruluşu, sigara ve alkolü bırakmanın gebeliğe faydaları üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Yapılan araştırma ve incelemeler, hiç sigara içmeyen ve alkol tüketiminde aşırıya kaçmayan kadınlarda gebe kalma oranının çok daha yüksek olduğunu göstermekte ayrıca bu gebeliklerde olası bir komplikasyon oranı çok düşük kalmaktadır. Bu sebeple, gebe kalmaya karar veren tüm anne adaylarının baba adayları ile beraber sigara ve alkol tüketimini bırakarak bu sürece başlaması tavsiye edilmektedir.

Gebelik öncesinde ve esnasında, uzman medikal kadromuzdan destek alarak, sağlıklı bir gebelik süreci geçirebilirsiniz.


gebelik-asisi-nedir-1200x800.jpg

Tüp bebek tedavileri normal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerin günümüzde en büyük umududur. Tüp bebek tedavilerinde ilk günden bu yana büyük değişim ve gelişim kaydedilmiş, her geçen gün de yeni teknolojiler, yeni uygulamalar ile hem tüp bebek tedavilerinin başarı oranı arttırılmaya hem de süreç daha kolay yönetilmeye çalışılmaktadır. Bu noktada karşımıza çıkanlardan birisi de gebelik aşısı olmaktadır.

Gebelik aşısı tüp bebek tedavilerinde son gelişen teknolojilerden birisidir. Aşı ile anne rahminin gebeliği daha rahat kabul etmesine yardımcı olunmaktadır. Bu işlemle embriyonun transferinden önce rahim canlandırılmakta, gebeliğe hazır hale getirilmektedir. Embriyonun tutunma şansı yükseltilmektedir.

Tüp bebek tedavilerinde en önemli bölüm yumurtayla spermin en iyi şartlarda döllenebilmesine yardımcı olmaktır. Oluşan embriyolar bazen çok kaliteli de olsa hamilelik meydana gelmeyebilir. Nedeni embriyonun rahmin içine yerleşirken rahim içi zarda yaşadığı bir sorundur. Rahim içi zarının embriyonun yerleşmesine ve gelişmesine destek olabilecek faktörler eksik olabilmektedir. Mesela yapışıklıklar, kanlanmalar, iltihaplar embriyo kaliteli de olsa gebe kalmayı engelleyebilmektedir. Bütün bunlar da hamilelik oluşmamasına ya da oluşan hamileliğin düşükle sonlanmasına neden olabilmektedir. Gebelik aşısı ile bunun üstesinden gelinmeye çalışılmaktadır.

Gebelik Aşısı Kimlere Uygulanır?

Gebelik aşısı uygulanabilecek kişilerin çeşitli özelliklere sahip olması gerekir. Uzman doktor kontrolünde ve muayenesi sonucunda gebelik aşısı uygulanacak kişiler belirlenir. Bu aşı günümüzde şu kişilere uygulanabilmektedir:

  • 37 yaş ve üzerinde gebe kalmak isteyen kadınlarda,
  • Polikistik over sendromu olan hastalarda,
  • Endometriozis (çikolata kisti) olan hastalarda,
  • Rahim içi zarında kan dolaşımı az olan, pıhtılaşma sorunu yaşayan hastalarda,
  • İki ve daha fazla embriyo transferi yapılmasına rağmen gebelik oluşmamış hastalarda,
  • Daha önce tekrarlayan başarısız gebelik yaşamış hastalarda.

Bütün bu durumlarda gebelik aşısı uygulanarak gebelik oranı arttırılabilir.

Gebelik Aşısı Nasıl Uygulanır?

Gebelik aşısı için ilk olarak rahim içi tabakası incelenir. Çeşitli testlerle gebelikle alakalı bir sorun olup olmadığı araştırılır. Normal tüp bebek tedavisine kadın adet gördükten sonra geçilir. Gebelik aşısına karar verildikten sonra tüp bebek tedavisi aşamalarından olan yumurta toplama gününde kadından kan alımı gerçekleştirilir.

Kadından alınan kan laboratuvara gönderilerek özel işlem uygulanır. Bu esnada kanda yer alan monosit adı verilen hücreler ayrılır. Kültür vasatlarına alınıp çoğaltılır. Kültür ortamına ayrıca beyinden salgılanan Kortikotropin Saldırıcı Hormon yani CRH ilavesi yapılır. Bu sayede hormon yardımıyla gelişmekte olan hücreler uyarılarak rahim içindeki zarın gömülgenliğini arttıran hormonların üretilmesine yardımcı olunmaya çalışılır. Hormonları barındıran sıvılar embriyo transferinden önce rahime verilir ve rahim ağzı embriyo transferine uygun hale getirilir.

Araştırmalarda gebelik aşısı geçmişte tekrarlanan kaliteli embriyo transferlerinde gebelik oranını yüzde 40 arttırmaktadır. Düşük oranını da yüzde 30 azaltmaktadır. Hangi vakalarda uygulanacağına ise uzman hekimler karar vermelidir. Merkezimizde gerekli bütün tedaviler başarıyla gerçekleştirilmektedir.


gebelikte-ne-kadar-kilo-alinir-1200x800.jpg

21 Şubat 2023 BlogGebelik ve Doğum

Gebelik süreci anne adayı açısından muazzam bir süreçtir. Bu süreçte anne adaylarının karşılaştıkları pek çok değişim vardır ve bunlardan birisi kilo alımıdır. Bu nedenle gebelikte ne kadar kilo alınır sorusu fazlaca akıllara gelir.

Anne adayının yeterli kilo alımı sağlıklı bir bebek gelişimi ve anne adayının sağlığı açısından gereklidir. Yeterli kilo alan anne adaylarının gebelik süreçleri daha sağlıklı geçecektir. Bu noktada tüp bebek tedavilerinde ve normal gebelikte ne kadar kilo alınır sorusu akıllara gelebilir. Fakat tüp bebek tedavisinin süreci normal gebelik süreciyle aynıdır. Bu nedenle kilo alımında aynı değerler göz önüne alınmalıdır.

Gebelikte ideal kilo alımı olarak bir değer yoktur. Anne adayının kilo alımı kişiye bağlı olarak değişir. Her anne adayının başlangıçtaki kilosuna göre kilo alımı değişir. Bu, kişinin hamilelik dönemi başında boyu ve kilosu oranına göre hesaplanır. Buna da vücut kütle indeksi denir. Vücut kütle indeksi hesaplanırken kilo kilogram, boy metre olarak alınır. Kilonun boyun karesine bölümüyle sonuç elde edilir. Buna göre şöyle bir değerlendirme yapılabilir:

  • Vücut kitle indeksi 18.5’ten düşük ise kişi çok düşük kiloda hamile kalmıştır. Buna bağlı olarak da hamilelik sürecinde ortalama 12 – 18 kilo alması gerekir.
  • Vücut kütle indeksi 18.5 – 26 arasındaysa kişi ortalama kiloda hamile kalmıştır. Hamilelik boyunca 11 – 16 kilo alması gerekir.
  • Vücut kütle indeksi 26 – 29 arasındaysa kilolu hamile kalınmış demektir. Hamilelik boyunca 7 – 111 kilo alınması uygundur.
  • Vücut kütle indeksi 29’dan yüksekse fazla kilolu hamile kalınmış demektir. Hamilelik boyunca en az 6.8 kilo almak gerekmektedir.

Gebelikte Kilo Alımı Ne Zaman Başlar?

Gebelikte ne kadar kilo alınır sorusunun cevabı hamilelik süreci boyunca değişir. Genellikle ilk kilo alımları hamileliğin 3. Ayında başlar. İlk üç ay içinde 1-2 kilo alımı olmaktayken 3. ayda toplam 3.5 – 4.5 kilo alınmış olduğu gözlemlenebilir.

Gebelikte İştah En Çok Ne Zaman Artar?

Gebelikte ne kadar kilo alınır sorusu ile birlikte en çok hangi ayda iştah artar sorusu da akıllara gelmektedir. Çünkü iştah artışı beraberinde kilo alımını da getirmektedir. Yaklaşık 5. Ayda hormonların etkisiyle iştah açılır. Fakat tamamen kişiye özel özellikler de oluşabilir.

Hemen her anne adayındaysa mide bulantıları, kusma, iştahsızlık ortaya çıkar. Mide bulantısı ve kusma genellikle ilk 3 ayda yaşanır. Son 3 aydaysa iştahsızlık oluşur ve bu, bebeğin mideye baskı yapmasından olur. Anne adayının genellikle 5. Aydan itibaren yemek yeme isteği normale döner ve kontrolsüz yemek yeme isteği oluşabilir.

Gebelikte ne kadar kilo alınır sorusunun bir standardı olmadığından uzman doktora başvurulmalıdır. Merkezimizde doktorlarımız gereken desteği sağlamakta, bütün süreçte merak ettiklerinizi danışabilmeniz mümkün olmaktadır.


kadinlarda-yumurtlamanin-artmasi-icin-neler-yapilmalidir-1200x800.jpg

Kadınlarda doğurganlığı arttırmanın yolu yumurtlamanın arttırılmasından geçmektedir. Kadınlarda yumurtlamanın artırılması için yapılması gereken birtakım unsurlar vardır. Bunlar hem tedavi hem de beslenmeyle alakalı olup birbirleriyle desteklenmelerinde fayda vardır.

Tıbbi olarak kadınlarda yumurtlamanın artırılması için yapılan başlıca uygulamalar şunlardır:

  • Kontrollü Over Stimülasyonu (KOH): Bu tedavi yumurtlaması normal kadınlarda yumurta sayısı ve kalitesini arttırmak için yapılabildiği gibi yumurtlaması olmayan veya bozuk olan kadınlarda yumurta elde edilmesi için tercih edilir.

Kişiye özel olan bu tedavilerde altta yatan problemlere yönelik farklı tedavilerle de desteklenebilir. Tedaviye başlanmadan önce tetkikler, muayeneler yapılır ve bunlar neticesinde en uygun tedavi seçenekleri belirlenir.

  • Aşılama tedavisi: bu tedavide amaç yumurta ve spermin karşılaşma olasılığının ve yumurta sayısının ve sperm kalitesinin arttırılıp döllenme şansı yükseltilmeye çalışılır. Aşılama tedavisinde çifte özel olarak altta yatan probleme bağlı olarak gebelik yüzdesi değişir.
  • Sperm hazırlanması: bu tedavide inseminasyon zamanı sabah erkek sperm vermek üzere androloji ünitesine davet edilir. Sperm vermeden önce 2-5 gün cinsel perhizde olunması tavsiye edilir. Ejekülatı mastürbasyon yoluyla bunun için dizayn edilmiş özel odada, steril bir kutunun içinde vermedi tavsiye edilir.

Sperm verildikten sonra sperm laboratuvarında semen yıkama aşamalarına alınır. Bu sayede fertilizasyon kapasitesi yüksek spermler ayrılır. Normal hareketi fazla olan spermlerin seçilmesi sağlanır.

Kadınlarda Yumurtlamanın Artırılmasına Yardımcı Besinler

Kadınlarda yumurtlamanın artırılması için sağlıklı beslenmek çok önemlidir. Özellikle bazı besinler gebelik şansını arttırmaktadır.

Yumurtlamanın arttırılmasına yardımcı besinlerin başında bazı sebzeler gelir. Ispanak, pazı ve diğer koyu yapraklı sebzeler içerdikleri folik asit sayesinde yumurta kalitesini arttırırlar. Düşük riskini de azaltmaya yardımcı olurlar.

Yine brokoli C vitamini ve folik asit içeriği sayesinde lüteal faz yetmezliği riskini azaltmaktadır. Brüksel lahanası folik asit açısından zengin olup döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesine yardımcı olmaktadır. Lahanada bulunan di-indol methan besini kısırlığın yaygın sebeplerinden olan endometriozis ve miyom oluşumuna karşı koruyucu etkiye sahiptir.

Patates C vitamini içeriği sayesinde lüteal faz yetmezliği olan kadınlarda yardımcı olmaktadır. Havuç beta-karoten içeriğiyle yumurtlama oranını arttırmakta, oluşan hamilelikte düşük riskini azaltmaktadır.

Kadınlarda yumurtlamanın artırılması konusunda nar, avokado, muz, dut, ahududu, yaban mersini gibi meyveler de etkilidir. Ayrıca yağsız beyaz ve kırmızı et, yumurta, kabuklu deniz ürünleri, somon da yumurtlamada faydalıdır.

Kadınlarda Yumurtlamanın Artırılmasının Faydaları

Kadınlarda yumurtlamanın artırılması için yapılabilecekler oldukça fazla olsa da bunların her birisi herkese uygulanamaz. Bu nedenle gerek tedavi gerekse beslenme seçenekleri kişiye özel değerlendirilmelidir. Merkezimizde uzman doktorlarımız gerekli bütün tetkik ve muayeneleri en gelişmiş ekipmanlar yardımıyla yapmakta, kişiye özel tedavi ve beslenme programları oluşturmaktadır. Bu sayede hem yumurtlama arttırılarak gebelik şansı arttırılmakta hem de oluşan gebelikte düşük riski azaltılmaktadır.


novaart-logo-disi

NOVAART TÜP BEBEK MERKEZİ olarak, ”yeni bir hayat” sloganıyla yola çıktık. Mesleki hayatlarını infertilite-tüp bebek konusuna adamış olan uzman hekim kadromuzla, sizleri en büyük hayalinize kavuşturmak için, en son teknolojik gelişmeleri kullanarak, size özel tedavi programlarını uygulamak ve mutluluğunuzu paylaşmak istiyoruz.

NovaArt Tüp Bebek © 2021 Tüm Hakları Saklıdır