shutterstock_482984566_16_9_1562757564-880x495_16_9_1568546908.jpg

Rahim Dinlendirme Neden Ve Nasıl Yapılır?

Rahim dinlendirme neden ve nasıl yapılır? Normal fizyolojik süreçte kadınlarda beyinden salgılanan FSH-LH hormonunun etkisi ile yumurtalıklarda yer alan yumurta hücreleri harekete geçerler. O ay için antral folikül seviyesinde olan 1 folikül ya da 2 folikül, salgılanan folikül geliştirici hormonunun etkisi ile büyüme başlar.

Yarışa katılmayan ve geride kalan diğer foliküller ise vücut tarafından emilerek atılırlar. Bu sırada büyümeye devam eden folikülden estradiol hormonu salgılanarak rahim içini hamilelik için hazır bir hale getirmek için kalınlaştırır. Folikül belirli bir aşamaya geldiği zaman çatlar ve çatlayan folikül corpus luteum adı verilen bir yapıya dönüşür. Bu yapıdan da progesteron hormonu salgılanır ve rahim içerisini bebeğin tutunmasına hazır bir hale getirir. Eğer o ay içerisinde hamilelik oluşması ise hamilelik için hazırlanan rahim içi ortam, adet ile beraber atılır ve döngü devam eder.

Tüp bebek tedavisinde o ay vücudun eriterek dışarıya attığı folikülleri de dışarıdan yumurta uyarıcı ilaçlar kullanarak geliştirilir ve kontrollü bir indüksüyon süreci gerçekleştirilir. Bu aşamada eğer rahim dinlendirme yöntemi uygulanan hastada 15’den daha fazla sayıda yumurta gelişti ise aşırı uyarım sendromu (OHSS) gelişmemesi için taze transfer yapmayarak bütün embriyoları dondurmayı ve 1-2 ay geçtikten sonra donma çözme siklusu planlaması tercih edilir.

Rahim Dinlendirme Nasıl Yapılır?

Rahim dinlendirme neden ve nasıl yapılır? Sorusu kullanıcılar tarafından oldukça merak edilmektedir. Rahim dinlendirme, seçilmiş olan hastalarda taze transfer yapmayarak o ay uygun kriterleri taşıyan tüm embriyoların dondurularak saklanması ve transferlerin ilerleyen aylarda planlanması sürecini kapsamaktadır.

Dondurulmuş olan embriyonun nakil edilebilmesi için tercih edilen hazırlık protokolü uygulandıktan sonra embriyo çözülerek rahime nakledilir. Bu kapsamda 2 farklı hazırlık protokolü bulunmaktadır. Bu protokoller doğal siklus ve ilaçlı hazırlama protokolleridir. Hasta için en uygun olan hazırlama protokolünü doktor tercih edecektir.

Rahim Dinlendirme Yönteminin Uygulanması Gereken Hasta Grupları

Rahim dinlendirme neden ve nasıl yapılır? Rahim dinlendirme yönteminin muhakkak gerekli olduğu ya da hamilelik başarısı bakımından daha iyi olabileceği hasta gruplarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Yumurta sayısının fazla olup hamilelik durumunda aşırı uyarılma ya da hiperstimülasyon sendromu geliştirme riski yüksel olan hastalar,
  • Hormon değerlerinde tüp bebek tedavisine bağlı olarak yükseklik tespit edilen hastalar,
  • Embriyoya tam kromozomal tarama yapılacak olan hastalar,
  • Tekrarlayan tüp bebek tedavisi başarısızlığı sebebiyle yapılan teste göre transfer günü kişiselleştirecek olan hastalar,
  • Rahim içerisinde transfere engel oluşum tespit edilen ya da rahim içi yeteri kadar gelişim göstermemiş olan hastalar,
  • Rahim içerisinde ya da tüplerde sıvı toplaması olan hastalar.

Rahim dinlendirme neden ve nasıl yapılır? Sorusunun cevabı ile ilgili daha detaylı bir şekilde bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.


polikistik-over-sendromu-1-800x300-1.png

Polikistik Over Sendromu ve Kısırlık Tedavisi

Polikistik over sendromu kadınlardaki önemli yumurtlama problemlerinden birisidir. Her on kadından birinde görülen rahatsızlık üreme çağındaki kadınlarda sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Yumurtalıklarda oluşan fazla sayıda yumurta kesesi görülmesi şeklinde kendini göstermektedir. Ultrasonografi tekniğinde ondan fazla bir santimetreden küçük kistlerin görülmesi ile teşhis konulabilmektedir.

Polikistik over sendromu üreme çağındaki kadınlarda tedavi edilmediği taktirde kısırlık ile birlikte yumurtlayamamaya, diyabete, koroner arter hastalıklarına, tansiyon sorunlarına neden olabilmektedir.

Kadınlarda üreme için gerekli iki yumurtalık adet dönemlerinde döllenmeye uygun, olgun bir yumurta geliştirir. Yumurta, folikül adı verilen içi sıvı dolu bir kesecikte gelişip olgunlaşır. Her ay bir kadında bir folikül seçilir ve büyüyüp yumurtlama olur. Polikistik over sendromu olan kadınlarda bu folikül seçilemez ve her ay yumurta oluşamaz. Ultrason muayenesinde yumurtalıklar içeriğinde gelişmemiş yumurta olan pek çok kesecik, yani kist halinde görülür.

Polikistik Over Sendromu Bulunan Kadınlarda Kısırlık Tedavisi Yöntemleri

Polikistik over sendromu olan kadınlarda kısırlık tedavisi farklı şekillerde yapılır. Kişiye, belirtilere, miktara, seviyeye vs. göre tedavi yöntemleri uzman hekimlerimizce belirlenir. Başlıca şunlar kullanılır:

  • Egzersiz: Polikistik over sendromu genellikle genç, tüylenme problemi olan, adetleri düzensiz, kilolu kadınlarda görülmektedir. Bu rahatsızlığa sahip olan kadınların ilk olarak kilo kaybetmeleri ve bunun için egzersiz yapmaları önerilir. Karbonhidrattan fakir, liften zengin bir diyet ve egzersizle adetler ilaçsız olarak düzenlenebilmektedir.
  • İnsülin direnci ilaç tedavisi: İnsülin direnci tespit edilen polikistik over sendromu hastalarında metformin içeren ilaçlarla adet düzenlenebilir. Bu ilaçların en az 6 ay düzenli kullanılması gerekir. İlaçlarla tedavi sonrasında gebelik de kendiliğinden oluşabilir.
  • Histeroskopi endoskopik tedavi: Polikistik over sendromu olan ve çocuk isteyen kadınlarda ilk olarak jinekolojik muayenesi ve ultrasonografi uygulanır. Kanda hormon testleri yapılır ve hormonal problemler varsa ortaya konulur. Ailede şeker hastalığı varsa şeker yükleme testi yapılır. Sonrasında da tüplerde tıkanıklık varsa tespit etmek için HSG (rahim filmi) çekilir.
  • Kısırlık tedavisi: Polikistik over sendromu olan kadınlarda infertilite tedavisi adetle başlayarak iki hafta devam eder. Bu süreçte iğnelerle yumurtalıklardan yumurta gelişimi sağlanır. Olgun yumurta geliştiğinde eşinin menisinden alınan spermler laboratuvarda hazırlanıp rahim içine iletilir. Bu şekilde aşılama uygulaması 2-3 kez gerçekleştirilebilir.
  • Tüp bebek tedavisi: Eğer polikistik over sendromu olan kadınlarda infertilite tedavisi ile sonuç alınamazsa, evlilik süresi 5 yıldan uzunsa tüp bebek tedavisine geçilebilir. Tüp bebekle büyük oranda polikistik over sendromlu hastalarda gebelik başarılı olmaktadır.

Polikistik Over Sendromu ve Sigara Kullanımı

Polikistik over sendromu ve kısırlık tedavisi sırasında sigara kullanımının kesilmesi önerilir. Sigara hem yumurta hem de sperm kalitesini düşürür. Merkezimizde uzman hekimlerimiz kişiye özel tedavi süreci belirlemekte, en etkin şekilde tedavinin başarıya ulaşmasına yardımcı olmaktadırlar.


ac5e7474-d671-4ce5-b056-d1afabc69e2c.jpg

Rahim Dinlendirme Yöntemi Nedir?

Rahim dinlendirme yöntemi nedir? Rahim dinlendirme yöntemi seçilmiş hasta gruplarında uygulanan bir tedavi yöntemidir. Tüm bebek tedavisi sürecinde hastalarımıza uygulamış olduğumuz tedavi protokolleri, hastadan hastaya göre değişiklik göstermektedir.

Günümüzde pek çok çiftin tüp bebek tedavisine başvurması sebebiyle bu alanda hızla gelişmeler yaşanmaktadır. Tüp bebek tedavisinde başarı elde edilen embriyoların kalitesine göre değişiklik göstermektedir. Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar ve tedavi için uygulanan testler rahim dokusunun zaman içerisinde yorulmasına sebep olmaktadır. Bu durumda sorunların ortaya çıkmaması için rahim dinlendirme yönteminden faydalanılır.

Normal koşullarda tedavi süreci;

  • Yumurtalıkların uyarılması,
  • Yumurta toplama,
  • Döllenme,
  • Embriyoların takibi
  • Embriyo transferi şeklinde ilerlemektedir.

 

Rahim dinlendirme tedavisi uygulanacak olan hastada ise uygun kaliteye sahip olan tüm embriyoları

  1. gün ya da 6. gün blastokist aşamasında iken dondurarak o ay taze transfer yapmadan, rahmi 1-2 ay

kadar dinlendirdikten sonra donma çözme siklusu yaparak ilerlenmektedir.

Rahim Dinlendirme Yöntemi Kimler İçin Uygundur?

Rahim dinlendirme yöntemi nedir? Sorusundan sonra en çok merak edilen soru da bu yöntemin kimler için uygun olduğu sorusudur. Rahim dinlendirme yöntemi eski zamanlarda daha kısıtlı bir kesime uygulanırken günümüzde çok daha fazla sayıdaki kişiye tavsiye edilen bir tedavi çeşididir.

Rahim dinlendirme yöntemi ilk başta tüp bebek tedavisinde kullanılan hormonlara ve ilaç takviyelerine karşı aşırı hassasiyet gösteren hastalara uygulanmaktaydı. Fakat günümüzde, rahim ortamında herhangi bir bozulma ortaya çıkmış olan herkes için tercih edilebilmektedir.

Rahim dinlendirme yöntemi artık tüp bebek tedavisi sırasında herhangi bir problem ortaya çıkmasa da yalnızca sosyal sebeplere bile bağlı olarak yapılmaktadır. Bu süreçte embriyo transferi ertelenmektedir. Bu yöntemde esas olan kısım kaliteli embriyoların başarılı bir şekilde dondurulması ve çözülme sürecinde herhangi bir şekilde embriyoya zarar getirmemesidir.

Rahim Dinlendirme Yöntemi Sonrası Transfer Nasıl Yapılır?

Rahim dinlendirme yöntemi nedir? Rahim dinlendirme yöntemi ortalama 2 ay kadar sürmektedir. Bu süreç içerisinde anne adayları aynı zamanda zihnen de hamileliğe hazırlanma fırsatı bulmaktadır. Rahim dinlendirme tedavi yöntemi ile tüp bebek tedavisinde hamilelik ihtimali de %5 ile %10 oranında artış göstermektedir. Rahim dinlendirme süreci bittikten sonra dondurulmuş olan embriyolar çözülerek anne olmak isteyen hastaya aktarılmaktadır. Çözülme sonrasında uygulanan transfer işlemi taze embriyo transferi ile aynı şekilde ilerlemektedir. Çözme ya da dondurma işlemlerinin başarılı bir şekilde yapılmadığı durumlarda ise hamilelik şansında da olumsuz yönde etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple rahim dinlendirme uygulaması yüksek teknolojiye sahip olan kliniklerde profesyonel bir şekilde yapılmalıdır.

Bizler Novaart Tüp Bebek ve Kadın Sağlık Merkezimiz ile iletişime geçerek rahim dinlendirme yöntemi nedir? Sorunuzun cevabını detaylı bir şekilde alabilirsiniz. Size anında dönüş yaparak aklınıza takılmış olan soruları yanıtlamaya çalışıyoruz.


Polikistik-Over-Sendrom-1200x800.jpg

Polikistik Over Sendromu (Pcos) Nedir?

Polikistik over sendromu kadınlarda çok sık rastlanan hormonal bozukluklardan birisidir. Pcos olarak ifade edilen polikistik over, adet görememe ya da uzun aralıklarla adet görme gibi düzensiz durumlar şeklinde kendini gösterir. Polikistik over sendromunda kanda androjen adı verilen hormonların artışına bağlı olarak ciltte yağlanma, sivilcelenme, saç dökülmesi, tüylenme gibi belirtiler ortaya çıkar.

Hormonal bozukluklardan kaynaklı polikistik over sendromu yumurtalıkların androjenleri fazla salgılaması ile ortaya çıkmaktadır. Bu, kadınlarda kısırlık, sivilcelenme, tüylenme gibi farklı sonuçlara neden olabilmektedir. Normal değerlere sahip bir kadında FSH/LH hormon testi sonucu 3 civarında iken polikistik over sendromuna sahip kadınlarda daha yüksek sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Polikistik Over Sendromu Belirtileri

Polikistik over sendromu kanda androjen seviyesinin artışı ve yumurtlama bozukluğu şeklinde belirti verir. Özellikle yumurtlama bozukluğundan kaynaklı uzun aralıklarla ya da bir süre hiç adet olmama şeklinde belirti ortaya çıkabilir.

Kandaki androjenlerin arttığını belli eden durumlardan birisi erkek tipi tüylenme, saç dökülmesi ve sivilcelenme olabilmektedir. Yine insülin (şeker) metabolizmasını da bozmakta, buna bağlı olarak göbek çevresinde kilo artışı gözlemlenebilmektedir. Diğer belirtileri ise şöyle sıralanabilir:

  • Saç dökülmesi
  • Tüylenme
  • Sivilce
  • İnsüline karşı direnç
  • Kiloda artış
  • Yüz bölgesinde yağlanma
  • İltihap
  • Düzensiz adet
  • Cildin kararması
  • Baş ağrısı
  • Kısırlık

Polikistik over sendromu şüphesi varsa ilk olarak hastanın öyküsü alınıp klinik değerlendirmesi yapılır. En sık görülen endokrin bozuklukları arasında yer alan polikistik over sendromu, ergenlik ve genç erişkinlik döneminde de görülebilmektedir.

Hastalık özellikle kilolu, adet görme şikayeti bulunan, yüzünde sivilce, cildinde yağlanma olan genç kızlarda şüphelenilmesi gereken bir durumdur. Erkek tipi tüylenme ve çok kilosu olan hastalarda sendrom daha fazla görülmektedir.

Adet düzensizliği şikayeti olan her genç kızda polikistik over sendromu olmayabilir. İlk adet görmeye başladıkları dönemlerde fizyolojik olarak genç kızlarda düzensizlik olabilir. Üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde önemli olan yumurtalık ve beyin arasındaki akslar ergenlik döneminde tam oturmadığından yaşanan bazı adet düzensizlikleri normal kabul edilebilir.

Polikistik over sendromunda ekseriyetle hormon ve tam kan testleri talep edilir. Kandaki androjen hormonlarının seviyesiyle FSH ve LH adlı hormonların seviyelerinin tespiti sendrom tanısı koymada önemli bir yere sahiptir. Bununla birlikte ultrasonografiyle yumurtalıkların polikistik yapısı gösterilerek de tanı konulabilir.

Polikistik Over Sendromu Tedavisi

Polikistik over sendromu tedavisi fiziki muayene ile başlar. Fiziki muayene sonrasında üreme sisteminde problem olup olmadığı gözlemlenir. Kan testindeki hormonal bozukluklara göre doğum kontrol hapı ya da adet düzenleyici ilaçlar tavsiye edilebilir. Polikistik overe bağlı gelişen daha başka hastalıklar varsa hekimlerimiz farklı bir tedavi yöntemi uygulayabilir. Eğer sendrom uzun süre tedavi edilmezse farklı hastalıklara yol açabilir. Uygun diyet ve fiziksel aktivitelerle sürecin desteklenmesi gerekir.


10-soruda-histeroskopi-1-1200x686.jpg

Ofis Histeroskopi Nedir? Kullanım Alanları Nelerdir?

Ofis histeroskopi rahim içinin kamera yardımıyla görüntülenmesi işlemidir. Profesyonel muayenehane ve klinik ortamda yapılabilen bu görüntüleme oldukça kolay ve rahat bir yöntemdir. Yapılacak uygulama çok önemli bir işlem olmaktadır. Bu yöntem aynı zamanda ofis H/S kısaltması şeklinde de yazılabilmektedir.

Bu yöntemin kullanılma amacı, döl yatağı olarak bilinen rahim içindeki boşluğun göz yardımıyla değerlendirilmesidir. Ofis histeroskopi yöntemi direkt bir uygulama durumunda bulunmaktadır.

Uterin kavitenin değerlendirilmesi ve gerekli tedavi konusunda aksiyon alınması için bizimle anında iletişim kurabilirsiniz. Konusunda son derece uzman kadromuz ve kullanmakta olduğumuz oldukça verimli ekipmanlarımız ile birlikte ne zaman isterseniz destek olmak için daima yanınızda bulunmakta ve sorunlarınızdan kurtulma aşamasında yardımcı olmaktayız.

Ofis Histeroskopi Kullanım Alanları

Merkezimizde hizmetinize sunduğumu yöntem ile kısa sürelerde sonuç almaktayız. Bu yöntem ile;

  • Laparoskopi uygulamasında olduğu gibi teleskop olarak adlandırılan optik ve ışıklı bir sistem kullanılmaktadır.
  • Çapının gayet ince olması nedeniyle herhangi bir ağrıya sebebiyet vermemektedir.
  • Teşhis koyabilmek amacıyla kullanılan ofis histeroskopi cihazı 5 milimetre çapına sahip olmaktadır.
  • Rahim ağzında genişletme gibi bir duruma gerek olmadan, jinekolojik muayene şeklinde gerçekleştirilmektedir.
  • Rahim ağzından histeroskop yardımıyla CO2 ya da özel sıvılar uygulanarak içeriye girilir. Bu sayede rahim duvarları birbirinden ayrılmış olmaktadır.
  • İşlem sonucunda direkt olarak görüntüleme işlemi sağlanmaktadır.

Tercih edilen bu yöntem ile anesteziye ihtiyaç olmamaktadır. İşlemin yapılabilmesi için hastaneye yatış yapılmasına gerek olmamaktadır. Uygulama yapmış olduğumuz hastalarımızdan aldığımız bilgilere göre ilaçlı film gibi uygulamalara oranlara daha ağrısız bir yöntem olmaktadır.

Histeroskopi yönteminin kullanılması adına en uygun zaman regl kanamalarının bitmesinden sonraki birkaç gün olmaktadır. Regl gününün ilerlemesi ile birlikte rahim içi zarının kalınlaşmaya başlaması ile teşhis koyma yönteminin kullanılması güç duruma gelmektedir.

Ofis Histeroskopi Hem Kolay Hem de Ağrısız Bir Yöntemdir

Ofis histeroskopi ile rahmin içinde bulunan diğer rahatsızlıklarda görülebilmektedir.

  • Myom çeşitlerini
  • Polipleri
  • Asherman sendromunu kullanılan yöntem ile belirlemek mümkün olmaktadır.

Tanı koyma işleminin hızlı bir şekilde yapılması tedaviye başlanabilme süreci için oldukça faydalı olmaktadır.

Kullanılacak yöntem ile düşüklerde, gebelik kayıplarında, rahim içi kayıp spirallerin ortaya çıkarılmasında, direnç gösteren regl düzensizliklerinde, anormal şekildeki menopoz dönemi kanamalarında ve rahmin içerisinde tehlikeli olabilecek kitle belirlenmesi aşamalarında bu yöntem kullanılabilmektedir.

Tercih edilen görüntüleme yöntemi oldukça pratik bir biçimde yapılmaktadır. Çok fazla ağrıya sebebiyet vermemesi ve rahat bir şekilde uygulanabilmesi ile yoğun şekilde tercih edilen bir yöntem olmaktadır. Bazı durumlarda çok ender olarak enfeksiyon ve kanama ile birlikte rahim delinmesi gibi durumlar olabilmektedir. Fakat profesyonel bir destek alınması tüm bu olumsuzların önüne geçmektedir. Merkezimizde hassasiyetle sürdürdüğümüz uygulamalarımız sayesinde içiniz rahat bir şekilde test ve tedavilerinizi kolayca yaptırabilirsiniz.


61714da94e3fe0133c031bdd.webp

Endometriozis Tanısı ve Nedenleri Nelerdir?

Endometriozis, endometriyumun, yani rahim ya da rahim içini kaplayan dokunun rahim dışında bulunduğu bir hastalık türüdür. En çok alt karın ya da pelviste rastlanılır. Fakat vücudun herhangi bir yerinde de çıkabilir.

Alt karın ağrısı, adet dönemlerinde ağrı, cinsel ilişki sırasında ağrı, hamile kalma güçlüğü gibi semptomlar gösteren endometriozis kimi kadınlarda bir belirti de oluşturmayabilmektedir. Üreme çağındaki kadınların yüzde 10’unda endometriozis bulunmaktadır. Fakat teşhisin endometriozis lezyonlarını görselleştirmek ve biyopsi yapmak için laporoskopi gerektirdiğinden gerçek prevelans bilinmemektedir. Laparoskopi göbek deliğinden kamerayla karın içine bakılan bir ameliyattır.

Pelvik ağrı sebebiyle ameliyat olan kadınların yüzde 10 – 32’sinde, kısırlık sebebiyle ameliyat olan kadınların da yüzde 50’ye yakınında endometriozise rastlanmaktadır. Endometriozis dönemlerine başlamadan önce kadınlarda nadiren ortaya çıksa da genç kadınların yarıya yakınında pelvik ağrı ve ağrılı dönemlerde endometriozis görülebilmektedir.

Endometriozis Tanısı Nasıl Konur?

Endometriozis tanısı için doktor hasta şikayetlerine ve tıbbi geçmişine dair sorular sorar. Endometriozisin fiziksel sonuçlarını kontrol etmek için başlıca şu testler yapılır:

  • Pelvik muayene: Pelvik, yani jinekolojik muayene üreme organlarında yer alan anormallikleri saptamada olduğu gibi endometriozise bağlı kistik yapıları saptamada da kullanılabilmektedir.
  • Ultrason: Ultrason sayesinde vücudun iç organları görüntülenir. Yüksek frekanslı ses dalgaları sayesinde görüntüleri yakalamak için dönüştürücü adı verilen bir aygıt vajinaya ya da karna yerleştirilir. Üreme organlarının en iyi biçimde görüntülenebilmesi için her iki ultrason incelemesi de uygulanabilir. Standart bir ultrason ile endometriozis tanısı koymak mümkün olmayabilse de eğer hastada endometriozis ile ilişkili kistler oluşmuş ise bunlar USG ile tespit edilebilir.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme: MRG olarak adlandırılan uygulama, organ ve dokuların detaylı görüntülerini elde etmek için manyetik alan ve radyo dalgaları kullanır. Bu görüntüleme tanı koymaya ve cerrahi planlama yapmaya yardımcı olur. Rahim dışına yerleşmiş endometrial dokuların yerleri ve büyüklükleri hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olunur.
  • Laparoskopi: Genel anestezi altında, göbek deliği yakınından açılacak küçük bir kesi kanalıyla karın içine girilir. İşlem, laparoskop adlı, ucunda ışıklı kamera yer alan ince bir tüp aracılığıyla gerçekleştirilir. Rahim dışına konumlanmış endometriyal dokular bu yöntemle aranır ve endometrial implantların yeri, kapsamı ve büyüklüğü hakkında fikir sahibi olunur. Gerek görülürse daha ileri testler için doku örneği alınabilir. Laparoskopi esnasında endometriozis odaklar çıkarılarak tedavi tek bir ameliyatla bitirilebilir.

Endometriozis Nedenleri Nelerdir?

Endometriozis nedenleri tam olarak tespit edilebilmiş değildir. Bazı teoriler oluşmuş olsa da farklı faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığı da düşünülmektedir. Genetik faktörler nedenlerden birisi kabul edilmekte ve aile içinde aktarılma eğilimi bulunmaktadır. Ayrıca ters yöne menstrüasyon olması, bağışıklık sisteminin zayıf olması, kan dolaşımı veya lenfatik sistem yoluyla endometrium hücrelerinin vücuda yayılması başlıca nedenlerdir.


timthumb-1200x554.jpeg

Endometriozis Nedir?

Endometriozis kadınlarda sık rastlanan bir tür hastalıktır. Çikolata kisti olarak da adlandırılan endometriozis her ay kalınlaşır ve gebelik oluşmaz ise kanamayla atılır. Rahim içi duvar tabakalarının rahim dışı bölgelere yerleşmesiyle oluşur.

Endometriozis ömür boyu sürecek bir yönetim planı gerektirir. Tıbbi tedavi ön planda tutularak tekrarlanan cerrahi girişimlerden kaçınılması gereken kronik bir rahatsızlıktır. Endometriozis görülme sıklığı ve risk grupları en çok akla gelen konulardan birisi olup doğurgan yaştaki kadınların yüzde 10-17’si, kronik pelvik ağrısı olan kadınların yüzde 35-60’ı endometriozisten etkilenmektedir. Risk grubunda olanlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Birinci derece akrabalarında endometriozis olanlar,
  • Rahimde yapısal anormalliğe sahip olanlar,
  • Hiç doğum yapmayan ya da ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapanlar,
  • Menopoza geç yaşta girenler ya da ilk adetini erken yaşta olanlar,
  • Adet döngüsü 27 gün ya da daha kısa sürede olanlar, yoğun âdet kanaması geçirenler,
  • Çok zayıf kadınlar,
  • Asya kökenli ve beyaz ırk kadınlar.

Endometriozis Risk Grupları Kimlerdir?

Rahim içini döşeyen endometrium tabakası rahim dışında başka bir bölgede büyüdüğü taktirde gelişen ve sıklıkla ağrılı seyreden rahatsızlığa endometriozis adı verilir. En çok yumurtalıklar, fallop tüpler ve pelvisi örten dokuda rastlanır. Dünya genelinde üreme çağındaki kadınların yaklaşık 176 milyondan fazlasını etkileyen bir hastalık olsa da endometriozisin bilinirliği oldukça düşüktür. Özellikle 30’lu ve 40’lı yaşlardaki kadınlarda rastlanmaktadır.

Endometriozis hastalığının neden kaynaklandığı tam olarak tespit eidlebilmiş değildir. Ancak nedene yönelik bazı teoriler geliştirilmiştir. Buna göre endometriozis nedenleri başlıca şunlardır:

  • Genetik faktörler: Araştırmalara göre hastalık aile içinde aktarılma eğilimindedir. Bazı etnik grupları da diğerlerinden daha fazla etkilemektedir. Kişinin ailesinde endometriozis varsa bu kişide diğerlerine nazaran endometriozis rastlanma riski daha yüksektir.
  • Ters yöne menstrüasyon: Afet kanamasıyla rahmi döşeyen endometrium dokusu vajina yoluyla vücuttan uzaklaştırılır. Geriye doğru kanama olması halinde endometrial doku fallop tüplerinden karın boşluğuna akar. Buradaki organlara yerleşmesiyle de endometriozis oluşur.
  • Bağışıklık sistemi problemleri: Bağışıklık sistemi vücudun hastalıklara karşı direncini belirler. Bağışıklık sisteminin zayıf olması halinde vücudun hastalık ve enfeksiyonlara karşı doğal savunmasında sorunlar olur. Bu da endometriozis ile sonuçlanabilir.
  • Lenfatik sistem: Lenfatik sistem ya da kan dolaşımı ile endometrium hücrelerinin vücudun farklı yerlerine yayılmasına ve çeşitli organlara yerleşmesine neden olabilir. Lenfatik sistem aynı zamanda bağışıklık sisteminin bir parçası olup bir dizi salgı bezi ve tüpten oluşmaktadır.

Endometriozis Belirtileri Nelerdir?

Söz konusu teorilerin hiç birisi endometriozis hastalığının neden oluştuğunu tam olarak açıklayamamakta, araştırmalar sürmektedir. Farklı faktörlerin kombinasyonu da endometriozisin nedeni olabilmektedir. Adet dönemleri çok ağrılı geçiyorsa, ilişki sırasında ağrı oluyorsa, idrara çıkma sırasında ağrı oluyorsa, büyük abdest sırasında ağrı oluyorsa, zaman zaman aşırı kanama yaşanıyorsa endometriozisten şüphelenilerek kurumumuza başvurulmalıdır.


senior-caucasian-male-scientist-working-with-lapto-2021-12-09-05-01-45-utc-1200x800.jpg

Over (yumurtalık) rezervinde kullanılan testler,

  • Adetin 3. Günü FSH hormonu ölçümü
  • Adetin 3. günü E2 (Estradiol) ölçümü
  • Adetin 3. günü İnhibin testi
  • Klomifen sitrat testi (CC Test)
  • AMH (Anti-müllerian hormon)
  • Adetin 10. günü progesteron düzeyi
  • Ultrasonda antral folikül (yumurta) sayılması

Bunlar günümüzde çoğunlukla kullanılan over rezervi testleridir. Yumurtalık rezervini değerlendirme temelde 3 test vardır. Ultrasonda antral folikül (yumurta) sayılması, adetin 3. Günü FSH hormonu ölçümü ve AMH ölçümüdür.

Yaş grupları aynı olan kadınlarda doğurganlık potansiyelleri farklı olabiliyor. Gebelik ve yumurtalık sonucunu, doğurganlık potansiyeli farklı olan kişilerde yumurtalık rezerv testleriyle öngörülebiliyor. Yumurtalık rezerv testleri ve klinik değerlendirmeler ile gebelik şansı olmayacağını ve önceden öğrenilmesiyle hem yüksek maliyetlerden hem de çocuk sahibi olmak için farklı yollar hakkında bilgilendirilme zamanında olmuş olur.

Tüp bebek tedavisi sadece yumurtalık rezervine bağlı değil. Diğer birçok faktörlere de bağlıdır. Çoğunlukla ilk değerlendirmeler sırasında yumurtalık rezerv testlerinden geçmek her zaman kadının gebe kalabilme potansiyelini öğrenmek mümkün olmamaktadır. İlaçlarla verilen FSH hormonuna cevap verebilecek yumurta havuzu ile yakından ilişkili olduğunu göstermesi, hastanın yumurtlama tedavisi protokolüne vereceği yanıt ile olabilmektedir.

Over Rezervinin Düşük Olması Tedavisini Gören Hastalarda Gebelik Şansı Düşer Mi?

Over rezervi düşük olan kadınlar uygun tedavi protokolleri ile gebe kalabiliyor. Öyle ki, yumurta rezervi az olup kendiliğinden hamile kalanlar bile vardır. Yine de bu hastalara gerekli bilgilendirmeler ve zamanın önemi anlatılmalıdır. Yani yumurta rezervi iyice azalmadan önce tedaviler ve yumurta dondurma işleminin başarılı olması daha yüksektir. Bu konu ile alakalı olarak yapılan testler kişinin yumurta kalitesi ve gebe kalabilme ihtimali üzerinde tahminde bulunulmasını sağlar. Yumurta rezervleri düşük olan kişiler tüp bebek yöntemi ile hamile kalabilir. Yumurta azlığı durumunda en önemli kısım annenin yumurtasının babanın da sperminin kaliteli olmasıdır. Laboratuvar ortamında kaliteli yumurta ve sperm hücreleri birleştirilerek döllenme işlemi gerçekleştirilir. Sağlıklı bir embriyo üretimi içinde oldukça hassas çalışılması ve davranılması gerekmektedir.

Yumurta Rezervi Düşüklüğü Tedavisi

Düşük over rezervi olan ve AMH değeri düşük olan kadınlar tüp bebek tedavisinde havuz yönteminin uygulanması ile başarı şansı artar. Havuz yöntemi, embriyo transferi yapılmadan önce iki ya da daha fazla yumurta toplanarak dondurulması işlemidir. Daha sonra elde edilen embriyolar birlikte çözülerek rahim içine transfer edilir. Burada en önemli faktör dondurma tekniğidir. Düşük over rezervi olan ve IVF başarısızlığı olan hastalar için bu yöntem uygun bir tedavidir. Havuz yöntemi önemli bir avantajdır. Gebelik şansını artıran bu havuz yönteminin, transfer edilen embriyo sayısının artması ve birlikte çözülen embriyoların takip edilerek tutulma potansiyeli en iyi olan embriyonun seçilmesi en önemli avantajlarındandır. Ayrıca havuz yönteminin maliyeti de düşüktür. Bu tedaviler için hizmetlerimizde titizlikle ve hassasiyetleri gözeterek tedavi süreçlerini yürütüyoruz.


gynecologist-talking-to-patient-at-office-2022-09-01-02-10-49-utc-1200x800.jpg

Yumurta toplama işleminde komplikasyonlar son derece düşüktür. Hatta gelişen teknoloji ve bilimsel çalışmalarla sıfıra yakındır. Bununa birlikte yumurta toplama işlemi sırasında ve sonrasında karşılaşılan birtakım komplikasyonlar da olabilmektedir.

En sık rastlanılan komplikasyon vajen duvarında iğnenin girdiği yerde yaşanabilecek kanamadır. Bu kanama her zaman basit tamponaj ile kontrol edilebilmektedir. Enfeksiyon oranı da ihmal edilebilecek seviyededir. Çikolata kistleri endometriozis) olan olgularda yumurta toplanırken çikolata kistlerinden uzak durulmaya çalışılsa da bazen folikülün yerleşiminden kaynaklı çikolata kistlerine maruz kalınabilmektedir. Bu da nadiren enfeksiyon riskini yükseltebilmektedir.

Enfeksiyon oluşması, OHSS, karın ağrısı, kanama ve anesteziye bağlı oluşabilecek yumurta toplama işleminde komplikasyonlar işlemi gerçekleştiren doktorun mesleki yeterliliği ve verdiği antibiyotik benzeri ilaçlarla en aza indirilmektedir.

Yumurta Toplama İşleminden Sonra Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yumurta toplama işleminde komplikasyonlar işlem sırasında yapılanlar kadar işlem sonrası ile de alakalıdır. Yumurta toplama sonrasında hastada herhangi bir ağrı, sızı gibi anormal durumlar yoksa bir saat kadar sonra hasta taburcu edilebilir. O gün evde istirahat etmelidir ve başlıca şunlara dikkat edilmelidir:

  • Hasta işlemden sonra 24 saat araba kullanmamalı, işe başlamamalıdır.
  • Hasta evde istirahat etmeli, ilk gün kendisine bakacak birileri yanında olmalıdır.
  • Sigara ve alkol kullanılmamalıdır. Yiyecek ve içecekte ise herhangi bir sınırlama yoktur.
  • 24 saatten sonra duş ve banyo alınabilir. Parol, Vermidon benzeri ağrı kesiciler kullanılabilir.
  • Yumurta toplama sonrasında tüp bebek destek ilaçlarına 1 gün sonra başlanır. Hastaya uygun ilaçlar hemşireler tarafından anlatılarak hangilerini, ne zaman kullanacağı bilgisi verilir. Anlatılan ilaçlar gebelik testi yaptırılacak güne kadar devam ettirilir. Gebelik testi sonucuna göre kesilmesi ya da devam ettirilmesi hususunda doktor bilgilendirmede bulunur. Gebelik oluşursa ilaç kullanımı 10-12. haftaya kadar sürdürülür.

Yumurta Toplama İşlemi Sonrasında Kanama ve Cinsellik

Yumurta toplama işleminde komplikasyonlar kadar işlem sonrası kanama ve cinsellik de merak edilmektedir. Yumurta toplama işleminden sonra âdet kanamasından daha az yoğunlukta, koyu renkte kanama görülebilir. Eğer kanama artar veya açık kırmızı renge geçerse doktora başvurulmalıdır. Eğer hemen embriyo transferi yapılmayacaksa veya işlem yumurta dondurma kapsamında yapılmış ise hastaların işlemden 7-14 gün sonra adet görmesi gerekir. İlk adet her zamankinden daha yoğun veya sancılı geçebilir.

Yumurta toplama işleminden sonra muhtemelen kasık ağrısı olacaktır. Bu nedenle hastalar cinsel birliktelik yaşamamalıdır. Her hastanın hikayesi farklı olduğundan ne zaman cinsel birliktelik yaşanılabileceği konusunda doktora danışılmalıdır. İşlem, tüp bebek tedavisi dahilinde yapıldıysa sonraki aşama embriyo transferi olacaktır. Bu da cinsel perhiz süresinin uzatılması, gebeliğe kadar devam ettirilmesini gerektirir. Novaart Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi olarak uzman ekibimizle, en modern teknolojiler eşliğinde işlemlerimizi yapıyor, merak ettiğiniz her soruyu cevaplıyoruz.


doctor-giving-directions-to-pregnant-woman-2022-07-06-00-15-24-utc-1200x800.jpg

Tüp bebek tedavilerinde en önemli adımlardan birisi yumurta toplama işlemi olmaktadır. Yumurta toplama işlemleri geçmişten günümüze daha modern, daha kaliteli hale gelmeye devam etmektedir. Artık daima vajinal ultrasonografi eşliğinde yapılmaktadır. Hasta jinekolojik muayene pozisyonunda yatırılır ve üzeri steril örtülerle kapatılır. Spekulum uygulamasının ardından vajinal lokal saha temizliğine geçilir.

Hafif genel anestezi altında yapılan yumurta toplama işlemi tamamen ağrısız olmaktadır ve başlıca şu aşamalarda yapılmaktadır:

  • Vajenden vajinal ultrasonografi eşliğinde girilir ve ilerletilen iğneyle yumurtalıklarda gelişmiş bulunan her bir yumurta kesesine girilir. İçlerinden sıvı alınır.
  • Vajinal ultrasonografi üzerinde yer alan kılavuz içinden iğne geçirilir ve yumurtalığa ulaşılır.
  • Her bir yumurta kesesine tek tek girilerek içeriği özel aspiratörle ısıtılmış steril bir tüpe boşaltılır.
  • Tüp içeriği hemen laboratuvara geçirilir. Burada yumurta içerip içermediği mikroskop altında detaylı incelenir.
  • Kimi zaman yumurta kesesinden ilk çekmede yumurta elde edilemeyebilir. Bu durumda yumurta kesesi için özel bir sıvıyla yıkanarak kalmış olabilecek yumurtaları almak için işlem yapılır.
  • Bu şekilde bütün yumurta keslerinin içinden yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir.

Yumurta Toplama İşlemi Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yumurta toplama işlemi öncesi birtakım hususlara dikkat etmek gerekir. Doktorunuz bu konuda detaylı bilgilendirmeyi yapmalıdır. İşlem, hasta aç ve susuzken yapılır. Bu yüzden işlem öncesi 6-8 saat bir şey yenilip içilmemelidir. Bir gece önceden de gaz yapıcı özellikte yiyecekler tüketilmemelidir.

İşlem öncesinde duş alınmış olabilir. Fakat kozmetik ürünler kullanılmamalıdır. Mesane boşken daha rahat işlem yapılacağından yumurta toplama işlemi öncesinde hastanın mesanesi boş olmalıdır. Yumurta toplama işleminden önce cinsel birliktelik yasaklanmalıdır. Fakat tüp bebek tedavisi kapsamında yumurta toplanıyorsa aynı gün içinde baba adayından da sperm örneği alınacaktır. Sperm kalitesinin düşmemesi için en az 3 gün önceden cinsel ilişki kesilmelidir. Yumurta toplama İşleminin yapılacağı merkez tarafından işlem öncesinde yakın tarihli HIV ve Hepatit testlerinin ibraz edilmesi istenir.

Yumurta toplama işleminden sonra hasta 2 saat müşahedede tutulur. İdrara çıkmışsa ve herhangi bir ağrı, bulantı yoksa gerekli bilgilendirme yapılarak ve ilaçları anlatılarak taburcu edilir. Hekim tarafından verilen ilaçlar düzenli kullanılmalıdır.

Yumurta Toplama İşlemi Ne Kadar Sürer?

Yumurta toplama işlemi süresi gelişen follikül sayısına bağlı olarak değişir. Yaklaşık 15-30 dakikada işlem tamamlanır. Yumurta toplama işleminden sonra hastada âdet kanamasından daha az yoğunlukta, koyu renkli kanama görülmesi doğaldır. Kanama artar veya açık kırmızı renge dönerse doktora başvurulmalıdır. Eğer embriyo transferi hemen yapılmayacaksa veya işlem yumurta dondurma kapsamında gerçekleştirilmişse hastanın 7-14 gün sonra adet olması beklenir. Bu süre hastaya göre değişebilir ve ilk adet geçmişe nazaran daha sancılı olabilir. Novaart Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’mizde bütün süreç uzmanlarımızda yönetilmektedir.


novaart-logo-disi

NOVAART TÜP BEBEK MERKEZİ olarak, ”yeni bir hayat” sloganıyla yola çıktık. Mesleki hayatlarını infertilite-tüp bebek konusuna adamış olan uzman hekim kadromuzla, sizleri en büyük hayalinize kavuşturmak için, en son teknolojik gelişmeleri kullanarak, size özel tedavi programlarını uygulamak ve mutluluğunuzu paylaşmak istiyoruz.

NovaArt Tüp Bebek © 2021 Tüm Hakları Saklıdır