yumurta-catlatma-ignesinin-yan-etkileri-1200x800.jpg

Yumurta çatlatma iğnesinin yan etkileri nelerdir? Yumurta çatlatma iğnesi farklı formlarda olmaları ile bazıları kalçadan bazıları ise kol ya da karın bölgesinde cilt altına uygulanarak yapılır. İğne yapıldığında kısa süreli bir ağrı olabiliyor. Ancak her tıbbi prosedürlerde olduğu gibi bu iğne sonucunda da yan etkiler meydana gelebilmektedir. Bu yan etkilerden bahsedecek olursak kısaca şöyledir:

Karın ağrısı
Göğüs hassasiyeti
Vajinal akıntı
Cinsel istek artışı gibi normal belirtiler olabilmektedir.

Ayrıca mide bulantısı, kusma, ateş, nefes darlığı gibi ciddi sorunların meydana gelmesi ile hiç vakit kaybetmeden hekim kontrolüne gidilmesi gerekir. Bu tarz belirtilerin olması ciddi bir risk olan yumurtalıkların aşırı uyarılma sendromuna işaret ettiğini söylemek mümkündür. Yumurtalıkların aşırı uyarıldığı aşmada ve tüp bebek sikluslarında çatlama iğnesi sonrasında hormon düzeyi gereğinden fazla artması sonucunda OHSS adı verilen bir durum olabiliyor. OHSS yumurta çatlatma iğnesinin ardından 3 ila 15 gün içinde görülebilmektedir. Bunun sonucunda hafif ve orta düzey karın ağrısı rahatlıkla giderilebilir. Ağır bir vaka durumunda ise hastane yatışı gerekebilmektedir. Eğer gebelik olursa bu belirtiler artarak devam edebilir. Bu durum doktor tarafından öngörülebileceğinden çatlatma iğnelerinden farklı bir iğne ile yumurta çatlaması sağlanabilir. Buradaki siklus iptal edilir ve tüp bebekte embriyolar dondurularak transfer işlemi kadında OHSS bulguları geçmesinin ardından sonraki aylarda gerçekleştirilebilir.

Yumurta Çatlaması Nasıl Anlaşılır ve Belirtileri Nelerdir?

Doğal ya da iğne ile çatlama olması durumunda yumurta kesecikten çıkar ve kesecikteki bir miktar sıvı kasık ağrısına neden olabiliyor. Aynı şekilde meme hassasiyeti, vücut ısısında artış gibi belirtilerde söz konusu olacaktır. Yumurta çatlama iğnesinin ardından gebelik oluşmaz ise ve adet gecikmesi yapacak bir ilaç kullanılmıyorsa 14 gün sonra adet kanaması olabilmektedir. Bu belirtiler doğal ya da iğne ile yumurtlaması olan çoğu kadında olmaz ve kişi kendiliğinden yumurtladığını anlayamaz. Bu bahsettiğimiz belirtiler subjektif bulgulardır. Objektif bulgu ise ultrasonografik olarak takip edilen yumurta içeren keseciğin boşaltıldığını görmektir. Ayrıca kanda progesteron hormonunun yükseldiği de görülmektedir. Eğer çatlama iğnesi yapıldıysa yumurta çatladığını takip etmek gerekli bir durum değildir.

Yumurta Çatlatma İğnesi Ardından Ne Zaman Gebelik Testi Yapılır?

Yumurta çatlatma iğnesi HCG hormonu içerir ve bu hormon gebelik salgılanan bir hormon olması ile iğneden hemen sonra test yapmak yanlış gebelik olduğuna dair bir sonuç verebilir. İğnenin kandaki seviyesinin düşmesini beklenmelidir. Doğal sikluslarda ve aşılamada döllenen yumurta rahim içine tutulması yedi ila on gün kadar bir süreçten sonra olur. Gebelik testi de ancak döllenen yumurtanın, embriyonun rahme tutunduktan sonra salgılanan hormon sayesinde sağlıklı bir sonuç verir. Yumurta çatlatma iğnesinden en az 12 gün sonraki dönemlere kadar gebelik testi aldatıcı sonuç verebilir. Ayrıca adet gecikmesi olmadan test yapmamakta gereksiz bir heyecan yapmamak için daha uygun olacaktır.


tup-bebek-tedavisi-oncesi-hazirlik-1200x673.jpg

Tüp bebek tedavisi öncesi dikkat edilmesi gereken faktörler vardır. En önemlilerini şöyle sıralayabiliriz:

Sağlık muayenesi: Tüp bebekten önce çiftlerin sağlık durumlarının kontrolden geçmesi gerekir. Kadın ve erkeğin genel sağlık durumuna bakılır. Hormon seviyeleri ölçülür. Genetik hastalık taşıyıcılığı olup olmadığı kontrol edilir. Vücutta enfeksiyon var mı? Cinsel yolla bulaşan bir hastalık mevcut mu? Bunlar incelenir.
Yaşam tarzı: Yaşam tarzı, tedavi öncesinde gözden geçirilmesi gereken önemli unsurların başında gelir. Çiftlerde alkol, sigara ve kafein tüketimi varsa tamamen bırakılması önerilir. Sağlıklı beslenmek önemlidir. Düzenli bir hayata geçiş yapılmalıdır. Hayatın içine fiziksel kondisyonun sağlanabilmesi için egzersizler ilave edilmelidir.
İlaç kullanımı: Çiftlerde kronik sağlık sorunu varsa kullanılan ilaçlar konusunda uzmanlarımızla irtibata geçilmesi önemlidir.
Stres yönetimi: Tüp bebek tedavi süreci stresli bir dönemdir. Bu stresle başa çıkabilmek için rahatlama yöntemleri kullanılabilir. Mesela bunlardan biri egzersiz yapmaktır.
Destek almak: Tedavi süreci ya ailenin diğer üyeleri tarafından desteklenmeli ya da profesyonel bir danışmanlık hizmeti alınmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisi Öncesi Sağlıklı Bir Yaşam Tarzı Benimsemek

Tüp bebek tedavisi öncesi sağlıklı bir hayat oluşturmak ve belki de tedavi öncesi bazı alışkanlıkları değiştirmek tedavinin başarısını etkileyebilir.

Biliyoruz ki sağlıklı bir beslenme düzeni hem kadın hem de erkek üreme sağlığı için önemlidir. Bunun için düşük glisemik indeksli yiyecekler, lifli gıdalar, az yağlı yiyecekler tercih edilmelidir. Özellikle beslenmede proteinin önemi tartışılmazdır. Bu sebeple protein bakımından zengin gıdaların beslenme listesine eklenmesi gerekir. Fast food ve işlenmiş gıdalardan kaçınılmalıdır. Özellikle şekerli ve hazır gıdalar sağlıksız besin grubuna girer. Sağlıksız besin grubundan uzak durulmalıdır.

Doktorun önerdiği vitamin ve mineral takviyesi varsa ihmal edilmeden alınmalıdır. Çünkü üreme sağlığı açısından folik asit, B ve D vitaminleri önemli vitaminlerdir.

Sigara ve alkol kullanımı varsa bunların doğrudan doğurganlık üzerinde olumsuz etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Bu alışkanlıklardan da kaçınılmalıdır.

Tüp bebek tedavisi öncesi sağlıklı yaşam döngüsünün beslenme kadar önemli bir unsuru da fiziksel aktivitedir. Aşırıya kaçmadan günlük yürüyüşler doktorlarımızın önerdiği düzeyde hafif ve düzenli egzersizler yapılmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisi Öncesi Yapılacak Testler 

Tüp bebek tedavisi öncesi nasıl bir tedavi yapılacağına karar verilebilmesi için bazı testlerin uzman doktorlarımız tarafından yapılması gerekir. Çünkü hamile kalabilme süreci kadında düzenli ve kaliteli yumurta üretimi gerektirir. Erkekte de sağlıklı sperm üretilmelidir. Döllenme sonrası yumurtanın rahime sağlıklı bir şekilde yerleşebilmesi için rahimin de sağlıklı olması gerekir. Kadında bu noktada pek çok sorun görülebilir. Bunlardan bazıları:

Yumurtlama problemleri
Kapalı veya zarar görmüş rahim kanalları
Yumurta kalitesi
Yumurta sayısı
Rahim problemleri

Erkeklerde ise genetik bir sorun veya bir hastalığa bağlı sperm problemi, doğuştan inmemiş testis olması gebelik sürecini etkileyen problemlere yol açar.

Bu sebeple hormon testleri, tüplerin incelenmesi, kan testleri, ultrason muayenesi gibi bir dizi işlem yapılarak uzmanlarımız tarafından tedavi sürecinin doğru bir şekilde planlanması yapılır.


tup-bebek-tedavisinde-psikolojinin-onemi-1200x800.jpg

Depresyon ve anksiyetenin hormonal, nöroendokrin veya immünolojik işleyişi olumsuz etkileyerek kötü tüp bebek tedavisi sonuçlarına yol açabileceği varsayılmakta, psikolojik sorun yaşamanın tüp bebek tedavisi sonucu üzerindeki etkisi endişe konusu olmaya devam etmektedir.

Tüp bebek tedavisi yaptırmak, duygusal ve fiziksel olarak yorucu bir süreç olabilir. Araştırma bulguları, çiftlerin tüp bebek programlarına devam ederken genellikle psikolojik olarak iyi durumda olduklarını gösterse de tüp bebek sürecinde depresyon ve anksiyetegörülebilmektedir. Bu gibi olumsuz durumlar, tedavi sonucunda hamilelik elde edilse dahi düşük ihtimalini yükseltecektir.

Bu durum, %100 kesin kanıtlar bulunmuş olmasa da tüp bebek tedavisinde psikolojinin önemi olduğunu göstermekte, tedavi sonrasında başarı oranının yükselmesi için, çiftlerin ruhsal durumlarına dikkat etmeleri tavsiye edilmektedir.

Tüp Bebek Tedavisinde Psikolojik Destek Alınması

Hayat sürekli karşımıza farklı sürprizler çıkarmakta, planlananlar ile olanlar arasında dağlar kadar fark oluşturmaktadır. Beklentimiz dışında gelişen olaylar ve durumlar, psikolojik ve fiziksel travmalar yaratabilmektedir. Bu gibi durumlar, tüp bebek tedavisi öncesinde, esnasında hatta tedavi bitiminde özellikle annenin psikolojik durumunu etkileyerek, tedavi sonucunda değişikliğe sebep olabilmektedir.

Birçok uzman, tüp bebek tedavisinde psikolojinin etkisi olduğunu kabul ederek, yepyeni bir sayfa açacağınız bu zamanda doğru bir psikolojik destek alınmasının herkes için en iyisi olacağını bildirmektedir.

Tüp bebek tedavisinde psikolojik destek çocuk sahibi olmak isteyen ancak belirli sebeplerden dolayı olamayan çiftlere de verilmekte, tedavi sürecinde;

Kaygı,
Endişe,
Stres ve
Öfke ile nasıl başa çıkılacağı konusunda destek olunmaktadır.

Tüp bebek tedavisi gören kişi psikolojik destek ya da gevşeme teknikleri ile olumsuz süreçleri nasıl kontrol altına alabileceğini öğrenerek, başarılı gebelik ihtimalini arttırabilir. Kişinin kaygı ya da depresyonla baş edemediği durumlarda psikiyatrist ya da kadın doğum uzmanı önerisiyle antidepresanlar kullanılabilir.

Tüp bebek tedavisinin iki kişilik bir tedavi olduğu unutulmamalıdır. Eşlerin bu süreçte olumsuz durumlar yaşamaları hem tedavi sonucunu hem de birlikteliklerini etkileyeceğinden, psikolojik destek alarak tüm süreci sorunsuz atlatabilirler.

Psikolojik Destek Tüp Bebek Başarısını Arttırır mı?

Günümüzde hem eşlerin hem de çocukların sağlıklı bir ortamda yaşamaları için psikolojik destek şart haline gelmiştir. Tüp bebek tedavisi sürecinde birçok çift değersizlik ve tükenmişlik duyguları yaşayabilmektedir. Bu durum, olumsuz tutum ve davranışların yanı sıra psikolojik rahatsızlıklara da neden olmaktadır.

Tedavi sürecinde çiftlerin birbirini anlaması, birbirini dinlemesi ve uyumlu hareket etmesi çok önemlidir. Psikolojik destek almanız halinde tedavi süreci daha sağlıklı olacağından tedavinin başarı oranı artacaktır. Olumlu davranış ve düşünceler hamile kalmayı kolaylaştıracaktır.

Doğru bir tüp bebek tedavisi ile başarılı hamilelik ve sağlıklı bir aileye kavuşma ihtimaliniz artacaktır. Kliniğimizde yeni anne adaylarına tüp bebek tedavisinde psikolojinin önemi bilgisi verilmekte, tüm süreçte bu yönde destek sağlanmaktadır.


tup-bebek-tedavisinde-kisitlamalar-var-mi-1200x832.jpg

Tüp bebek tedavisi doğurganlığa yardımcı olmak ya da genetik sorunları önlemek için kullanılan karmaşık bir dizi prosedürü içermektedir.

Tüp bebek tedavisi, annenin oldun yumurtalarının toplanması ve steril bir laboratuvar ortamında sperm ile döllenmesi ile elde edilen embriyonun taşıyıcı rahme transfer edilmesi ile gerçekleştirilmektedir. Tüp bebek döngüsü üç hafta kadar sürmektedir. Bazı tüp bebek yöntemleri, izlenen adımların parçalar halinde gerçekleştirilmesini gerektirdiğinden, bu süre daha da uzayabilmektedir.

Tüp bebek tedavisi, doğurganlık sorunları için en etkili yöntem olarak kabul edilmektedir. Tüm işlemler,

Anne ve baba adayının kendi yumurta ve spermleri kullanılarak,
Bilinen ya da anonim bir donörden yumurta, sperm ya da embriyo alınarak ve
Annenin rahminde bir sorun olması halinde, taşıyıcı annede büyüme sağlanarak gerçekleştirilebilmektedir.

Tüp bebek tedavisi ile sağlıklı bir bebeğe sahip olma şansınız birçok faktöre bağlı olmakla birlikte, gün geçtikçe gelişen teknoloji sayesinde başarı oranı gün be gün artmaktadır.

Başlıca tüp bebek tedavisinde kısıtlamalar aşağıdaki gibidir:

Sigara: Her iki partnerin de herhangi bir doğurganlık tedavisine başlamadan en az üç ay önce sigarayı bırakması önerilir.
İçki: Doğurganlık yolculuğunda alkol tüketiminden kesinlikle kaçınılmalıdır.
İlaçlar: Tüp bebek uzmanınıza haber vermeden herhangi bir ilaç kullanılmamalıdır.
Takviyeler: Bitkisel takviyeler tüp bebek sürecinde tamamen yasaktır.

Tüp Bebek Tedavisinde Kısıtlamaların Etkisi

Tüp bebek tedavisi, kısırlık veya genetik problemler için bir tedavi yöntemidir. Kısırlığı tedavi etmek için tercih edilirse, doğurganlığı arttırıcı ilaç ve yöntemler tavsiye edilebilmektedir. Ancak, doktorunuz tarafından tavsiye edilmediği sürece herhangi bir şekilde ilaç ya da takviye kullanılmamalı, tüp bebek tedavisinde kısıtlama alanları ve sebepleri iyi bir şekilde anlaşılmalı ve bu sürece hazırsanız ancak, tedaviye başlamalısınız.

Tüp bebek tedavisi ağırlıklı olarak aşağıdaki durumlarda tercih edilmektedir:

Fallop tüpü hasarı veya tıkanması.
Yumurtlama bozuklukları.
Endometriozis.
Rahim fibroidleri.
Bozulmuş sperm üretimi veya işlevi.
Açıklanamayan kısırlık.
Genetik bozukluk.
Kanser ya da doğurganlığı etkileyebilecek farklı sağlık sorunlarında doğurganlığın korunması.

İşlevsel bir rahmi olmayan ya da hamileliği ciddi bir sağlık riski oluşturan kadınlar için de, taşıyıcı bir anne ile tüp bebek tedavisi ile yapılabilmektedir.

Dikkat edilmesi gereken nokta ise tüp bebek tedavisinde kısıtlamalar olduğu ve bu kısıtlamalara harfiyen uyulması gerektiğidir.

Bu Kısıtlamaların Hayatınıza Etkisi

Tüp bebek tedavisinde kısıtlamalar var mı ve varsa neler soruları, bu tedaviyi düşünen birçok çift tarafından araştırılmaktadır. Tedavinin başarılı sonuçlanması için birçok farklı konuya dikkat edilmesi gerekmekte, çiftlerin bu sürece psikolojik ve fiziksel olarak hazır olması büyük öne arz etmektedir.

Tedavi sürecinde, bazı maddelerin kullanımı tamamen yasak olmakla birlikte, anne ve baba adaylarının olumsuz psikolojik durumda olmaları da başarı oranını düşürecektir.

Kliniğimizde, ebeveyn adaylarımız için gerek ruhsal gerek fiziksel yönde bilgilendirme ve destek sağlanmakta, kısıtlamaların ya da sürecin hayatınızı olumsuz yönde etkilemesinin önüne geçilmektedir.


tup-bebek-tedavisinde-en-uygun-yas-araligi-1200x800.jpg

Tüp bebek tedavileri son dönemde normal yolla bebek sahibi olamayan pek çok kişinin bebek sahibi olup hayallerine kavuşmasını sağlamaktadır. Fakat tüp bebek tedavisiyle alakalı akıllarda pek çok soru vardır ve hala bilgi eksikliği ya da hatalı bilgi bulunmaktadır.

Yaş, tüp bebek tedavilerinde en çok gündeme gelen mevzulardan birisidir ve birçok kişi tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı sorusunun cevabını merak etmektedir. Öncelikle bir tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen farklı etmenler vardır. Bunlar yumurta sayısı, yumurtanın kalitesi, sperm sayısı, sperm kalitesi, transfer edilen embriyo sayısı, tercih edilen tüp bebek merkezi gibi sıralanabilir. Fakat bunlardan birçoğu kadının yaşı ile alakalıdır.

Kadının yaşı ilerledikçe hem yumurta sayısı hem de yumurta kalitesi düşmektedir. Yumurta sayısının ve kalitesinin düşmesi iyi kalitede bir embriyo elde edilme ihtimalini de düşürmektedir. Kadınların yaşı ilerledikçe yumurtalardaki genetik anormallikler artmaktadır. Buna bağlı olarak da embriyolarda genetik anormallik görülme riski çoğalmaktadır. Embriyolarda görülen genetik anormallikler tü bebek tedavilerinde başarı oranının düşmesindeki en temel etmenlerden birisidir. Bu yüzden bebek isteyen çiftlerin normal yolla gebelik oluşmuyorsa zaman kaybetmeden tüp bebeği düşünmesi, bunun için tedaviye başvurmaktan kaçınılmaması gerekmektedir.

Tüp Bebek Tedavilerinde Yaş Aralığına Göre Başarı Oranı

Tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı sorusuna karşılık bugüne kadar pek çok araştırma yapılmıştır. Araştırmalar hem tüp bebek gereksinimlerinin nedenleri üzerinde hem de başarı oranlarını arttırmak üzerinedir.

Araştırmalara göre tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı sorusunun cevabı büyük oranda evet şeklinde ortaya çıkmaktadır. Tüp bebek tedavileri için 23 ve 40 yaş aralığı en ideal yaş aralığı kabul edilmektedir. Fakat 40 yaşından sonra da tüp bebek tedavisine başvurulabilmektedir. Yaşa göre tüp bebek tedavilerinin başarı şansı ise şöyledir:

35 yaşından küçük kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 60 – 70 oranında,
35 – 37 yaşları arasındaki kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 40 – 45 oranında,
38 – 40 yaş arasındaki kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 30 oranında,
43 yaşından büyük kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 5 oranındadır.

Tüp Bebek Tedavisi Kaç Yaşına Kadar Uygulanabilir?

Tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı ve kaç yaşına kadar tüp bebek tedavisi uygulanabilir? Tüp bebek tedavisinin uygulanabileceği bir üst yaş sınırı yoktur. Anne adayının yumurtaları bitip menopoz dönemine geçene kadar tüp bebek tedavisi uygulanabilmektedir. Fakat yaş ilerledikçe başarı oranı düşmektedir.

Novaart Tüp Bebek Merkezi olarak gerekli muayeneler soncunda tedavi sürecini belirliyor, aklınıza takılan bütün soruları cevaplıyor ve uzman hekim kadromuzla mutluluğunuzda pay sahibi olmaya çalışıyoruz.


tup-bebek-icin-kilo-siniri-var-mi-1200x800.jpg

Bebek sahibi olmak inanılmaz bir deneyimdir ve birçok çift tüp bebek (IVF) hayallerinin cevabıdır. Peki ya aşırı kilolu veya obez olanlar? Bu yazıda, kilonuzun IVF ile başarı şansınızı nasıl etkileyebileceğini keşfedecek ve süreçle ilgili sorularınızı yanıtlayacağız. Kilonuz ne olursa olsun IVF ile başarı şansınızı nasıl en üst düzeye çıkaracağınız hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.

IVF İçin İdeal Vücut Ağırlığı Nedir?

Tüp bebek (IVF), çiftlerin hamile kalmasına yardımcı olmak için kullanılan bir yardımcı üreme teknolojisi türüdür. Başarılı sonuçlar için, tedaviye başlamadan önce vücudunuzun sağlıklı ve ideal kiloda olması önemlidir.

IVF için ideal vücut ağırlığının tipik olarak 18,5-25 vücut kitle indeksi (BMI) aralığında olduğu kabul edilir. VKİ’si 25’in üzerinde veya 18,5’in altında olan kişilerin gebe kalması daha zor olabilir ve hamilelik ve doğum sırasında komplikasyon gelişme şansı daha yüksektir.
İdeal aralığın dışında bir VKİ’ye sahip olmanın IVF ile hamile kalamayacağınız anlamına gelmediğini unutmamak önemlidir. VKİ’si 25’in üzerinde veya 18,5’in altında olan kişiler için IVF’nin hala başarılı olabileceğini gösteren birkaç çalışma vardır. Bununla birlikte, IVF ile başarı şansınızı artırmak istiyorsanız, ideal aralıkta sağlıklı bir kiloyu korumanız önerilir.

IVF düşünüyorsanız, doktorunuz veya doğurganlık uzmanınız BMI’nizi hesaplamanıza yardımcı olabilir ve gerekirse IVF için ideal vücut ağırlığına nasıl ulaşacağınız konusunda size ipuçları verebilir. Tedaviye başlamadan önce hedef kilonuza güvenli ve etkili bir şekilde ulaşmanıza yardımcı olabilecek diyet ve egzersiz planları da vardır.

Aşırı Kilolu veya Obez Olmak Doğurganlığı Nasıl Etkiler?

Doğurganlık söz konusu olduğunda, çok fazla kilo taşımak gebe kalmayı zorlaştırabilir. Aşırı kilolu veya obez kadınlar daha yüksek infertilite riskinin yanı sıra tüp bebek (IVF) tedavisi sırasında daha yüksek komplikasyon riskine sahiptir. Araştırmalar, aşırı kilolu olmanın hormonal dengesizliklere yol açabileceğini, bunun da yumurtlamayı bozarak gebe kalmayı zorlaştırabileceğini göstermektedir. Aşırı kilolu veya obez olmak, IVF tedavisi sırasında kullanılan ilaçlara verilen yanıtı da etkileyerek başarılı bir sonuç elde etme şansını azaltabilir. Buna ek olarak, obezite ile ilişkili metabolik değişiklikler, gebelik diyabeti ve erken doğum gibi gebelikle ilgili bazı komplikasyonların riskini artırabilir.

Hamilelik Sırasında ve Sonrasında Sağlıklı Kilonuzu Korumak İçin Bazı İpuçları

Meyve, sebze, yağsız protein ve tam tahıl içeren dengeli bir diyet uygulayın. İşlenmiş ve şekerli gıdalardan mümkün olduğunca kaçının.
Hem aerobik hem de kuvvet antrenmanı egzersizleri dâhil olmak üzere düzenli olarak egzersiz yapın. Bu, kilonuzu kontrol altında tutmanıza ve genel sağlığınızı iyileştirmenize yardımcı olacaktır.
Kilonuzu düzenli olarak izleyin. Kilonuzu takip etmek, tüp bebek (IVF) tedavisi içinönerilen aralıkta kalmanıza yardımcı olabilir.
Susuz kalmamak ve aşırı yemekten kaçınmak için bol su için.
Rahatlamak ve stresten arınmak için zaman ayırın. Stres hormonlarınızı etkileyebilir ve kilo alımına yol açabilir.

Bu ipuçlarını takip etmek, hamilelik sırasında ve sonrasında sağlıklı kilonuzu korumanıza yardımcı olacaktır. Bu, sağlığınızı ve bebeğinizin sağlığını korumanıza yardımcı olacaktır.


tup-bebek-tedavisi-sonucu-dogan-bebeklerde-gelisim-riski-olur-mu-1200x800.jpg

Bebek sahibi olmak pek çok çiftin en büyük hayallerinden birisidir. Bunun için doğal yollar denenerek bebek sahibi olunmaya çalışılır. Fakat doğal yollarla birçok kişi bebek sahibi olamayabilir. Bu durumda farklı tedavilere başvurulmaktadır ve tüp bebek tedavisi son dönemde normal yollarla bebek sahibi olamayanların en büyük umududur.

Tüp bebek alanında ilk günden bu yana gelişmeler sürekli devam etmektedir ve yeni yöntem ve araştırma sonuçlarıyla hem tedavilerin başarı oranı arttırılmakta hem de tedavi süreci daha kolay hale getirilmektedir. Ancak bazı sorular çiftlerin akıllarında fazlasıyla yer etmektedir. Bunlardan birisi de tüp bebek tedavisi sonucu oluşan bebekler normal gebeliklere göre anomali ve gelişim açısından daha fazla risk taşır mı olmaktadır ve tüp bebek ve normal bebek arasındaki anomali oranlarındaki fark merak edilmektedir. Bunu şöyle detaylandırabiliriz:

  • Tüp bebek ve normal bebek arasında anomali oranı açısından önemli bir değişiklik olmamaktadır. Ancak şiddetli erkek faktörü olan ve mikroenjeksiyon uygulanan kişilerde cinsiyet kromozomu bozukluklarında minimal seviyede bir artış gözlemlenebilmektedir.
  • Kimi çalışmalarda kalp anomalileri, nöral tüp defektleri ve hipospadias gibi anomalilerde hafif bir artışa rastlanabilmektedir. Genel olaraksa tüp bebek ve normal bebek arasında herhangi bir değişiklik olmamaktadır.
  • Dünya genelinde yapılan araştırmalarda ve merkezimizdeki deneyimlerimizde anomali açısından normal gebelikle tip bebek gebeliklerinde herhangi bir risk artışı söz konusu olmamaktadır. Bu bebeklerin yaşamları boyunca zekâ ve davranış gibi gelişimlerinde de herhangi bir farklılık gözlemlenmiş değildir.

Tüp Bebek ve Normal Bebek Arasındaki Farklar Nelerdir?

Tüp bebek ve normal bebek arasındaki farklar fazlaca merak edilmektedir. Her iki bebeğin doğumdan sonraki sürecinde herhangi bir fark yoktur. Temel fark yumurtalıkların döllenmesine yönelik ilk aşamadadır. Bu esnada anne adayının yumurtalıklarının geliştirilmesi için ilaçlar kullanılmaktadır. Bu sayede anne adayının adet döngüsünde birden çok yumurta elde edilebilmektedir. Elde edilen yumurtalar seçilen en kaliteli spermlerle döllendirilmektedir. Gebelik oluştuktan sonra hamilelik belirtileri ve hamilelik süreçlerinde, bebeklerin fonksiyonlarında herhangi bir fark yoktur.

Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan Hormonların Etkisi Nedir?

Tüp bebek ve normal bebek arasındaki farklarda özellikle tüp bebek tedavilerinde kullanılan hormonların sağlık açısından bir zararı olup olmadığı, kanser yapıcı etkisi bulunup bulunmadığı da merak edilmektedir. Tüp bebek tedavilerinde kullanılan hormonların ciddi olmayan yan etkileri olabilmektedir. Fakat bunlar geçici yan etkilerdir. Kalıcı yan etkiler gözlemlenmiş değildir.

Dünya genelinde tüp bebeklerde yapılan araştırmalarda kanserojenik etki de gösterilmemiştir. Tedavilerde kullanılan hormonlar dünyada çok yaygın biçimde tüketilmekte ve her çıkan preparat sıkı şekilde kontrol edilmektedir. Bütün tedavi sürecinde en önemli detay ise uzman doktorlardan hizmet almaktır ve merkezimizde en gelişmiş yöntemlerle kişiye özel tedavi süreci yürütülmektedir.


yumurtaliklarin-hormon-tedavisi-ile-uyarilmasi-erken-menapoza-neden-olur-mu-1200x802.jpg

Tüp bebek tedavileri uzun süredir normal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerin hayallerinin gerçekleşmesine yardımcı olmaktadır. Tıp alanında kaydedilen gelişmelerle günümüzde tüp bebek tedavileri oldukça ilerlemiş ve başarı şansı çok daha artmıştır.

Tüp bebek tedavileri ilk günden bu yana sürekli gelişmekte ve yeni çalışmalarla hem tüp bebek tedavilerinin başarı oranı hem de sürecin kolaylığı arttırılmaya çalışılmaktadır. Bununla birlikte tüp bebek tedavisi sırasında uygulanan çeşitli yöntemlerle ve tedavilerle alakalı akıllara gelen sorular da olmaktadır. Bunlardan birisi de yumurtalıkların hormon tedavisi ile uyarılması yumurtalıkları harap ederek erken menopoza neden olur mu olmakta, erken menopoz riski akıllara gelmektedir.

Ergenlik çağı başında normal bir kadında yaklaşık 400 bin küçük yumurta yer almaktadır. Yıllar içinde bu yumurtalar hızla tükenmektedir. Normal adet döngüsünde çoğu yumurta daha gelişmeden kaybolmakta, bunların sadece bir tanesinde yumurtlama gerçekleşmektedir.

Tüp bebek tedavisiyle birlikte yumurta geliştirici iğneler uygulanmakta ve bu iğnelerle 10 ya da daha fazla folikülün gelişmesi sağlanmaktadır. Bunlar zaten doğal olarak kaybolacak foliküllerdir. Bu yüzden de tüp bebek tedavisinin yumurtalıklara herhangi bir zararı bulunmamakta, bu da erken menopoz gibi bir riski doğurmamaktadır.

Erken Menopozun Belirtileri ve Nedenleri

Erken menopoz yumurtalıklara zarar veren veya östrojen hormonunun üretimini durduran etkenlerden kaynaklanmaktadır. Diğer sağlık durumları gibi erken menopoz da birtakım belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Erken menopozun belirtileri normal menopozun belirtileriyle benzerlik göstermektedir ve bu belirtiler şöyle sıralanabilir:

  • Bir haftandan uzun regl
  • Sık adet görme ya da iki regl arasındaki sürenin uzaması
  • Gece terlemesi ve ateş basması
  • Mesane kontrolünde zorluk çekme
  • Yorgunluk ve uykusuzluk
  • Ruh hallerinde değişiklik, sinirli ve endişeli hissetme halleri
  • Konsantrasyonun düşmesi, unutkanlığın artması ve dikkatsizlik hali
  • İştah artışı
  • Baş dönmesi ve baş ağrısı.

Geçmişten günümüze erken menopoz nedenleri tam olarak aydınlatılabilmiş değildir. Bununla birlikte bazı durumların erken menopoza neden olabildiği düşünülmektedir. Hiç doğum yapmamış olmak, sosyoekonomik düzeyin düşük olması, sigara içmek gibi durumlar bunlardan bazılarıdır. Özellikle sigara içen kadınlarda diğerlerine nazaran 1 yıl daha erken menopoza girme riski bulunmaktadır.

Erken menopoz genetik kaynaklı da olabilir. Ebeveyninin erken menopoza girdiği yaş, kişinin de yaklaşık menopoza gireceği yaştır. Yine de tiroit, eklem romatizması gibi hastalıklar da erken menopoza neden olabilir.

Erken Menopozda Tüp Bebek Tedavisi

Erken menopoz döneminde farklı tedaviler uygulanabilmektedir. Erken menopoz döneminde tüp bebek tedavisine başvurulabilmektedir.  Erken menopozda tüp bebek tedavisi uygulanabilmesi için kadında yumurta hücreleri bulunmalıdır.

Yumurta hücreleri tamamen tükenirse bu tedavi uygulanamamaktadır. Yumurta hücresi olan; fakat kuvvetsiz kadınlarda tüp bebek tedavisi ile başarıya ulaşılabilmektedir. Merkezimizde en gelişmiş tedavi yöntemleriyle en uygun tedaviler gerçekleştirilmektedir


yumurta-catlatma-ignesi-nedir-1200x800.jpg

Gebelik oluşumu süreci için kadın yumurtalık rezervinde bulunan yumurtanın olgunlaşması ve folikül kesesinden çıkması yani çatlaması gerekir. Çatlayan bu yumurta fallop tüplerine ilerlemeli ve bu tüplerdeyken sperm ile birleşerek sağlıklı bir döllenme olmalıdır. Fakat çatlama olmadığında normal yollardan gebeliğin oluşması mümkün olmayacaktır. Hekimlerin tanı koymasının ardından yumurta çatlatma iğnesi uygulanır. Bu bahsettiğimiz yumurta çatlatma iğnesi, yumurtaların doğal bir şekilde olgunlaştığı fakat çatlamadığı durumlarda da uygulanır. İçeriğinde HCG hormonu bulunur ve bu HCG hormonu, sağlıklı kadınlarda salgılanan luteinleştirici hormon ile aynı yapıya sahiptir. İğne uygulandıktan sonra yükselen lutropin hormon düzeyi ile yumurtanın çatlaması ve doğru bir yolla fallop tüplerine düşmesi sağlanır. Bu iğnenin uygulanması için yumurtanın ideal olgunluğa erişmiş olması önemlidir. Yani yumurta çatlatma iğnesinin uygulanması yumurtanın boyutuna bağlıdır. Yumurta büyüklüğü 18-22 mm. aralığına ulaşmalıdır. Bu büyüklüğe ulaşıldığı takdirde yumurta çatlama iğnesi uygulanabilecektir.

Yumurta Çatlatma İğnesi Nasıl Yapılır?

Yumurta çatlatma iğnesi hastanede ve kliniklerde yapılabildiği gibi doktor ya da sağlık görevlilerinin talimatları ile evde de kişi kendisi yapabilir. Bu iğneler piyasada birkaç farklı formda bulunur. Fakat kullanım açısından kolay olması ile genellikle hazır enjektör şeklinde olanlar tercih edilebilmektedir. Yumurta çatlatma iğnesi soğuk zincirde tutulmalıdır ve eczaneden alınırken soğuk akü ile birlikle alınır. Evde yapılacağı zamana kadar da buzdolabının normal kısmında bekletilir. Uygulama yapılacağı zaman iki elde hafifçe ve kısa bir süre ovuşturularak ısıtılır. Ardından ise enjekte edilir. Çatlama iğnesi vücuttaki birkaç farklı kısımda uygulanabiliyor. Genel olarak üst kol, alt karın ve kalçanın üst kısmı olarak uygulamalar yapılabiliyor. Evde yapılacak olan uygulamada dikkat edilmesi gereken noktalardan bazıları şunlardır:

Eller sabun ve su ile güzelce yıkanmalıdır.
Uygulanacak alanın gazlı bez ve alkollü cilt sıvıları ile temizlenmesi yapılmalıdır.
İğne dik bir şekilde tutulmalı ve iğne ucuna doğru kalan havanın alınması sağlanmalıdır.
Bir elle deri hafifçe kavranır ve diğer elle de 90 derecelik bir dik açı sağlanmalıdır.
İğne deri altı yağ dokusuna gelecek şekilde enjekte edilmeli.
İğne çıkarılırken pamuk ya da gazlı bez ile bastırılması ve sonrasında ovmadan yaklaşık on saniye beklenilmesi gerekir.

Tüp Bebek Tedavisinde Yumurta Çatlatma İğnesi Kullanılır Mı?

Tüp bebek tedavisinde infertiliteye neden olan tanı konulmasından itibaren pek çok uygulama yapılır. Bunların başında ise yumurtaların uyarılması yer alır. Adet döneminin başlangıcından sonraki ikinci günde başlayan ve on bir gün sürer. Yumurtaların olgunlaşması için gereken uygulamanın sağlanması için FSH içerikli enjeksiyonlar yapılır. Bu uygulama sonucunda yumurta 18 ile 22 mm. aralığında bir boyuta ulaşması ile kişiye yumurta çatlatma iğnesienjekte edilir. Yumurtlama 48 saat sonra gerçekleşir ve bu durumundan yumurtaların 36. saatte toplanması gerekiyor. Yumurta çatlatma iğnesini mutlaka doktorun belirlediği saatte uygulanması önemlidir. İğne uygulandıktan sonra hekim ile önceden kararlaştırılan saatte hastanede bulunulmalıdır. Bu kısımda yumurta toplama işlemine geçiliyor.


tup-bebek-tedavisi-ile-dis-gebelik-riski-artar-mi-1200x800.jpg

Dış gebelik fazlaca gündeme gelen bir mevzudur. Sperm ile yumurtanın birleşmesiyle oluşan hamilelik ürününün normal yerleşim yeri rahim içiyken başka bir yerde yerleşmesine dış gebelik adı verilir. Genellikle tüplerde, yani rahim ile yumurtayı bağlayan kanalcıkta, yerleşmesi ve burada gelişmesiyle dış gebelik meydana gelmektedir.

Dış gebelik anormal bir hamilelik olup erken evrelerde teşhis edilirse ameliyat yapılmadan tedavi uygulanabilir. Tedavide geç kalınırsa karın içerisinde hayatı tehdit eden kanamalara yol açabilir. Yakın takip ve tedavi hayat kurtarıcı olmaktadır.

Doğal gebelikte olduğu gibi tüp bebek tedavisiyle elde edilen gebelikte de dış gebelik riski bulunur. Tüp bebek tedavilerinde yüzde 2-5 oranında dış gebeliğe rastlanmaktadır. Bu da doğal gebeliğe nazaran daha yüksek bir olasılıktır. Bunun en temel nedeni tüp bebek uygulanan kadınların büyük kısmının tüplerinde sorun bulunmasıdır. Bu aynı zamanda tüp bebek tedavisi ile dış gebelik riski artar mı sorusunun da cevabı niteliğindedir.

Tüp bebek tedavisi ile dış gebelik riski artar mı? Doğal yollarda gebe kalanlarda dış gebelik oranı yüzde 1 seviyesindedir. Fakat tüp bebek tedavilerinde follop tüplerinde zedelenmenin olduğu durumlar gibi altta yatan bazı nedenlere bağlı olarak dış gebelik riski artabilmektedir.

Tüp Bebek Tedavisinde Dış Gebelik Belirtileri

Tüp bebek tedavisi ile dış gebelik riski artar mı sorusu ile birlikte dış gebelik belirtilerinin neler olduğu da fazlaca merak edilmektedir. Bir tüp bebek tedavisinde embriyo transferinden 12-14 gün sonra bakılan kanda gebelik testiyle gebeliğin meydana gelip gelmediği tespit edilir. Başlıca belirtiler şunlardır:

  • Normal gebelik gibi adet gecikir ve gebeliğin diğer belirtileri meydana gelebilir.
  • Belli belirsiz, düzensiz âdet kanaması olabilir.
  • Kasık ağrısı yaşanır.
  • Gebelik süresi uzadıkça kasık ağrısı artar.
  • Baş dönmesi, idrar çıkışında azalma, tansiyon düşüklüğü, baygınlık hissi gibi belirtiler kendisi göstermeye başlar.

Tüp Bebek Tedavisinde Dış Gebelik Problemi Sonrası Yeniden Tüp Bebek Tedavisi

Tüp bebek tedavisi ile dış gebelik riski artar mı ile birlikte en çok merak edilenlerden birisi tüp bebek tedavisinden sonra dış gebelik problemi yaşayan anne adayının yeniden tüp bebek tedavisi alıp alamayacağıdır. Dış gebelik ameliyatı sonrası birkaç aylık iyileşmeden sonra yeniden tüp bebek tedavisi uygulanmasında herhangi bir mahzur yoktur. Dış gebelik ameliyatında rahim ile yumurtalığı bağlayan kanalcık alınırsa tüp bebek yöntemiyle yeniden tedaviye başlanmasında herhangi bir sakınca bulunmaktadır.

Tüp bebek tedavisi uygulanabilmesi için tüplere gereksinim yoktur. İki tüpü de ameliyatla alınmış hastalarda da aynı şekilde tüp bebek tedavisi uygulanabilir ve bu durum gebelik şansını düşürmez. Merkezimizde uzman kadrolarımız gerekli bütün tahlil ve muayeneleri yapmakta, tedavi süreçlerini en iyi şekilde planlayarak aklınıza takılan bütün soruları cevaplamaktadırlar.


novaart-logo-disi

NOVAART TÜP BEBEK MERKEZİ olarak, ”yeni bir hayat” sloganıyla yola çıktık. Mesleki hayatlarını infertilite-tüp bebek konusuna adamış olan uzman hekim kadromuzla, sizleri en büyük hayalinize kavuşturmak için, en son teknolojik gelişmeleri kullanarak, size özel tedavi programlarını uygulamak ve mutluluğunuzu paylaşmak istiyoruz.

NovaArt Tüp Bebek © 2021 Tüm Hakları Saklıdır