+90 312 220 40 20+90 544 220 40 24Çukurambar Mh. 1425. Caddesi (41. Cd.) No:26/B Çankaya/Ankara


Blog

BLOG / YAZILAR

tup-bebek-tedavisi-oncesi-hazirlik-1200x673.jpg

1 Haziran 2023 BlogGenelTüp Bebek

Tüp bebek tedavisi öncesi dikkat edilmesi gereken faktörler vardır. En önemlilerini şöyle sıralayabiliriz:

Sağlık muayenesi: Tüp bebekten önce çiftlerin sağlık durumlarının kontrolden geçmesi gerekir. Kadın ve erkeğin genel sağlık durumuna bakılır. Hormon seviyeleri ölçülür. Genetik hastalık taşıyıcılığı olup olmadığı kontrol edilir. Vücutta enfeksiyon var mı? Cinsel yolla bulaşan bir hastalık mevcut mu? Bunlar incelenir.
Yaşam tarzı: Yaşam tarzı, tedavi öncesinde gözden geçirilmesi gereken önemli unsurların başında gelir. Çiftlerde alkol, sigara ve kafein tüketimi varsa tamamen bırakılması önerilir. Sağlıklı beslenmek önemlidir. Düzenli bir hayata geçiş yapılmalıdır. Hayatın içine fiziksel kondisyonun sağlanabilmesi için egzersizler ilave edilmelidir.
İlaç kullanımı: Çiftlerde kronik sağlık sorunu varsa kullanılan ilaçlar konusunda uzmanlarımızla irtibata geçilmesi önemlidir.
Stres yönetimi: Tüp bebek tedavi süreci stresli bir dönemdir. Bu stresle başa çıkabilmek için rahatlama yöntemleri kullanılabilir. Mesela bunlardan biri egzersiz yapmaktır.
Destek almak: Tedavi süreci ya ailenin diğer üyeleri tarafından desteklenmeli ya da profesyonel bir danışmanlık hizmeti alınmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisi Öncesi Sağlıklı Bir Yaşam Tarzı Benimsemek

Tüp bebek tedavisi öncesi sağlıklı bir hayat oluşturmak ve belki de tedavi öncesi bazı alışkanlıkları değiştirmek tedavinin başarısını etkileyebilir.

Biliyoruz ki sağlıklı bir beslenme düzeni hem kadın hem de erkek üreme sağlığı için önemlidir. Bunun için düşük glisemik indeksli yiyecekler, lifli gıdalar, az yağlı yiyecekler tercih edilmelidir. Özellikle beslenmede proteinin önemi tartışılmazdır. Bu sebeple protein bakımından zengin gıdaların beslenme listesine eklenmesi gerekir. Fast food ve işlenmiş gıdalardan kaçınılmalıdır. Özellikle şekerli ve hazır gıdalar sağlıksız besin grubuna girer. Sağlıksız besin grubundan uzak durulmalıdır.

Doktorun önerdiği vitamin ve mineral takviyesi varsa ihmal edilmeden alınmalıdır. Çünkü üreme sağlığı açısından folik asit, B ve D vitaminleri önemli vitaminlerdir.

Sigara ve alkol kullanımı varsa bunların doğrudan doğurganlık üzerinde olumsuz etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Bu alışkanlıklardan da kaçınılmalıdır.

Tüp bebek tedavisi öncesi sağlıklı yaşam döngüsünün beslenme kadar önemli bir unsuru da fiziksel aktivitedir. Aşırıya kaçmadan günlük yürüyüşler doktorlarımızın önerdiği düzeyde hafif ve düzenli egzersizler yapılmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisi Öncesi Yapılacak Testler 

Tüp bebek tedavisi öncesi nasıl bir tedavi yapılacağına karar verilebilmesi için bazı testlerin uzman doktorlarımız tarafından yapılması gerekir. Çünkü hamile kalabilme süreci kadında düzenli ve kaliteli yumurta üretimi gerektirir. Erkekte de sağlıklı sperm üretilmelidir. Döllenme sonrası yumurtanın rahime sağlıklı bir şekilde yerleşebilmesi için rahimin de sağlıklı olması gerekir. Kadında bu noktada pek çok sorun görülebilir. Bunlardan bazıları:

Yumurtlama problemleri
Kapalı veya zarar görmüş rahim kanalları
Yumurta kalitesi
Yumurta sayısı
Rahim problemleri

Erkeklerde ise genetik bir sorun veya bir hastalığa bağlı sperm problemi, doğuştan inmemiş testis olması gebelik sürecini etkileyen problemlere yol açar.

Bu sebeple hormon testleri, tüplerin incelenmesi, kan testleri, ultrason muayenesi gibi bir dizi işlem yapılarak uzmanlarımız tarafından tedavi sürecinin doğru bir şekilde planlanması yapılır.


tup-bebekte-cinsiyet-secilir-mi-1200x800.jpg

31 Mayıs 2023 BlogGenelTüp Bebek

Tüp bebekte cinsiyet seçilir mi sorusuna; evet, preimplantasyon genetik tanıyla tüp bebek uygulamasında cinsiyet seçimine olanak tanır. Fakat herhangi bir tıbbi neden olmadan tüp bebek yöntemiyle bebeğin cinsiyetini seçmek yasal ve etik olarak mümkün değildir. Tüp bebek tedavisinde bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi hala daha tartışmaları devam ediyor. Bu tartışmalar bir tarafa bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi mümkündür. PGT olarak bilinen yöntem ile bebeğin cinsiyeti belirlenebiliyor. Ancak bazı belirli koşulların mevcut olması gerekir. Bu PGT yöntemi genel anlamda genetik ayıklama tekniğidir. Embriyonal dönem olarak adlandırılan süreçte döllenmiş olan yumurta anne karnına konmadan önce bebeğin cinsiyeti belirleniyor. Bu yöntem ile ailelerin bebeklerinin cinsiyetini seçmede imkân tanıyor ve dünyadaki birçok ülkede uygulanıyor. Ayrıca PGT tekniği tüp bebek tedavisinde genetik bozukluğu olan embriyoları belirlemek ve ayıklamak için kullanılıyor. Fakat bebeğin cinsiyetini belirlemekte yüzde 99 gibi bir oranda başarılı sonuçlanabiliyor.

Bebeğin Cinsiyeti Nasıl Belirlenir?

Tüp bebek prosedürüne göre kadın ve erkeğin vücutlarında oluşturulan yumurta ve spermlerin en kalitelisini uygulamaya sokmaktır. Yapılan birçok araştırmalara ve uygulamalar ile bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi bu süreçte eklenebilmektedir. Bu yöntem günümüzde son derece popülerlik kazanmıştır. Babadan alınan spermin incelenmesinin ardından yapılacak olan ayrıştırma ve incelemelerle spermin kromozom dağılımı görülebilir. Bu ise bebeğin olası hangi cinsiyete dahil olacağı gösterilebilmektedir. Gerekli durumlarda ilaç ile de desteklenebilmektedir. Yumurta ve sperm dışarıda birleştirilerek embriyo oluşturulur ve oluşan bu embriyodan biyopsi yapılarak cinsiyet belirlenir. Sonrasında ise gebelik dönemi başlatılır.

Tüp Bebekte Cinsiyet Seçimi Yasal Mıdır?

Ülkemizde tüp bebek tedavisinde bebeğin cinsiyetini seçmek yasalara aykırı bir durumdur. Sadece tek bir istisnai durumda doktor raporunun olması ile bebeğin cinsiyetinin seçilmesine olanak tanınır. Bu ise genetik aktarımı yapılabilen hastaların bazılarının sadece kız veya sadece erkek bebeklere geçiyor olmasıdır. Anne ya da babada bu durum söz konusu ise anomali veya kromozomal aktarımın belirli bir cinsiyete geçtiği için özel izinler ile bebeğin cinsiyetinin seçilmesine izin verilebilmektedir. Dünyadaki birçok ülke çeşitli koşullar altında yasal olarak bebeğin cinsiyeti seçilebiliyor. Bu durumda PGT ile bebeğin cinsiyeti seçilmesindeki koşulları şu şekilde sıralayabiliriz:

Kadın 40 yaşını aşmış ise
Ailenin anomaliye sahip çocuğunun olması durumunda
Kadın ya da erkeğin herhangi bir genetik hastalığının olması halinde
Devamlı olarak tekrarlanan düşü halinde
Amniyosentez korkusu olan kadınlarda ve 35 üstü yaşlarda olmak kaydıyla
Engelli bebek riskinin yüksek olması durumunda
Bebeğin cinsiyetinde genetik bozuklukların olması halinde
Genetik olarak bebeğe aktarılacak olan kromozomal bozukluğu olan kişilerde.

Bazı ülkelerde ise daha hafif koşullar bulunabilmektedir. Ancak ülkemizde bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi durumu yasaktır. Yabancı bazı ülkelerde bu durum destekleniyor ve teşvik edilen bir işlemdir.


tup-bebek-tedavisinde-yeni-teknolojiler-ankara-novaartta-1200x798.jpg

Dünya üzerindeki en son tüp bebek tedavisi teknolojileri birçok çocuksuz çiftin ebeveynlik hayallerini gerçekleştirerek tedavilerinde daha yüksek başarı oranları getirmede devrim niteliği taşımaktadır.

Özellikle son yıllarda başarı oranı oldukça yüksek birçok tedavi yöntemi geliştirilmiş, kliniğimizde hepsi başarılı bir şekilde uygulamaya konulmuştur. En çok tercih ve tavsiye edilen en yeni tüp bebek tedavi yöntemleri:

PRP tedavisi,
Kök hücre tedavisi,
Embriyoskop,
Doğal Tüp Bebek Döngüsü,
Lazer Hatching,
I-rahim tekniği,
Vitrifikasyon,
Bir Kriyoprezervasyon Tekniği,
Invocell veya Vajinkübatör ve
Ozon sauna tedavisidir.

Tüm bu tedavilerin olumlu olduğu gibi olumsuz yönleri de bulunmakta, tüp bebek tedavisinde yeni teknolojiler arasından sizin için başarı oranı en yüksek yöntem seçilirken profesyonel destek almanız mutlaka önerilmektedir.

Gün Geçtikçe Gelişen Tüp Bebek Tedavisi

1978’de tüp bebek tedavisi ile ilk bebek doğduğundan beri, dünya çapında 8 milyondan fazla insan bu tedaviyi kullanılarak dünyaya gelmiş durumdadır. Tüp bebek başarı oranları ilk ortaya çıktığından beri iyileşmekte, modern tıp ve teknoloji sayesinde gün geçtikçe gelişme göstermektedir.

Dünya üzerinde, çocuk sahibi olmak isteyen ancak olamayan ebeveynler için ciddi bir umut ışığı olan tüp bebek tedavisinin gelecek zamanlarda da aynı oranda başarı sağlaması hatta daha ileri gitmesi beklenmektedir.

Gün geçtikçe tedavinin başarı oranı yükselmekte, farklı teknik, tedavi ve destekler sağlanarak, hem anne hem de baba adaylarının olumlu sonuçlar elde etmesi sağlanmaktadır.

Tüp bebek tedavisi ile çocuk sahibi olmak isteyenler için tüp bebek tedavisinde yeni teknolojiler Ankara’nın en iyi tüp bebek merkezlerinden Nova Art’ta onları beklemektedir.

Yeni Nesil Tüp Bebek Tedavisi

Tüp bebek tedavisi, milyonlarca insanın kısırlığın üstesinden gelmesine ve yıllar içinde aile kurmasına yardımcı olan bir doğurganlık tedavisidir. Bir yumurtanın bir laboratuvar kabında spermle döllenmesini ve ardından elde edilen embriyonun rahme aktarılmasını içerir.

Modern teknoloji ile artık tüp bebek tedavisinde aşağıdaki yöntemlerin bir kısmından yararlanılmakta diğer bir kısmı ise gerçekten umut vaat eder nitelikte sonuçlar ortaya çıkarmaktadır:

Tüp bebekte yapay zeka kullanımı,
Kök hücre tedavisi,
Lazer destekli kuluçka,
Kriyoprezervasyon,
İmplantasyon öncesi genetik tarama,
Embriyoskop ya da zaman atlamalı görüntüleme,
Robotik teknoloji ve nanobotlar,

Doğurganlık tedavisi alanındaki çok sayıda trend ve yenilik, başarı oranlarını artırmaya ve hasta deneyimlerini iyileştirmeye yardımcı oluyor. Tüp bebek tedavisinde yeni teknolojiler geliştikçe, daha çok çift ebeveyn olma hayallerine ulaşıyor. Bu teknolojiler ve doğurganlık tedavisi üzerindeki potansiyel etkileri hakkında öğrenilecek daha çok şey olsa da, bir aile kurmak isteyenler için umut verici bir gelecek sunuluyor.

Tüp bebek tedavisinde yeni teknolojiler Ankara’nın en iyi tüp bebek merkezlerinden Nova Art’ta sizlere yepyeni bir hayatın kapılarını açmak için bekliyor.


novaartta-tecrubeli-kadin-doktorlari-1200x800.jpg

Sektördeki en iyi kadın doğum doktoru arıyorsanız, Nova Art’tan başkasına bakmayın. Yüksek eğitimli ve deneyimli profesyonellerden oluşan bir ekiple Nova Art, yıllardır anne adaylarına ve ailelerine üstün sağlık hizmetleri sunmaktadır. Nova Art’ın kadın doğum doktorları, hamilelik öncesi danışmanlıktan doğum sonrası bakıma kadar her adımda kaliteli bakım sağlamaktadır.

Nova Art’taki Jinekologlar Kimlerdir?

Nova Art’ta hizmet veren kadın doğum doktorları, hamile kadınlara kaliteli bakım sağlama konusunda son derece nitelikli ve deneyimlidir. Ekibimiz, gebe kalmadan doğuma kadar doğum öncesi bakımın tüm yönlerinde uzmanlaşmış kurul sertifikalı kadın doğum doktorları ve sertifikalı hemşire ebelerden oluşmaktadır. Doktorlarımız, hamile kadınların ve doğmamış bebeklerinin bakımı konusunda kapsamlı deneyime ve eğitime sahiptir. Kendilerini her hasta için güvenli ve rahat bir hamilelik deneyimi sağlamaya adamışlardır. Tüm hastaların mümkün olan en iyi bakımı almasını sağlamak için çalışıyoruz. Kadın doğum doktorlarımız, her hastanın ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş bir bakım planı geliştirmek için her hastayla yakın bir şekilde çalışmaktadır. Kadın doğum doktorlarımız bilgili, şefkatli ve her hastanın kendine özgü ihtiyaçlarına karşı özenlidir. Her hastanın hamileliği boyunca kapsamlı bakım almasını sağlamak için çalışıyoruz.

Kadın Doğum Doktorları Hangi Hizmetleri Sağlıyorlar?

Nova Art’taki kadın doğum doktorları kendilerini kadınlara hamilelikleri boyunca en yüksek kalitede bakım sağlamaya adamıştır. Aşağıdakiler de dâhil olmak üzere geniş bir hizmet yelpazesi sunarlar

Doğum öncesi bakım: Nova Art kadın doğum doktoru, sizin ve bebeğinizin sağlıklı olmasını sağlamak için hamileliğiniz boyunca sizinle birlikte çalışacaktır. Sağlığınızı izlemek için düzenli muayeneler ve testler yapacak, danışmanlık sağlayacak ve hamileliğinizle ilgili sorularınızı yanıtlayacaklardır.
Doğum Eylemi ve Doğum: Nova Art kadın doğum doktorları doğum eylemi ve doğum konusunda deneyimlidir. Doğumunuzun güvenli ve başarılı geçmesini sağlamak için gerekli tıbbi yardımı sağlayabilirler.
Doğum Sonrası Bakım: Nova Art kadın doğum doktorları doğum sonrası bakım ile anneliğe geçiş yapmanıza yardımcı olabilir. Bu, fiziksel muayeneleri, danışmanlığı ve yeni doğan bebeğinizin bakımına ilişkin tavsiyeleri içerir.
Üreme Sağlığı Hizmetleri: Nova Art kadın doğum doktorları ayrıca doğum kontrolü, STD testi, doğurganlık tedavileri ve daha fazlası dâhil olmak üzere çok çeşitli üreme sağlığı hizmetleri sunmaktadır.

Nova Art’taki kadın doğum doktorları bu kapsamlı hizmetleri sunarak hastalarının hamilelikleri sırasında ve sonrasında mümkün olan en iyi bakımı almalarını sağlamaya kararlıdır.

Nova Art’taki Kadın Doğum Doktorlarının Nitelikleri Nelerdir?

Tüm kadın doğum doktorları en az tıp diplomasına sahiptir ve birçoğu kadın doğum ve jinekoloji alanında ek uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. Ayrıca, hepsi Amerikan Kadın Doğum Uzmanı ve Jinekologlar Koleji (ACOG) tarafından sertifikalandırılmıştır. Ayrıca, hastalarının mevcut en iyi bakımı almalarını sağlamak için en son teknolojiler, ilaçlar ve tedaviler konusunda güncel kalırlar. Tıbbi uzmanlıklarına ek olarak, kadın doğum doktorlarımızın her biri anne ve fetüs tıbbının yanı sıra yeni doğan resüsitasyonu konusunda da uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. Sahip oldukları kolektif deneyim, kadınlara hamileliklerinin her aşamasında kapsamlı, şefkatli ve kaliteli bakım sunma konusundaki kararlılıklarının bir kanıtıdır.


tup-bebek-tedavisinde-psikolojinin-onemi-1200x800.jpg

16 Mayıs 2023 BlogGenelTüp Bebek

Depresyon ve anksiyetenin hormonal, nöroendokrin veya immünolojik işleyişi olumsuz etkileyerek kötü tüp bebek tedavisi sonuçlarına yol açabileceği varsayılmakta, psikolojik sorun yaşamanın tüp bebek tedavisi sonucu üzerindeki etkisi endişe konusu olmaya devam etmektedir.

Tüp bebek tedavisi yaptırmak, duygusal ve fiziksel olarak yorucu bir süreç olabilir. Araştırma bulguları, çiftlerin tüp bebek programlarına devam ederken genellikle psikolojik olarak iyi durumda olduklarını gösterse de tüp bebek sürecinde depresyon ve anksiyetegörülebilmektedir. Bu gibi olumsuz durumlar, tedavi sonucunda hamilelik elde edilse dahi düşük ihtimalini yükseltecektir.

Bu durum, %100 kesin kanıtlar bulunmuş olmasa da tüp bebek tedavisinde psikolojinin önemi olduğunu göstermekte, tedavi sonrasında başarı oranının yükselmesi için, çiftlerin ruhsal durumlarına dikkat etmeleri tavsiye edilmektedir.

Tüp Bebek Tedavisinde Psikolojik Destek Alınması

Hayat sürekli karşımıza farklı sürprizler çıkarmakta, planlananlar ile olanlar arasında dağlar kadar fark oluşturmaktadır. Beklentimiz dışında gelişen olaylar ve durumlar, psikolojik ve fiziksel travmalar yaratabilmektedir. Bu gibi durumlar, tüp bebek tedavisi öncesinde, esnasında hatta tedavi bitiminde özellikle annenin psikolojik durumunu etkileyerek, tedavi sonucunda değişikliğe sebep olabilmektedir.

Birçok uzman, tüp bebek tedavisinde psikolojinin etkisi olduğunu kabul ederek, yepyeni bir sayfa açacağınız bu zamanda doğru bir psikolojik destek alınmasının herkes için en iyisi olacağını bildirmektedir.

Tüp bebek tedavisinde psikolojik destek çocuk sahibi olmak isteyen ancak belirli sebeplerden dolayı olamayan çiftlere de verilmekte, tedavi sürecinde;

Kaygı,
Endişe,
Stres ve
Öfke ile nasıl başa çıkılacağı konusunda destek olunmaktadır.

Tüp bebek tedavisi gören kişi psikolojik destek ya da gevşeme teknikleri ile olumsuz süreçleri nasıl kontrol altına alabileceğini öğrenerek, başarılı gebelik ihtimalini arttırabilir. Kişinin kaygı ya da depresyonla baş edemediği durumlarda psikiyatrist ya da kadın doğum uzmanı önerisiyle antidepresanlar kullanılabilir.

Tüp bebek tedavisinin iki kişilik bir tedavi olduğu unutulmamalıdır. Eşlerin bu süreçte olumsuz durumlar yaşamaları hem tedavi sonucunu hem de birlikteliklerini etkileyeceğinden, psikolojik destek alarak tüm süreci sorunsuz atlatabilirler.

Psikolojik Destek Tüp Bebek Başarısını Arttırır mı?

Günümüzde hem eşlerin hem de çocukların sağlıklı bir ortamda yaşamaları için psikolojik destek şart haline gelmiştir. Tüp bebek tedavisi sürecinde birçok çift değersizlik ve tükenmişlik duyguları yaşayabilmektedir. Bu durum, olumsuz tutum ve davranışların yanı sıra psikolojik rahatsızlıklara da neden olmaktadır.

Tedavi sürecinde çiftlerin birbirini anlaması, birbirini dinlemesi ve uyumlu hareket etmesi çok önemlidir. Psikolojik destek almanız halinde tedavi süreci daha sağlıklı olacağından tedavinin başarı oranı artacaktır. Olumlu davranış ve düşünceler hamile kalmayı kolaylaştıracaktır.

Doğru bir tüp bebek tedavisi ile başarılı hamilelik ve sağlıklı bir aileye kavuşma ihtimaliniz artacaktır. Kliniğimizde yeni anne adaylarına tüp bebek tedavisinde psikolojinin önemi bilgisi verilmekte, tüm süreçte bu yönde destek sağlanmaktadır.


tup-bebek-tedavisinde-kisitlamalar-var-mi-1200x832.jpg

10 Mayıs 2023 BlogGenelTüp Bebek

Tüp bebek tedavisi doğurganlığa yardımcı olmak ya da genetik sorunları önlemek için kullanılan karmaşık bir dizi prosedürü içermektedir.

Tüp bebek tedavisi, annenin oldun yumurtalarının toplanması ve steril bir laboratuvar ortamında sperm ile döllenmesi ile elde edilen embriyonun taşıyıcı rahme transfer edilmesi ile gerçekleştirilmektedir. Tüp bebek döngüsü üç hafta kadar sürmektedir. Bazı tüp bebek yöntemleri, izlenen adımların parçalar halinde gerçekleştirilmesini gerektirdiğinden, bu süre daha da uzayabilmektedir.

Tüp bebek tedavisi, doğurganlık sorunları için en etkili yöntem olarak kabul edilmektedir. Tüm işlemler,

Anne ve baba adayının kendi yumurta ve spermleri kullanılarak,
Bilinen ya da anonim bir donörden yumurta, sperm ya da embriyo alınarak ve
Annenin rahminde bir sorun olması halinde, taşıyıcı annede büyüme sağlanarak gerçekleştirilebilmektedir.

Tüp bebek tedavisi ile sağlıklı bir bebeğe sahip olma şansınız birçok faktöre bağlı olmakla birlikte, gün geçtikçe gelişen teknoloji sayesinde başarı oranı gün be gün artmaktadır.

Başlıca tüp bebek tedavisinde kısıtlamalar aşağıdaki gibidir:

Sigara: Her iki partnerin de herhangi bir doğurganlık tedavisine başlamadan en az üç ay önce sigarayı bırakması önerilir.
İçki: Doğurganlık yolculuğunda alkol tüketiminden kesinlikle kaçınılmalıdır.
İlaçlar: Tüp bebek uzmanınıza haber vermeden herhangi bir ilaç kullanılmamalıdır.
Takviyeler: Bitkisel takviyeler tüp bebek sürecinde tamamen yasaktır.

Tüp Bebek Tedavisinde Kısıtlamaların Etkisi

Tüp bebek tedavisi, kısırlık veya genetik problemler için bir tedavi yöntemidir. Kısırlığı tedavi etmek için tercih edilirse, doğurganlığı arttırıcı ilaç ve yöntemler tavsiye edilebilmektedir. Ancak, doktorunuz tarafından tavsiye edilmediği sürece herhangi bir şekilde ilaç ya da takviye kullanılmamalı, tüp bebek tedavisinde kısıtlama alanları ve sebepleri iyi bir şekilde anlaşılmalı ve bu sürece hazırsanız ancak, tedaviye başlamalısınız.

Tüp bebek tedavisi ağırlıklı olarak aşağıdaki durumlarda tercih edilmektedir:

Fallop tüpü hasarı veya tıkanması.
Yumurtlama bozuklukları.
Endometriozis.
Rahim fibroidleri.
Bozulmuş sperm üretimi veya işlevi.
Açıklanamayan kısırlık.
Genetik bozukluk.
Kanser ya da doğurganlığı etkileyebilecek farklı sağlık sorunlarında doğurganlığın korunması.

İşlevsel bir rahmi olmayan ya da hamileliği ciddi bir sağlık riski oluşturan kadınlar için de, taşıyıcı bir anne ile tüp bebek tedavisi ile yapılabilmektedir.

Dikkat edilmesi gereken nokta ise tüp bebek tedavisinde kısıtlamalar olduğu ve bu kısıtlamalara harfiyen uyulması gerektiğidir.

Bu Kısıtlamaların Hayatınıza Etkisi

Tüp bebek tedavisinde kısıtlamalar var mı ve varsa neler soruları, bu tedaviyi düşünen birçok çift tarafından araştırılmaktadır. Tedavinin başarılı sonuçlanması için birçok farklı konuya dikkat edilmesi gerekmekte, çiftlerin bu sürece psikolojik ve fiziksel olarak hazır olması büyük öne arz etmektedir.

Tedavi sürecinde, bazı maddelerin kullanımı tamamen yasak olmakla birlikte, anne ve baba adaylarının olumsuz psikolojik durumda olmaları da başarı oranını düşürecektir.

Kliniğimizde, ebeveyn adaylarımız için gerek ruhsal gerek fiziksel yönde bilgilendirme ve destek sağlanmakta, kısıtlamaların ya da sürecin hayatınızı olumsuz yönde etkilemesinin önüne geçilmektedir.


tub-bebek-tedavisinde-en-yeni-teknolojiler-1200x761.jpg

Tüp bebek, kısırlık sorunu yaşayan çiftlerin çocuk sahibi olabilmek için başvurdukları bir yöntemdir. Tüp bebek tedavi sürecini özetle ifade edecek olursak anne adayının yumurtalıklarından toplanan yumurtaların laboratuvar ortamına getirilip bu ortamda sperm ile döllenmesinin sağlanmasıdır. Sonra da döllenme sonucu oluşan embriyonun anne adayının rahmine transfer edilmesidir.

Bu aşamalar her biri potansiyel riskler barındırır. Hiperstimülasyon sendromu olabilir, enfeksiyon riski olabilir. Tüp bebek tedavisi ile hamile kalan anne adaylarının yaşanabilecek bazı risklere karşı doktorların tavsiyelerine uymaları önemlidir. Tüp bebek bekleyen anneler normal doğumu seçebilir, ama doğum öncesi dönemde düzenli olarak doktor kontrollerine gitmeleri ve sürecin düzenli takibini yapmaları gerekir. Süreç içerisinde klinik uzmanlarımızla beraber anne adayı en doğru kararı verecektir.

Tüp Bebek Bekleyen Anneler Normal Doğumu Riske Sokan Durumlara Dikkat

Tüp bebek normal gebelik sürecine göre daha risklidir. Bunun sebebi, tüp bebek tedavisi sırasında ve gebelikte bazı ilaçlar kullanılır. Bu kullanılan ilaçların yan etkileri vardır. Her gebeliğin kendine özgü riskleri vardır. Her tüp bebek gebeliği aynı şekilde riskli diyemeyiz.Ama yüksek risk içeren bazı durumlar vardır:

Anne adayının yaşı
Birden fazla fetüs olması
Önceden var olan diyabet, hipertansiyon gibi rahatsızlıklar
Hamilelik esnasında çıkan komplikasyonlar

Tüp bebek bekleyen anneler normal doğumu düşünüyorsa normal gebelikler gibi düzenli takip edilmelidirler. Bu takip süreci tüp bebek tedavisini uygulayan klinik uzmanlarımız tarafından yapılmaktadır. Düzenli olarak anne adayı ultrason muayenesinden geçer. Kan testleri yapılır ve gereken diğer tıbbî testler de gözden geçirilerek gebelik süreci yakından izlenir.

Tüp bebek bekleyen anneler normal doğumu istiyorsa bu gebeliklerin normal gebeliklere göre biraz daha yüksek risk içerdiğini bilmelidir. Ama uygun bakım ve sağlıklı bir izleme süreci ile doktorlarımızın yapacağı muayene ve değerlendirmeler sonucu zorunlu bir sezaryen gerekip gerekmediği belirlenir.

Tüp Bebek Bekleyen Anneler Normal Doğumu Değil De Sezaryeni Tercih Eder Mi?

Tüp bebek gebelikleri, normal gebeliklere göre biraz daha yüksek risk taşır. Bu sebeple tüp bebek bekleyen anneler normal doğumu değil de sezaryeni tercih edebilir. Ama bu durum, anne adayının durumuna ve baştan beri tedavi süreciyle ilgilenen klinik uzmanlarımızın tavsiyelerine göre değişir.

Birden fazla fetüsün olduğu tüp bebek gebelikleri, normal doğumda zorluklar yaşayabilir. Bu durumda sezaryen tercih edilebilir. Fakat tek gebelikler normal ve sağlıklı bir şekilde devam ediyorsa hem annenin sağlığına hem de bebekle ilgili yaşanabilecek herhangi bir risk yoksa normal doğum yapılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Bu konuyla ilgili doğru kararın verilmesi anne adayının doktoruyla istişaresi sonucunda olacaktır.

Gebeliğin başında erken doğum riski taşıyan ve preeklampsi gibi tıbbî sorunları olan anneler sezaryen olabilirler. Zaten sezaryen normal doğumun anne veya bebeğin sağlığı için riskli olduğu durumlarda yapılan bir cerrahi müdahaledir. Doğal yollarla olan gebeliklerde de zorunlu sezaryen gerektiren durumlar vardır.


tup-bebek-tedavisinde-en-uygun-yas-araligi-1200x800.jpg

21 Nisan 2023 BlogGenelTüp Bebek

Tüp bebek tedavileri son dönemde normal yolla bebek sahibi olamayan pek çok kişinin bebek sahibi olup hayallerine kavuşmasını sağlamaktadır. Fakat tüp bebek tedavisiyle alakalı akıllarda pek çok soru vardır ve hala bilgi eksikliği ya da hatalı bilgi bulunmaktadır.

Yaş, tüp bebek tedavilerinde en çok gündeme gelen mevzulardan birisidir ve birçok kişi tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı sorusunun cevabını merak etmektedir. Öncelikle bir tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen farklı etmenler vardır. Bunlar yumurta sayısı, yumurtanın kalitesi, sperm sayısı, sperm kalitesi, transfer edilen embriyo sayısı, tercih edilen tüp bebek merkezi gibi sıralanabilir. Fakat bunlardan birçoğu kadının yaşı ile alakalıdır.

Kadının yaşı ilerledikçe hem yumurta sayısı hem de yumurta kalitesi düşmektedir. Yumurta sayısının ve kalitesinin düşmesi iyi kalitede bir embriyo elde edilme ihtimalini de düşürmektedir. Kadınların yaşı ilerledikçe yumurtalardaki genetik anormallikler artmaktadır. Buna bağlı olarak da embriyolarda genetik anormallik görülme riski çoğalmaktadır. Embriyolarda görülen genetik anormallikler tü bebek tedavilerinde başarı oranının düşmesindeki en temel etmenlerden birisidir. Bu yüzden bebek isteyen çiftlerin normal yolla gebelik oluşmuyorsa zaman kaybetmeden tüp bebeği düşünmesi, bunun için tedaviye başvurmaktan kaçınılmaması gerekmektedir.

Tüp Bebek Tedavilerinde Yaş Aralığına Göre Başarı Oranı

Tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı sorusuna karşılık bugüne kadar pek çok araştırma yapılmıştır. Araştırmalar hem tüp bebek gereksinimlerinin nedenleri üzerinde hem de başarı oranlarını arttırmak üzerinedir.

Araştırmalara göre tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı sorusunun cevabı büyük oranda evet şeklinde ortaya çıkmaktadır. Tüp bebek tedavileri için 23 ve 40 yaş aralığı en ideal yaş aralığı kabul edilmektedir. Fakat 40 yaşından sonra da tüp bebek tedavisine başvurulabilmektedir. Yaşa göre tüp bebek tedavilerinin başarı şansı ise şöyledir:

35 yaşından küçük kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 60 – 70 oranında,
35 – 37 yaşları arasındaki kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 40 – 45 oranında,
38 – 40 yaş arasındaki kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 30 oranında,
43 yaşından büyük kadınlarda tüp bebek ile gebelik şansı yüzde 5 oranındadır.

Tüp Bebek Tedavisi Kaç Yaşına Kadar Uygulanabilir?

Tüp bebek tedavisi için en uygun yaş aralığı var mı ve kaç yaşına kadar tüp bebek tedavisi uygulanabilir? Tüp bebek tedavisinin uygulanabileceği bir üst yaş sınırı yoktur. Anne adayının yumurtaları bitip menopoz dönemine geçene kadar tüp bebek tedavisi uygulanabilmektedir. Fakat yaş ilerledikçe başarı oranı düşmektedir.

Novaart Tüp Bebek Merkezi olarak gerekli muayeneler soncunda tedavi sürecini belirliyor, aklınıza takılan bütün soruları cevaplıyor ve uzman hekim kadromuzla mutluluğunuzda pay sahibi olmaya çalışıyoruz.


tup-bebek-icin-kilo-siniri-var-mi-1200x800.jpg

17 Nisan 2023 BlogGenelTüp Bebek

Bebek sahibi olmak inanılmaz bir deneyimdir ve birçok çift tüp bebek (IVF) hayallerinin cevabıdır. Peki ya aşırı kilolu veya obez olanlar? Bu yazıda, kilonuzun IVF ile başarı şansınızı nasıl etkileyebileceğini keşfedecek ve süreçle ilgili sorularınızı yanıtlayacağız. Kilonuz ne olursa olsun IVF ile başarı şansınızı nasıl en üst düzeye çıkaracağınız hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.

IVF İçin İdeal Vücut Ağırlığı Nedir?

Tüp bebek (IVF), çiftlerin hamile kalmasına yardımcı olmak için kullanılan bir yardımcı üreme teknolojisi türüdür. Başarılı sonuçlar için, tedaviye başlamadan önce vücudunuzun sağlıklı ve ideal kiloda olması önemlidir.

IVF için ideal vücut ağırlığının tipik olarak 18,5-25 vücut kitle indeksi (BMI) aralığında olduğu kabul edilir. VKİ’si 25’in üzerinde veya 18,5’in altında olan kişilerin gebe kalması daha zor olabilir ve hamilelik ve doğum sırasında komplikasyon gelişme şansı daha yüksektir.
İdeal aralığın dışında bir VKİ’ye sahip olmanın IVF ile hamile kalamayacağınız anlamına gelmediğini unutmamak önemlidir. VKİ’si 25’in üzerinde veya 18,5’in altında olan kişiler için IVF’nin hala başarılı olabileceğini gösteren birkaç çalışma vardır. Bununla birlikte, IVF ile başarı şansınızı artırmak istiyorsanız, ideal aralıkta sağlıklı bir kiloyu korumanız önerilir.

IVF düşünüyorsanız, doktorunuz veya doğurganlık uzmanınız BMI’nizi hesaplamanıza yardımcı olabilir ve gerekirse IVF için ideal vücut ağırlığına nasıl ulaşacağınız konusunda size ipuçları verebilir. Tedaviye başlamadan önce hedef kilonuza güvenli ve etkili bir şekilde ulaşmanıza yardımcı olabilecek diyet ve egzersiz planları da vardır.

Aşırı Kilolu veya Obez Olmak Doğurganlığı Nasıl Etkiler?

Doğurganlık söz konusu olduğunda, çok fazla kilo taşımak gebe kalmayı zorlaştırabilir. Aşırı kilolu veya obez kadınlar daha yüksek infertilite riskinin yanı sıra tüp bebek (IVF) tedavisi sırasında daha yüksek komplikasyon riskine sahiptir. Araştırmalar, aşırı kilolu olmanın hormonal dengesizliklere yol açabileceğini, bunun da yumurtlamayı bozarak gebe kalmayı zorlaştırabileceğini göstermektedir. Aşırı kilolu veya obez olmak, IVF tedavisi sırasında kullanılan ilaçlara verilen yanıtı da etkileyerek başarılı bir sonuç elde etme şansını azaltabilir. Buna ek olarak, obezite ile ilişkili metabolik değişiklikler, gebelik diyabeti ve erken doğum gibi gebelikle ilgili bazı komplikasyonların riskini artırabilir.

Hamilelik Sırasında ve Sonrasında Sağlıklı Kilonuzu Korumak İçin Bazı İpuçları

Meyve, sebze, yağsız protein ve tam tahıl içeren dengeli bir diyet uygulayın. İşlenmiş ve şekerli gıdalardan mümkün olduğunca kaçının.
Hem aerobik hem de kuvvet antrenmanı egzersizleri dâhil olmak üzere düzenli olarak egzersiz yapın. Bu, kilonuzu kontrol altında tutmanıza ve genel sağlığınızı iyileştirmenize yardımcı olacaktır.
Kilonuzu düzenli olarak izleyin. Kilonuzu takip etmek, tüp bebek (IVF) tedavisi içinönerilen aralıkta kalmanıza yardımcı olabilir.
Susuz kalmamak ve aşırı yemekten kaçınmak için bol su için.
Rahatlamak ve stresten arınmak için zaman ayırın. Stres hormonlarınızı etkileyebilir ve kilo alımına yol açabilir.

Bu ipuçlarını takip etmek, hamilelik sırasında ve sonrasında sağlıklı kilonuzu korumanıza yardımcı olacaktır. Bu, sağlığınızı ve bebeğinizin sağlığını korumanıza yardımcı olacaktır.


embriyo-transferi-sonrasi-akinti-1200x800.jpg

7 Nisan 2023 BlogTüp Bebek

Embriyo transferi sonrası akıntı pek çok tüp bebek tedavisinde karşılaşılabilen bir durumdur. Çoğu kez ortaya çıkan bu akıntı riskli bir durum değildir. Fakat akıntı türüne göre risk seviyesi değiştiğinden kimi akıntılarda doktora başvurulmalıdır.

Vajinal akıntı her yaştan kadında olabilecek bir durumdur. Dolayısıyla sağlıklı bir kadında dahi vajinal akıntı olabilir. Akıntı ile vajina kendini temizleyebilir veya koruyabilir. Hormon ilaçları, egzersizler, duygusal yoğunluk, cinsel arzu, stres gibi faktörler akıntıyı etkileyebilmektedir. Ayrıca virüs ve bakteriler ve akıntı nedeni olabilir. Eğer enfeksiyonkaynaklı bir akıntı varsa akıntı kötü kokulu, renkli ve kötü bir görünüme sahip olacaktır.

Tüp bebek tedavilerinde çeşitli ilaçlar kullanılır ve bu ilaçların baş ağrısı, mide bulantısı, şişkinlik, terleme gibi etkileri yanında akıntı yan etkisi de olabilir. Transfer sonrasında bazı anne adaylarında kahverengi akıntı gelebilmektedir. Bu kahverengi akıntı olağan kabul edilirve implantasyon kanaması adı da verilir. Bu aynı zamanda gebeliğin başarısına da yorulabilir.

Embriyo transferi sonrası akıntı şeffaf da olabilir. İlk günlerde bu olağandır. Renksiz, kokusuz ve şeffaf akıntı olumsuz bir durum değildir.

Tüp Bebek Transferinden Sonra Riskli Akıntılar

Embriyo transferi sonrası şiddetli kramplarla ağır kanamalar yaşanırsa risklidir. Bu durumda zaman kaybedilmeden doktora başvurulmalıdır. Embriyo transferi sonrası akıntı şu şekillerdeyse risklidir:

Yeşil, sarı renklerde, kötü kokulu akıntılar çeşitli hastalıkların belirtisi olabilir.
Sarı, yeşil, koyu kıvamdaki akıntılar cinsel yollarla bulaşan hastalıklara işaret edebilir.
Kesik görünümde, orta yoğunlukta akıntılar mantar enfeksiyonunun belirtisidir. Vajinada mantar varlığına işarettir.
İnce, sulu, gri ya da beyaz, kötü kokulu akıntılar vajinada zararlı bakterilerin varlığını yansıtabilir.

Embriyo Transferi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Embriyo transferi sonrası akıntı ile birlikte anne adayının dikkat etmesi gereken noktalar vardır. Embriyonun ana rahmine transferinden sonra embriyonun tutunması için 12-14 gün kadar bekleme süresi olur. Bu süre çiftler için sabır gerektiren, son derece heyecanlı bir süreçtir.

Embriyo transferi sonrası sürekli yatmak doğru değildir. Transferden sonraki 1-2 gün hafif istirahat iyi gelecektir. Fakat iki hafta boyunca istirahat etmek, yatmak olumsuz etkileyecek, strese yol açacaktır. Bunun yerine günlük yaşama devam edilmeli, ağır, aşırı aktivitelerden kaçınılmalıdır.  Özellikle ağırlık kaldırma, ağır spor, ev temizliği gibi eylemlerden uzak durulmalıdır.

Beslenmeye önem verilmeli, anne adayı kendini yormamalıdır. Uyku kalitesine ve uyku düzenine dikkat etmeli, yeterince uyumalıdır. Kimyasal içerikli yiyecek ve içecekler alınmamalıdır. İlaçlar zamanında ve eksiksiz alınmalı, her ilaç doğru şekilde kullanılmalıdır.

Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar genellikle devamlılık arz eder. Bu nedenle mevcut ilaç biterse takviye alınmalı, doktor kontrolünde ilaçlar devam ettirilmelidir. Tüp bebek merkezimizde uzman hekimlerimizi embriyo transferi sonrasında da yanınızda olmakta, gerekli bütün bilgilendirmeyi ve takibi yaparak tedavinin en etkin biçimde başarıya ulaşmasına yardımcı olmaktadır.


novaart-logo-disi

NOVAART TÜP BEBEK MERKEZİ olarak, ”yeni bir hayat” sloganıyla yola çıktık. Mesleki hayatlarını infertilite-tüp bebek konusuna adamış olan uzman hekim kadromuzla, sizleri en büyük hayalinize kavuşturmak için, en son teknolojik gelişmeleri kullanarak, size özel tedavi programlarını uygulamak ve mutluluğunuzu paylaşmak istiyoruz.

NovaArt Tüp Bebek © 2021 Tüm Hakları Saklıdır